-14-

1.7K 171 182
                                    

Sıranın üstünde duran kalemlerimi ve defterlerimi hemen çantama tıkıştırıp oturduğum yerden kalktım. Zil çalmıştı ve ben hemen eve gidip güzelce ders çalışmak istiyordum. Tabi benim biricik ve bir kaplumbağadan daha yavaş olan arkadaşım Eun Ji çantasını toparlayabilirse sınıftan çıkacaktık.

"Hadi Eun Ji biraz hızlı ol."

Kafasını kaldırıp bana baktı. "Bu ne telaş be? Ne acele ediyorsun, ne güzel eşyalarımı topluyorum işte."

Göz devirerek ona baktım. Nasıl güzel eşyalarını topluyormuş. "Eve gidip ders çalışmam lazım Eun Ji. O yüzden hızlı toparlan diyorum."

Eun Ji en sonunda çantasını toplamış ve sırasından kalkmıştı. "Sen de bu sıralar ineklikte zirve yaptın ha Yeon Seo. Ne bu böyle hep test kitabı, ders, not sevdası?"

"Sınavlar haftaya başlayacak Eun Ji. Ve bizim bir haftadan az günümüz kaldı. Ders çalışmamız lazım ama bu senin umurunda değil."

Eun Ji ile sınıftan çıkıp merdivenlere doğru yöneldik. O da bu sırada bana kızgın kızgın bakmakla meşguldü. "Ben nasıl güzel sınav haftasına yaklaştığımızı unutmuştum ya. Niye hatırlatıp endişelenmeme neden oluyorsun ki şimdi?" Koluma vurup konuşmaya devam etti. "Şimdi eve gidince sınavda ne bok yiyeceğimi düşünmekten dizimi izleyemeyeceğim."

Dediği şeyle gülmeye başlamıştım. Sınavda ne yapacağını düşüneceğine ders çalışsa daha güzel olurdu ama dizilerini -özellikle Lee Jong Suk'un dizilerini- bırakamıyordu. Sınav haftasında gelmemize rağmen dizileri izlemeye devam eder ve en sonunda sınavdan önceki gün ders çalışırdı. Bazende yalvar yakar yanıma gelip benim onu çalıştırmamı isterdi. İkisinden birini yapsa bile sonuç hep aynı olurdu. Sınavdan düşük alır ve annesi ona kızardı.

"Sen bana gülmeyi bırakta anlat bakalım öğle arası neler oldu?"

Eun Ji'nin dediği şeyle gülmeyi kesip yüzüme sinirlendiğimi belli etmeyen bir ifade takındım. "Hiçbir şey olmadı Eun Ji."

"Ben de inandım Yeon Seo. Sang Hee gelmiş Jungkook'la yanınıza biliyorum. Sonra sen de benim işim var deyip alel acele gitmişsin. Ne dedi de sinir etti seni o amip beyinli anlat bakalım."

Dediği onca şey arasında ben sadece amip beyinli kelimesine takılıp konuşmaya başladım. "Amip beyinli?"

"Sen beni ne zannediyorsun kızım?" Havalı bir şekilde saçını savurup devam etti. "Arada değişik şeyler üretmek için ders dinlediğim oluyor. Neyse konuyu değiştirmeyi bırakta anlat bakalım."

Ona yan yan bakıp en sonunda pes etmiş gibi derin bir nefes verdim. Ne kadar çabalarsam çabalayayım anlatacağımı biliyordum çünkü. Hep böyle olurdu zaten, en başta ona hiçbir şey anlatmamak için direnir ve sonunda da herşeyi anlatmış bir vaziyette bulurdum kendimi. Bir monoton olmuştu artık bu.

"Siz gittikten sonra biz öylece sessiz sessiz oturduk. Sonra Jungkook onu ders çalıştırıp çalıştıramayacağımı sordu. Tabii ben de çalıştırırım dedim. O sevimlilik abidesini red etmek olmazdı." Eun Ji dediğim şeye göz devirince burun kıvırarak devam ettim. "Neyse işte, ben Jungkook'u ders çalıştırmaya başlamıştım ki Sang Hee birden dibimizde bitiverdi."

Okuldan dışarı çıkıp bahçeyi adımlarken Eun Ji gözlerini büyültüp bana baktı. "Bak sen şu amip beyinli kılıksız şeye. Eee sonra?"

"Sonra merhabalaştılar falan. Jungkook, Sang Hee'ye niye yanımıza geldin diye sormuştu. Baya şaşkındı çünkü. Sang Hee'de seni gördüm yanına gelmek istedim sadece dedi ama ben pek öyle olduğunu düşünmüyorum. Daha sonra Jungkook bizi önceden önceden tanışmıyor olarak bildiği için tanıştırdı. Ve düşünebiliyor musun Sang Hee' de beni tanımıyor gibi yaptı. Tabi ben de öyle yapmak zorunda kaldım. Onlar konuşmaya devam ederken daha fazla dayanamadım ve yanlarından kalkıp sınıfa gittim işte."

Bana Yardım Eder Misin? || jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin