Oturduğum banktan hafifçe yana doğru kaydım ve Eun Ji'nin oturması için ona yer açtım. Hemen gelip yanıma oturmuş daha sonrasında da az önce aldığı çikolataları hepimize dağıtmıştı. Teker teker kafamızı hafifçe yere doğru eğip ona teşekkür etmiş ve yaptığımız şeye geri dönmüştük.
Sang Hee'yi izliyorduk.
Bugün her zaman ki gibi öğle arasında okulun zemin katında buluşmuştuk. Beş dakika boyunca hiçbirimizden ses çıkmamıştı ama en sonunda ben dayanamamıştım. Hepimizin merak ettiği ve açmak için yol bulmaya çalıştığı konuyu açmıştım. Jungkook'un Sang Hee'yi sevmesini.
Jungkook en başta çekinsede sonradan çekingenliğini üzerinden atmıştı. Bu konu hakkında konuştuktan sonra aldığımız karar hepimizin Jungkook'a yardım edeceği olduğuydu. Ben zaten yardım edecektim, Jimin ve Taehyung ise yardım etmeye çalışıyor ama beceremiyorlarmış, Eun Ji de aramıza yeni katıldı gibi bişey olmuştu. Yani kısacası dördümüz Jungkook için çalışacaktık.
Konuşmamız ve anlaşmamızın ardından hep birlikte okul bahçesine çıkmıştık. Bahçenin sağ tarafındaki büyük ağaçların altında olan banklardan birine oturmuş öylece karşıdaki voleybol sahasında voleybol oynayan Sang Hee'yi izliyorduk.
Kafamı sağ tarafıma çevirip hemen Jimin'in yanında oturan Jungkook'a baktım. Gözlerini kırpmadan Sang Hee'yi izliyordu. O kahverenginin güzel tonlarından oluşan irislerinin bana da böyle bakmasını çok istiyordum. Bana da böyle dikkatli ve aşkla bakmasını istiyordum ama olmuyordu işte. Bana ona verdiği değeri vermiyordu.
Bunu her düşündüğümde ilk önce üzülüyor ve içimde Sang Hee'ye olan kıskançlığım artıyordu. Aklım başıma geldiğimde ise kendime kızıyor, binlerce kez bunu yapmamam gerektiğini söylüyordum. Benim görevim Jungkook'u mutlu etmekti, onun sevdiği kızı kıskanıp ona verdiği değeri ondan beklemek değil.
"E şimdi ne yapacağız?"
Jimin'in dediği şeyle kafamı ona doğru çevirdim. Evet doğru söylüyordu, şimdi ne yapacaktık? Evet konuşmuş ve Jungkook'a yardım etme kararı almıştık ama nerden ve ne yaparak başlayacağımız hakkında en ufak bir fikrimiz yoktu.
Taehyung ellerini iki yana açıp konuştu. "Bilmiyorum ama bence Jungkook gidip kızla konuşsun."
"Ne konuşacağım ben kızla söyler misin Taehyung!?"
Jungkook bir anda sesli bir şekilde konuştuğunda hepimiz tırsmıştık. Özellikle Taehyung oturduğu yerden biraz havalanmıştı.
"Ne bağırıyorsun Jungkook ya. Burda senin için uğraşıyoruz ama senin yaptığına bak. Gelip benim gibi birine bağırıyorsun. Vay be arkadaşlık bitmiş."
Taehyung hala kendi kendine söylenmeye devam ederken Jungkook oturduğu yerden kalktı ve hızla saçlarını geriye attı. Biraz sinirlenmiş ve çaresiz gözüküyordu. Ve tabi ki de havalı.
"Taehyung sen benim gidip kızla konuşmamı istiyorsun ama ben onu yapabilsem çoktan yapardım. Gidemiyorum işte, gidip kızla konuşamıyorum. Konuşmayı denediğim oldu ama onlarda da hep heyecandan saçmaladım."
Eun Ji ilende tuttuğu boş çikolata kabını bir iki adım ilerimizdeki çöpe fırlattı ama çikolata kabı rüzgar sayesinde uçmuş ve çöp kovasına girmemişti. Sinirle yerdeki çikolata kabını alıp çöpe attı. Bu hali tebessüm etmemi sağlamıştı.
"Jungkook sende ne utangaç bişey çıktın ha. Hem ne heyecanlanması öyle? Gidip kıza de işte seninle randevuya çıkmak istiyorum falan. Hem yakışıklısın ve karizma var sende, kız seni bir yakından gördüğünde mest olacak mest. Uzaktan gördüğünde de aynı şey olacak ama yakından etki daha iyi olur. Demedi deme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Yardım Eder Misin? || jjk
Fanfiction"Sevdiğim kızı elde edebilmeme yardım eder misin Yeon Seo?" ©bloodbom