-18-

1.6K 191 204
                                    

Jimin'le olan konuşmamızdan sonra ona Jungkook ile konuşacağımı ve artık ona yardım edemeyeceğimi söyleyeceğim dedim. Bunu yapmakta biraz çekinsemde Jimin benim yanımda olduğunu söylemiş ve çekingenliğimi üzerimden atmama neden olmuştu. O gerçekten iyi biriydi. Jimin benimle konuşmasa ben böyle bir kararı kesinlikle veremezdim.

Jimin'le bahçeye geri döndüğümüzde Taehyung ve Eun Ji'nin orda olmadığını görmüştük ve ikimizde ayrılıp sınıflarımıza gitmiştik. Sınıfa geldiğimde Eun Ji her zaman ki gibi telefonunu kurcalıyordu. Benim geldiğimi gördüğünde hemen yanıma gelip nereye gittiğimi ve neden gelmediğimi sordu. En başta anlatmak istemesemde sonradan Jimin ile aramızda geçen konuşmalardan bahsetmiştim ona. İlk başta benim böyle bir şeyi ona anlatıp böyle bir karar vermeme inanmamıştı. Sonradan Jimin'e mesaj atmış ve doğru söylediğimi öğrendiğinde baya şaşırmıştı.

Şu an o şaşkınlığı hala üstündeydi ve benim böyle bir karar verdiğimi o güzel kafasına sokamıyordu. Tamam eskiden bana böyle bir karar vereceğimi söyleseler ben de inanmazdım ama şimdi herşey değişmişti. Jimin'le konuşmuştum ve o bana doğru yolu göstermişti. 

"Jimin'i getir bana Yeon. O çocuğu alnından öpmek istiyorum!"

Gerçekten abartıyordu.

Göz devirip Eun Ji'ye baktım. "Abartmıyor musun sence Eun Ji?"

Ellerini omuzlarıma koyup beni sarsmaya başladı. "Ne abartmasından bahsediyorsun sen kızım? Jimin resmen devrim yapmış! Senin düşüncelerini değiştirmiş lan çocuk bildiğin. Helal olsun vallahi."

Bir yandan haklıydı aslında. Jimin benim düşüncelerimi değiştirmiş ve resmen devrim yapmıştı. Şuan önemli olan şey bu değildi ama. Önemli olan, çok geç olmadan önce Jungkook'a, Sang Hee ile olan geçmişimden bahsedip onu uyarmamdı.

"Ben gidiyorum Eun Ji."

Oturduğum sıradan kalkıp sınıf kapısına doğru yöneldim. Eun Ji bana garip garip bakıp konuştu. "Nereye gidiyorsun Yeon?"

"Jungkook'a geçmişimden bahsedip Sang Hee'yle çok yakın olmaması için uyarmaya."

Eun Ji'nin birşey demesine izin vermeden sınıftan çıkıp adımlarımı merdivenlere yönlendirdim. Zilin çalmasına yirmi dakika vardı ve ben Jungkook'u bulup ne kadar konuşursam, benim için o kadar iyi olacaktı. Biraz ani bir karar vermiştim ama bunun nedeni hiçbir şey için geç olmasını istemememdi.

Okulun ikinci katına geldiğimde hızlı adımlarla yürüyüp dikkatli bir şekilde etrafı inceliyordum. Jungkook'un bu katta olmadığına kanaat ettiğimde merdivenlerden inip birinci katı aramaya başladım. Heryeri didik didik etmeme rağmen Jungkook'u bu katta da bulamamıştım. Tanrı aşkına, nerdeydi bu?

Aklıma kütüphane geldiğinde oraya bakmadığımı hatırlamıştım. Gerçekten ne yaptığımı bilmiyorum? Kafam allak bullak olmuştu ve şu an bir an önce Jungkook'u bulup ona herşeyi anlatmak istiyordum. İstiyordum ama nasıl anlatacaktım peki? Onca şeyi bir anda Jungkook'a nasıl anlatacaktım? Bunu hiç düşünmemiştim doğrusu.

Kafamı iki yana sallayıp kütüphaneye doğru gitmeye başladım. Onca şeyi nasıl anlatacağımı onu gördüğümde düşünürdüm artık. Hem Jungkook'u gördüğümde daha iyi düşünmeye başlardım. 

Umarım öyle olurdu.

Kütüphaneye geldiğimde ses çıkarmamayı dileyerek kapıyı açtım ve kendimi içeri attım. Birkaç kişi kafasını kaldırıp bana baksada sonradan umursamaz bir tavırla işlerine geri dönmüşlerdi. Ben de sağ tarafa doğru ilerleyip kitap raflarının arasında Jungkook'u aramaya başladım. Umarım Jungkook burdadır da onu daha fazla aramak zorunda kalmazdım.

Bana Yardım Eder Misin? || jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin