"Eun Ji, git şurdan. Ve yalvarmayıda kes lütfen."
Eun Ji yarım saattir koluma yapışmış ve Jungkook'un yanına benimle gelmek istediğini söylüyordu. Bunun nedeni Jungkook değil onun için yaptığım atıştırmalıklardı. Benimle gelip yaptığım şeylerden tıkınmak istiyordu yani.
"Gelsem ne olur yani? Ben bir köşeye oturup bişeyler yerim sadece. Size hiç rahatsızlık vermem."
Ona yan yan baktım. İşi gücü yemekti. Fırsatçı olup çıkmıştı.
Bizi rahatsız etmeyeceğini söylüyordu ama ona inanmıyordum. İnanmam mümkün değildi çünkü yanıma gelip beni dürtüp Jungkook'u gösterir ve sinsice gülüp göz kırpacağından emindim. Tabi o bunları yaparken benim heyecanım kat ve kat artacaktı. Onun yüzünden Jungkook'un yanında şekilden şekile girmek istemiyordum.
"Olmaz Eun Ji, gelemezsin. Hem Jungkook'a senin geleceğini falan söylemedim ben. Gelirsen ayıp olur şimdi. Üstelik ben sana inanmıyorum. Gelip benim şekilden şekile girmemi sağlarsın sen."
Dudak büzüp konuştu. "Öyle olsun, Yeon Seo. Sen biricik kankanı götürme oraya. Anca biricik aşkın Jungkook'u düşün. Hadi git sen, ben burda yalnız başıma otururum. Açlıktan ölmem falan merak etme."
Kollarını göğsünde birleştirip kafasını hüzünle yere eğdi ve kendini iyice acındırmaya başladı. Onu yanımda götürmem için baya baya acıtasyon yapıyordu.
"Açlıktan öleceğini zannetmiyorum çünkü daha bir ders önce getirdiklerimin hepsinin tadına bakacağım, güzel yapıp yapmadığını kontrol edeceğim diyerek yedin yani. Bence şuan baya toksundur sen."
"Abartıyorsun, Yeon Seo. Alt tarafı tatlarına baktım o kadar."
Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. "Abartıyorum ha? Yirmi tane kurabiye vardı ama şimdi on tane var. Buna ne diyorsun?"
"Kurabiyeler çok küçüktü. Tadını tam alamamıştım o yüzden."
"Küçüktü yani öyle mi? O kurabiyeleri evimdeki en büyük kalıpla yaptım ben. Neyse gitmem gerek benim. Jungkook'u bekletmek istemiyorum."
Eun Ji yalvarır gibi ellerini birleştirdi. "Beni götürmeyeceksen bari getirdiğin şeylerden biraz ver. Bak cidden açım ben. Şu kurabiyelerden birkaç tane daha versen olmaz mı?"
Şaşkınlıkla Eun Ji'ye baktım. On tanesini yemişti zaten birde daha fazla istiyordu. Kurabiyeleri geçtim ondan sonra getirdiğim şeylerden de tıkınmıştı ve şuan bana aç olduğunu söylüyordu.
"Kurabiye falan veremem ben sana Eun Ji. On tane kalmış zaten görmüyor musun?"
Gözlerini kısıp bana bakarken bişey demesine izin vermeden poşeti elime alıp hızlı adımlarla sınıfın kapısına ilerledim. Kapıdan çıkarken arkamdan hafifçe bağırdığını duymuştum.
"Sen görürsün Yeon Seo!"
Dediği şeyle biraz tırsmıştım ama adımlarımı duraksatmadan merdivenlere yöneldim. Dün ki gibi geç kalmak istemiyordum.
En sonunda bordum kata inen merdivenle geldiğimde nefes alıp verişimi düzene sokmak için durup bir süre bekledim. Nefes alış verişim düzene girdiğinde de merdivenleri ikişer ikişer inerek görüş açıma Jungkook'un girmesini sağladım. Dudaklarını büzmüş ve kısık seste birşeyler söyleyerek dikkatle telefona bakıyordu.
Bu hali fazla tatlıydı.
Yavaş adımlarla yanına yaklaşmaya başladım. Poşetin ayağıma sürtündüğü zaman çıkardı sesi duymuş ve kafasını telefondan kaldırıp bana bakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Yardım Eder Misin? || jjk
Fanfiction"Sevdiğim kızı elde edebilmeme yardım eder misin Yeon Seo?" ©bloodbom