İki yıl önce
Ellerim gerginlikten ve heyecandan iyice terlemeyi arttırdığında avuç içlerimi hızla dizime sürttüm. Satranç turnuvasının son oyunu kalmıştı ve ben heyecandan geberecek duruma gelmiştim. Eğer bu oyunuda kazanırsam okulumuz, okullar arası satranç turnuvasında birinci olacaktı. Ama eğer kazanamazsam ikinci olacaktı. Ve bu düşünce daha çok heyecanlanıp soğuk terler dökmeme neden oluyordu.
Eun Ji beni sakinleştirmek için iki eliyle omzumu sıvazladı ve güven verircesine gülümsedi. O da en az benim kadar heyecanlı görünüyordu. Mark'ın ise satranç turnuvası hiç umrunda değildi, telefonda oynadığını araba yarışına kendini baya kaptırmışa benziyordu. Arada onu geçen arabalara laf atıyor daha sonrasında ise öfkesini ulaşabildiği arabaları paramparça ederek çıkarıyordu. Klasik Mark'tı.
Gözlerimi Mark'ın telefonundan çekip elinde aldığı cips ile bize doğru gelen Jihoon'a çevirdim. Yanımıza geldiğinde cipsi hemen açtı ve bana uzattı. Eun Ji benden önce davranıp cipsden bir tane alacağı sırada Jihoon onun eline vurup sinirli bir şekilde "Ben bu cipsi sen tıkınasın diye almadım Eun Ji. Yeon Seo satranç maçından önce yiyip güçlensin diye aldım." dedi.
Gergin olmama rağmen kahkaha atmaya başladığım sırada Eun Ji bayık bayık Jihoon'a bakıyordu. "Sen salak mısın Jihoon? İnsan cips yiyerek güçlenir mi?"
Jihoon burun kıvıp ellerini beline koydu. "Evet, güçlenir. Ben aç olduğumda cips yiyorum ve hemen karnım doymayıp daha fazla cips istesede güçleniyorum."
Eun Ji göz devirip Jihoon'un elinden cipsi aldı ve yemeye başladı. Ben de yüzümde sivilcelerin çıkacağı gerçeğini göz ardı edip elimi dayanamayıp cipse daldırdım. Kısa süre sonra Mark elindeki telefonu bıraktı ve bize katıldı.
Dördümüzde aynı anda elimizi cipse daldırıp avcumuza alabildiğimiz kadar cipsi almaya çalışıyorduk. Tabi bu sırada cipslere zarar vermemeye çalışıyorduk ama çok başarılı olduğumuz söylenemezdi. Bunun en büyük nedeni Eun Ji'nin özenle baktığı tırnaklarının elimize batması ve bizim de onun eline tırnaklarımızı geçirmeye çalışmamızdı. Ben çok olmasa da Mark ve Jihoon onu tırnaklarını kesmesi konusunda çok uyarıyor, hatta resmen bunun için zorluyordu. Bir keresinde okulda onu ellerinde birer tane tırnak makası ile onu kovaladıklarını ve sonunda yakalayıp, kırmamak için onca uğraş verdiği tırnaklarını kesmişlerdi.
Yine ellerimizi cipse aynı anda daldıracağımız sırada müdür yardımcısı Bay Jeon birden yanımızda bitmişti. Gerginlik yeniden tüm vücudumu sarmaya başladığında dördümüzde elimizi yavaşça cipsden çektik. Evet, tam sırasıydı...
"Yeon Seo seninle biraz konuşmam gerek, yanıma gelir misin?"
Oturduğum yerden kalkıp yavaşça Bay Jeon'un yanına gittim. Birlikte biraz ilerledikten sonra bana birazdan başlayacak olan satranç müsabakası için tavsiyeler vermeye, çok heyecan yapmamam ve kazanmam için elimden geleni yapmam gerektiği hakkında kısa bir konuşma yapmıştı. Bu konuşma kısa olsada bana yıllar gibi gelmişti çünkü karşımda Jungkook'un babası vardı. Elimde olmadan var olan gerginliğim kat ve kat artmıştı.
Bay Jeon'un öğütleri bittikten sonra hemen bizimkilerin yanına gittim. Mark ve Eun Ji burdaydı ama Jihoon ortalıkta gözükmüyordu. "Çocuklar Jihoon nerde?"
Eun Ji parmağıyla koridoru işaret etti. "Ellerini yıkamak için tuvalete gitti."
Benimde ellerimi derhal yıkamam gerekiyordu. Yoksa satrancı yağlı ellerimle oynamam gerekirdi.
Mark ve Eun Ji'ye ellerimi yıkayacağımı söyleyip merdivenlere doğru ilerlemeye başladım. Tam merdivenleri çıkmaya başlayacağım sırada yukarıdan aşağı inen Jungkook ve arkadaşlarını görmemle donup kalmıştım. Kısa süre sonra kendime gelip merdivenleri çıkmaya başladım. Jungkook yanımdan geçerken kısa süreliğine de olsa hafifçe ona bakıp basamakları çıkmaya devam ettim. Tanrım, o harika görünüyordu. Beni nasıl olduğunu anlamasanda yeniden etkilemeyi başarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Yardım Eder Misin? || jjk
Fanfiction"Sevdiğim kızı elde edebilmeme yardım eder misin Yeon Seo?" ©bloodbom