Telefonumu cebime geri koyup sakinleşmeye çalıştım. Mark normalde hiç endişeli biri değildi, sakin bir yapısı vardı ama bana attığı mesajlardan anlaşılacağı üzere gerçekten çok kötü şeyler duymuş olduğu belliydi. Durum düşündüğümden daha vahim gözüküyordu. Hemen okulun arkasına gidip herşeyi öğrenmem ve biran önce çözüm bulmam lazım.
Oturduğum sandalyede rahatsızca kıpırdanıp Eun Ji ve Jihoon'un dikkatini çekmeye çalıştım. Eun Ji hiç istifini bozmazken Jihoon yan yan bana bakmaya başladı. Hemen telefonu çıkarıp Mark'ın bana attığı mesajları açtım ve telefonu masanın altından Jihoon'a vardim. Bana garip garip bakmaya başladığında kolunu dürtüp geri önüme döndüm, o da çaktırmadan mesajları okumaya başladı. Ben de o sırada Jimin ve Jungkook'un sınavlar hakkındaki konuşmalarını dinliyor gibi yapıyordum.
Telefonun kucağıma konduğunu hissettiğimde kafamı yavaşça Jihoon'a çevirdim. Korkmuş ve endişeli gözüküyordu. Hemen eliyle bileğimi kavrayıp sıktı, biran önce okulun arkasına gitmek istediğini anlamıştım.
Tam konuşacağı sırada ondan önce davrandım. "Çocuklar biz gitsek iyi olur."
Taehyung gözlerini hafifçe büyültüp, "daha zilin çalmasına var ama" dedi.
Jimin mırıldanarak Taehyung'u onayladığında gözlerim Eun Ji'yi buldu. Birşeyler olduğunu sezmişe benziyordu. Gözlerimi ondan çekip Taehyung'a geri baktım. "Biraz işimiz var o yüzden gitmemiş gerekiyor. Sonra konuşuruz olur mu?"
Taehyung omuz silkip kafasını salladığında Jimin'de Eun Ji gibi birşeyler olduğunu anlamışa benziyordu. Ona kaçamak bir bakış atıp Jungkook'a döndüm. Kafası eğik aşağıya doğru bakıyordu. Bakışlarını takip ettiğimde ise Jihoon'un gergince kavradığı bileğime baktığını gördüm. Gözlerim anında büyürken hemen bileğimi Jihoon'un elinden kurtardım. Bu hareketimle Jungkook aniden kafasını kaldırıp bana baktı. Görmezden gelip ayağa kalktım.
Neden az önce olan şeyi görmüştü ki!? Umarım Jungkook beni yanlış anlamamıştır. Eğer anladıysa bu resmen benim sonum olurdu.
"Hadi Eun Ji, gidiyoruz." Eun Ji ayağa kalktığında birlikte çoktan kantinin girişine giden Jihoon'un yanına yürümeye başladık. İyice dibime girip kolumu dürttüğünde durması için dirseğimle ben de onu dürttüm.
Kentinden çıkmadan önce son kez arkama baktığımda Jungkook'un bana bakıyor olduğunu gördüm. Az önceki şey olmamış gibi davranıp elimi yavaşça kaldırıp gülümsedim ve salladım. O da elini kaldırıp karşılık olarak salladı ama gülümsemedi. Sadece bana baktı.
Şuan az önce Jihoon'un bileğimi tuttuğunda Jungkook'un bunu yanlış anlamış olduğunu resmen görmüş oldum.
Neden... ben?
Kolumdan aniden çekilmemle Junkook'la olan garip bakışmam son buldu ve kendimi okulun çıkışına doğru sürüklenirken buldum. Jihoon beni çekiştirirken Eun Ji'nin soru yağmuruna tutmuştum. "Ne oldu Yeon Seo? Jihoon neden bu kadar endişeli? Biz şimdi nereye gidiyoruz?"
Kolundan tutup onu kendime yaklaştırdım. "Mark Sang Hee'yi dinlemiş ve çok önemli şeyler duymuş. Bu yüzden şuan yanına gidiyoruz."
Gözleri anında açıldı ve elini azına götürüp fısıldadı. "Demek bu yüzden kütüphaneye girerken Sang Hee'yi takip ediyordu. Tanrım..."
Mırıldanarak onu onayladığımda çoktan okulun arkasına gelmiştik ve Mark görüş açımıza girmişti. Bizi gördüğünde ilerisindeki ağacın altına geçti ve eliyle daha hızlı olmamızı gösterdi. Üçümüzde bize atılan garip bakışlara aldırmadan hızlandık ve sonunda Mark'ın yanına geldik. Jihoon kadar endişeli gözüküyordu. İyice endişelenmeye başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Yardım Eder Misin? || jjk
Fanfiction"Sevdiğim kızı elde edebilmeme yardım eder misin Yeon Seo?" ©bloodbom