17 yaşındaydım. Bundan tam 3 yıl önce . Oda 15 di aslında liseye kadar benden kısaydı barış çokda sinir olurdu bu duruma. Lise 1 e başladığında epeyce sporla ve genetikle bir anda boy atıp güzel bir çocuk olmaya başladı . Benden uzun oldu. Biz halamların yanına gitmiştik istanbula . Döndüğümüz sabahda onlarla kahvaltı yapacaktık. Kahvaltıya giderken o kadar heyecanlıydım ki , uzun süre kalmıştık istanbulda çünkü . Uzun bir süre görmemiştim barışı... kahvaltıda harika vakit geçirdik . Onlar bizden önce ayrıldılar, gidicek bir hasta ziyaretleri vardı . O ailesi ile birlikte oradan ayrılırken arabalarının arkasından belki bir kere dönüp bakar diye kaybolana kadar izledim, sırf onu bi kaç saniye daha fazla görürüm diye , o bakmadı.. Bir kere bile . Ben hep onu izleyendim o arabanın arkasından o ise asla dönüp bakmayan.
"Günaydınlar herkese " diyerek masaya en son oturan kişi bendim babam muhtemelen göz altlarımı farkedecek diye göz göze gelmemeye çalışıyordum . Korktuğum oldu babam bana dönüp
"Senin gözlerin neden bu halde kızım? " diye sordu ardından o an evin içinde bulunan herkes bir anda suratıma dikkat kesildi.
"Şey ya baba . Ben biraz korktumda gece uyuyamadım pek" dedim. Buna herkes inandı barış dışında, o bakmaya devam ediyordu. Aldırmadım ve kahvaltı yapmaya başladım , karnım çok acıkmıştı.
"Hadi hazırlan sahile gidiyoruz . Salihler gelmiş" dediğinde
"Ben bugün sahile gelmeyeceğim " dedim. Dünkü gibi bir olay yaşamak istemiyordum çünkü. Salonda oturduğum koltuktan kolumdan tutarak kaldırdı beni ve bahçeye çıkardı.
"Sen o sahile gitmiyorsan , bende gitmiyorum" dedi.
"Asabileşme be , halim yok sadece . Başka bir nedeni yok" son günlerde yalan makinası olma yolunda adım adım ilerliyorum.
"Ben anlamam buraya tatile geldik" dedi ve ardından ekledi.
"Hazırlan kapıda bekliyorum" . Emir büyük yerdendi istemeye istemeye hazırlandım, ve aşağıya indim. Kapıya çıktığımda söylenmeye başladım.
"Bu yaptığın düpedüz işkence başka birşey değil" dedim . Güldü ve
"O kadar mı yorgunsun kıyamam sana" diyerek yanıma yaklaştı ve beni omzuna attı. Gerçek anlamda omzuna attı ve taşımaya başladı.
"Barış saçmalama , böyle mi gidicez" diye bağrınıyordum.
"Yorgunum , halsizim diye beynimi yiyeceğine önlemimi alıyorum işte " dedi. Gülüyordu sesinden anlamıştım bunu. Bir kaç kez daha beni indirmesini söylemiştim ama yine reddedildikten sonra direnmemeye karar verdim. Sahile kadar bu şekilde gittik. Girişinde beni indirdi.
"Kilo mu aldın sen " dediğinde göğsüne yumruk attım.
"Sensin kilo" dedim. Beni buraya kadar taşımıştı şaka maka. Demiştim size vücut geliştirdi diye yoksa imkanı yok. Sahilde biraz ilerlediğimizde salih ve kardeşi selini gördük. Salih benimle aynı yaştaydı. Burada kendilerine ait yazlıkları vardı onlarında . Normalde istanbulda oturuyorlardı.
"Selam gençlik" dedi ve ardından barışa sarıldı. Onları görünce farkettim özlemiştim. Size bir sır vereyim benim kalbimin büyük sırrını salih biliyor, onun yanındayken çok rahatım yani.
"O güzellik . Naber" diyerek banada sarıldı.
"İyidir . Uğraşıyorum bu manyakla" diyerek barışı işaret ettim . Oda altta kalır mı ?
"Valla kim kimle uğraşıyor allah bilir " dedi. Bizede şezlong ayırmalarına aşırı derecede sevinmiştim 17 yaşında olan kız kardeşi selinle sohbet ediyordum şimdide
"Çok özledi seni abim" dediğinde gülümseyip salihe baktım
"Bende onu özledim, onunla konuşmayı" göz göze geldiğimiz esnada bana göz kırptı.
Barış ve salih denize girmişlerdi. Bizde epey sıcakladık ve onların yanına girdik . Ben barışın selin salihin sırtına bindi ve güreş yaptık tabikide yendim. Ufak tefek ama güçlü kızdım ben. Herşey okadar güzeldiki barışla olan hallerim , kendimi o kadar mutlu hissediyordum ki...
"Barış" diye kıyıdan seslenen neslihanın sesini duyana kadar . O sırada barışın sırtındaydım.
"İndir beni , sevgilinin yanına git" dedim ama
" o gelsin niye iniyorsun ki " dedi. Farkında değildi ama kızın ateşli bakışları beni bulmuştu çoktan... kendimi şırtından attım. Bana sinirli bakışlar attı. Kıyıya sevgilisinin yanına gitti. Biraz hararetli bir konuşma yaşıyorlardı ama umurumda bile değildi. Selinde denizden çıkmıştı. Salihle biz denizde kalmıştık.
"Öyle bakma çok belli ediyorsun " dedi . Ona döndüm.
"Hala anlamıyor ama salak" dedim . Güldü .
"Hiç azalmadı mı be? Hala seviyor musun?" Dediğinde ise
"Hala seviyorum" dedim. Hala içim yanıyor. "O zaman bu hediyeyi sana borç bilirim" diyerek beni suyun altına itti çıktığımda bende onu boğmak için kovalamaya başladım.
"Benimle derdiniz ne gelen boğuyo giden boğuyor!" Diye bağırıyordum denizin içinde .. eğlenmiştim salihi kovalarken bir kaç dakikada olsa o kızın burada olduğu gerçeğini unutmuştum sanki.Sudan çıktık . Şezlonglara gittiğimizde neslihan benim havlumun üzerinde oturuyordu.
"Pardon, altındaki benim havlum da. Alabilir miyim?" Dedim. Gözlerime ateşli bakışlar fırlatıp kalktı şezlongtan. Havluyu aldım , rüzgarlı bir hava hakim olduğu için sudan çıktığımda üşümüştüm. Titrediğimi farkeden barış ayağa kalktı ve kendi havlusunu bana sardı.
"Arka tarafa otur sen , çabuk üşütürsün " dedi. Çabuk hastalanırdım ben, beni en iyi tanıyan kişide şüphesiz o idi. Neslihandan
"Öhöm öhöm" sesleri geldi ben arka taraftaki şezlonga geçerken...
"Oğlum yanımda oturmasana . Kız bana düşman oluyor sonra" die söylendiğimde oturduğum yerin tam rüzgar gelen yönünde oturan barış , bana gelmesini engelliyordu.
"Banane ya . Benim hayatıma giren herkes seni kabul edecek önce ,etmezsede kendi bilir " dedi.
"Bunu hiç bir kız kabul etmez barış. Onu anlıyorum" dedim . Evet sevdiğim çocuğu kendi ellerimle ona itiyordum.
"Hem bak salih durur burda" dedim tekrardan zar zor ikna oldu ve kalkıp neslihanın yanına gitti. Salihde onun yerini devraldı.
"Olmaz bunlar " dedi oturur oturmaz
"Kız seviyor belli de barış da sıkıntı var sanki" dedi.
Birşey söylemedim , ama banada garip geliyordu barışın ilgisiz tavırları..Hepimiz evdeydik . Barış ve ben, anneler , babalar ..
"Birazda bizimle vakit geçirin " diye yakınıyordu annem
"Nergiz annem sen kıskandın mı? En çok seni seviyorum ben bilmiyor musun? " diye anneme yalakalık yapıyordu barış . Onların yanına gittim ve anneme sarıldım.
"Anne sen bunu sevme , benim annemsin sen beni sev" diyerek annemin elini kendi kafama koydum ama çekti nergiz hanım.
"Barış benim birtanem" dedi.
"Aman yaşayın aşkınızı , izmire eve dönünde aman canım kızım şu çamaşırları yaşlı annen için asar mısın falan deme" dediğimde annem kalkıp yanıma geldi ve sarıldı.
"Bebeyim benim , annesine hep yardım eder" diyerek , bu sırada da barışta
"Birkaç çamaşıra satıldım şuan , nerde benim annem anneee!!!!!""Alaçatıya gidelim " dediğinde barış bu sefer reddettim, ve başardım
"Salihle dışarı çıkıcaz, şu her zaman gittiğimiz kafeye " dedim. İlk defa sesini çıkarmadı. Salihi çok sevdiğimi biliyordu çünkü . Böylelikle o salak neslihanın suratınıda görmemiş olacaktım en azından bu gece ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Aptal Aşık
Novela JuvenilO ailesi ile birlikte oradan ayrılırken arabalarının arkasından belki bir kere dönüp bakar diye kaybolana kadar izledim, o bakmadı.. Bir kere bile . Ben hep onu izleyendim o arabanın arkasından o ise asla dönüp bakmayan... Sesini seviyorum, her zam...