__11__

11 4 0
                                    

Barıştan
Aynanın karşısına geçtim . Üzerimdekini çıkardım , aynada uzun uzun bedenime baktım . Tam kalbimin üzerinde yıldız vardı. Bugünde unutmadım seni diye geçirdim içimden , az önce ağlayan gözleri , o bakışları aklımdan çıkmıyordu. Ona söyleyemedim ki gerçeği? Benim onu sevmeme ihtimalim yok ki? Sıkılmak ... bunalmak , neler saçmaladığımı düşündükçe daha çok nefret ettim kendimden . Ben seni unutmaktan korktum diyemedim. Ben seni daha çok üzmekten korktum hiç diyemedim. Ellerimin arasından kayıp gitmesini izledim. Yere çöktüm dolabından çaldığım fularını kokladım. Bu kokuya hasret kalacaktım sanırım artık. Ailemle konuşmuştum bu durumu . Beynimde bir tümör olduğunu hafıza merkezime baskı yaptığını , sizi unutabilirim demiştim kısaca . Evimin adresini dövme yaptırmayı düşünüyordum. Tedavisi mümkün ama yurtdışında yapılmasını istedim , hem eğitimime hemde tedavime başlanacaktı. Anlaşmalı olduğum doktor ameliyatı yurtdışında olmamı önermişti. Bunların hiçbirinden haberi yoktu yıldızın . Varsın beni okumaya gitti olarak bilsin ama hasta olduğumu bilmesin. Ona seni unutabilirim demek daha çok acı verirdi eminim, yada ölebilirim demek . Çünkü git gide üzerimde etkilerini hissetmeye başlamıştım bu hastalığın. Annem ve babam yıkılmışlardı ama belli etmemeye söz verdirmiştim . Son bir hafta bir hafta sonra buradan gidiyorum. Sağ ve iyi dönmek için herşeyi yapacağımdanda eminim.

Yıldızdan.
Eve dönmüştüm. Kendimi direkt odama adığ kapıyı kilitledim annem gelmişti kapıya ona ağlayarak
"Kimseyle konuşmak istemiyorum " diye bağırdım nergis sultana hayatta yapmak isteyeceğim son şeydi bu ama şuanda kimseye tahammülüm yoktu. Benim suçum neydi ki? Ben bunu hak edecek ne yaptım? Sevdim ben , dibine kadar sevdim, içimde saklayabilicek kadar büyük sevdim hemde ... karşılığında ne aldım ben peki? 8 yaşımdan beri hissedip içimde büyüttüğüm şeyin karşılığı bu muydu ? Terkedilmek ... üzüldüğüm şey sadece sevgilimi kaybetmemde değil. Üzüldüğüm şey tek dostumu, can yoldaşımı , ilk arkadaşımıda kaybetmek.. kısacası herşeyimi kaybetmek ...

Okulu asardım aslında ama önemli bir sınavım vardı girmezsem telafi edemeyeceğim. Evden 1 saat erken çıktım onunla karşılaşırsam canım yanıcaktı çünkü. Aylar sonra ilk kez kendime hiç özen göstermeden çıktım dışarıya , umurumda bile değildi çünkü. Sessizce sınav kağıdını verip çıkmayı amaçlıyordum. Okula vardığımda hemen sınıfa çıktım ve en arka sıraya oturdum.
Yanıma selin geldi. Kimseyle konuşmak istemedikçe neden yanıma insanlar doluşur anlamış değilim .
"Hasta gibisin ne oldu?" Dediğinde
"Önemli birşey değil" diye geçiştirdim.
"Seninki değilde bence barışa her ne oluyorsa çok ciddi . Bugün serdarı hatırlamadığını söyledi. Özür dileyip apar topar çıktı gitti kantinden neler oluyor?" Diye sorduğunda
"Bilmiyorum " dedim. Bir insanın davranışları pat diye neden değişirdi ki? Sınavı olduktan sonra derslere kalmadan direkt eve geçtim. Sokağa girdiğim esnada gördüm onu kaldırıma çökmüş ağlıyordu. İçim kıyıldı onu öyle görünce yanına gitmek için adım attım ama beni gördü. Gözyaşlarını hızlıca sildi ve yüzüme tekrar bakmadan çekti gitti. Bu kadar mı rahatsız oluyordu benden? Bu kadar mı ?
Uyumuştum son günlerde neredeyse yaptığım tek aktivite buydu rüyamdada sürekli onu görüyordum bu seferde geçen haftalarda mutfakta beraber yemek yaptığımız günü görmüştüm. Tüm ev ferdleri mideyi bozmuştu bizim yüzümüzden

Hayatımın her anında sen varken , sensiz bir an hatırlamıyorken ben seni nasıl atlatıcam barış

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatımın her anında sen varken , sensiz bir an hatırlamıyorken ben seni nasıl atlatıcam barış...

Cuma gününe gelmiştik . Günlerim kasvet içerisinde ilerliyordu, hava yağmurluydu. Dışarıdan yağmuru izlerken aniden kapı çaldı.
Gelen birsen teyzeydi. Kollarımdan tuttu ve
"Gitti. Gitti oğlum. " dedi ağlıyordu içeriye aldım ve hemen oturttum.
"Ne oldu?" Dediğimde
"Sana söylememizi istemedi ama o o hasta, beyninde tümör vardı , herkesi unutmaya başlamıştı. " diyerek neredeyse duymayacağım şekilde konuşmuştu.
"Nereye gitti?" Diye bağrındığımda
"Amerikaya , ameliyatını orada olması başarı şansını arttırıcakmış, bizi yanında istemedi" dediğinde bitmiştim. Dizlerimin üzerine çökmüştüm. Kalbimde büyük bir yumru vardı. Hem hastaydı , hemde veda bile etmeden gitmişti. Kızgındım, kırgındım , paramparçaydım.
"Bunu sana vermemizi istedi" dediğinde elindeki notu bana uzattı hemen açtım.
"Seni unutmaktan korktum. Beni affet . Sana son ana kadar söyleyemedim. Ayrılırsak , belki beni unutursan canın çok yanmaz diye düşündüm. Yalvarıyorum beni affet, karşında güçsüz olmak istemiyorum." Yazıyordu. Dışarıya çıktım yağmurun altında parçalayıp attım kağıdı. Ben daha mı az üzüldüm zannettin he , ben daha mı az paramparçayım şimdi . Öyle mi sanıyorsun?
Sana kızgınım barış! Seni unutabileceğimi düşündüğün için....
Sana kızgınım barış, bana yalan söylediğin için ...
Sana kızgınım barış , yanında olmama izin vermediğin için
Ve Sana kızgınım barış bana bi veda bile etmediğin için.

3 ay

Yer yer kabuslar , yer yer korkular ... hayatımın son bi kaç aydaki tanımı bu. Duydum haberini ameliyat olmuş . Durumu iyiymişte ama hayatına orada devam etmek cazip geldi sanırsam ki , hala geri gelmedi. Hoş gelse bile ona hala çok ama çok kızgınım.
Böyle şeyler hissederken bile insan ama ne olur gel , yeterki seni göreyim der mi? Diyorum işte . Bende böyle bir aptalım işte . Hala onu özlüyorum deli gibi.

5 ay
Son senemi okuyorum artık. Eski neşemden eser yok. Yalnızım. Mutsuzum. Hiç arkadaşımda yok. Bi kaç kişi dışında Birini sevmek zayıflık çünkü artık biliyorum. Bir kere daha birini kaybedip hayatımın dağılmasına izin veremem biliyorum.

Mezuniyet günü.
" kep atacaz bugün !? Ay resmen mezunuz" diyen mutlu insanların suratına baktım. Bide kasvet dolu yüzüme, annemle babamın gözlerindeki ışıltı için şu an şu kep olayına katlanıyorum onları bundan mahrum edemem çünkü . Gülümsedim benimle birlikte gülümsediler ama ikiside farkındaydı işin aslını ,bunların umurumda olmadığını . Derken o an geldi çattı. Keplerimizi atıcaktık. Kısa sayıldığım için en ön sıradaydım annemlerde bana yakındı. Oraya yanlarına biri yaklaştı, gördüklerinde şok oldukları biri ama önüme biri geçmişti göremiyordum.
Kepler atıldı , ben atamadım. Çünkü onu gördüm. Kalbim durdu, geri dönmüştü bana bakıyordu. Gözyaşlarım yine peydah oldu işte , aylardır akmaktan bitmemişlerdi , son demlerini akıtıyorlardı.
"Çok özlemişim be" içimden geçen buydu. Tamamen buydu, ama kızgındım , yorgundum. Kep atan insanlara aldırmadan sıradan çıktım. Koştum , koşabildiğim kadar , eve gittim kendimi yine odama kilitledim. Üzerimde inde çok mutlu olmam gereken kep gözyaşlarımla ıslanmıştı yine , yapayanlızdım

İki Aptal AşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin