O ailesi ile birlikte oradan ayrılırken arabalarının arkasından belki bir kere dönüp bakar diye kaybolana kadar izledim, o bakmadı.. Bir kere bile . Ben hep onu izleyendim o arabanın arkasından o ise asla dönüp bakmayan...
Sesini seviyorum, her zam...
Harika bir mezuniyet gecesi oluyordu. Gözyaşları içinde duş alıyordum annemle babam eve dönmüşlerdi. Duştan çıktıktan sonra iti olduğumu bilmeleri için yanlarına gittim. O gittiğinden beri benim için fazla endişeleniyorlar . Bu hayatta sizi herkes terk eder ama aileniz asla... yanlarına gittiğimde suratıma dikkat kesilmişlerdi . Onları rahatlatacak cümleyi kurdum "İyiyim" dedim. Gülümsediler mutfağa gittim, su alıp odama çıkıcaktım. Pencereden dışarıya baktığımda onu gördüm. Bizim bahçemizde oturuyordu. Saçlarını nedenini bilmediğim bir şekilde pilatin sarısı yapmıştı, yakışmıştı hoş. Ne hakkı vardı onun o bahçede oturmaya ! Annemin yanına gittim ve "Bizim bahçemizden çıksın" dedim. Babam hemen ayaklandı ve dışarıya çıktı mutfaktan onu izliyordum. Babam gitmesi gerektiğini söylediğinde suratı düştü, içeriye doğru baktı eğildim, göz göze gelmek istemiyordum çünkü. Tekrar ayağa kalktığımda orada değildi, gitmişti. Suyu aldım ve odama çıktım . Yatağıma oturdum ve içimden "Allahım çok şükür , sağlığı yerinde " dedim. Kızgındım, kırgındım ama kılına zarar gelsin istemezdim . Telefonumun titremesiyle elime aldım ondan mesaj vardı aylar sonra "Sürprizimi beğenmedin galiba" yazmıştı. Cevap vermedim. Tam yerine koyacakken telefonu tekrar mesaj geldi. "Konuşmayacak mıyız hiç? Affetmeyecek misin beni?" Dediğinde cevapsız kalamazdım. "Affedilmeyi dilemek için çok erken değil mi " yazdığımda anında "Haklısın ama ne kadar sürerse sürsün seni kaybedem , seni özlemekten geberdim" yazdığında cevap vermedim .telefonu yerine koydum düşünmeye başladım. Ama yok barış benim seni özlediğim kadar , senin beni özlemenin imkanı yok. İlişkiler hep öyle değil midir ? Çok seven taraf en çok parçalanan taraftır heh işte o benim.
Sabah uyanır uyanmaz . Cv dağıtma çalışmalarına başlayacaktım. Yeni mezun olarak bu sektörde düzgün bir iş bulmak ne yazıkki çok zordu. Hazırlanıp evden çıktım. Bi kaç hastaneye uğradıktan sonra eve döndüm. Şimdi sadece yakın olan yerlerden başlamak istiyordum. O parka gittim, hep oynadığımız o parka . Beni sevdiğini söylediği banka oturdum. Bu şehrin her bir köşesinde anılarım vardı . Tam ağlamaya başlayacakken önümde iki tane ayak gördüm. O olduğunu biliyordum. "Sen ne yüz" konuşmama fırsat vermeden eliyle dudaklarıma dokunup şşşhii yaptı. Aylar sonra ufacık bir dokunuşu ile bile kalbim yerinden uçmuştu yine, aşk bazen çok acımasız oluyordu. Elini dudağımdan çektim. Bana bunu yapmasına izin veremezdim. "Senin bunu yapmaya hakkın yok. Beni terkedip geri döndüğün ilk gün bana dokunamazsın" dediğimde "Seni çok özledim. Ne olur beni biraz anlamaya çalış . Mantıklı olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım ben , benden nefret et istedim , hastalığımı öğrenip acı çekmeni değil, seni unutabiliceğimi öğrenmeni istemedim.yanlıştı biliyorum" dediğinde "aylar oldu sen iyileşeli ? Neden gelmedin? Yada boşver cevap verme . Görmek istemiyorum seni" diyerek oradan uzaklaştım .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Deli gibi sarılmak istediğim adamdan kaçıyordum, hayat böyle garipti işte eve gittiğimde annem çay ve en sevdiğim kurabiyelerinden yapmıştı. "Annem , döktürmüşsün yine" diyip kurabiyeden bi tane alıp yemeye başladım. "Birsenler gelicek kızım" dediğinde kafamı salladım sadece . Benim barışla olan durumum yüzünden her hafta neredeyse beraber olan ailelerimizde ayda 1 görüşmeye başlamıştı. Sesimi çıkarırsam onlara haksızlık ederdim. Barış gelirse odama çıkar uyurdum. "Ben odamdayım" diyip odama çekildim, gitmeden yanıma çay da almıştım. Umarım yakın zamanda güzel bir iş bulabilirdim. Evde olmaktan çok sıkıldım artık. Mert mesaj atmıştı , mert mi ? Mert benim üniversitede bunalım dönemlerimde tanıştığım arkadaşım... normal arkadaşım , kimseye aşık olmadım ben barıştan başka ya hani.. Salih gibi , özel şeyler hissetmediğim bi arkadaşım. O dönemlerde gerçekten birazda olsun kafamı dağıtmama yardım ediyordu. Aynı sınıfta olduğumuz için gelmediğimde yerime imza falan attırıyordum. Notlardada baya yardımı oldu şimdi düşündüm de bu kadar strese mezun olabildiysem resmen mert sayesinde
"Gelmiş seninki" yazmıştı. "Nerden biliyorsun ki sen?" Dediğimde "Sizin sokaktan geçtim bugün, fotoğrafını göstermiştin ya ordan tanıdım" dedi.
Akşamın ilerleyen dakikalarında birsen teyzenin sesini duyarak odamın camından bahçeye baktım. Barışta gelmişti. Kaçırdık o kadar ikramlığı desenize annemi aradım. "Anne bana o masadakilerden biraz getirsene " dediğimde "Gel kendin al bu da uşak belledi beni" diye çıkıştı. Bi dakika bir dakika ben neden sürekli yanlış olan şeyi ben yapmışım gibi kaçınıyordum ki barıştan gider yemeğimi alırdım ne olacak ki . Aşağıya indim. herkese hoşgeldin diyip barışa demedim. Annemin yanındam tabağa uzanırken ayağım yamuldu ve cup annemin kucağına demek isterdim ama ne yazıkki barışın kucağına bodoslama düştüm. Aşırı utanmış hissediyordum bi yandanda komik gelmişti ama en kötüsü neydi biliyor musunuz? Kokusu aylar sonra burnuma dolmuştu. Gözlerim dolacaktı neredeyse ayağa kalktım ve "Afedersin" dedim. Gülümseyip "Önemli değil " dedi. Odama çıkıcaktım ki arkamdan geldi. "Bademli şampuanını kullanıyorsun hala" dediğinde durdum yüzüne baktım . "Ben hiç değişmedim ki " dedim. Yaklaştı. "Değişmissin , bana direniyorsun artık. Eskiden çözülürdün hemen" dediğinde "He bak aklıma geldi ne değişti biliyor musun? Nefret etmemi unutmamı istemiştin ya hani . Doğru ben senden nefret edemedim ama unuttum seni , sevmiyorum artık! Bu yüzden benden uzak dur !" Diyip neredeyse ağzımın içine girecek olan barıştan uzaklaşıp merdivenlere yöneldim. Arkamdan geliyordu, peşimi bırakmaya niyeti yoktu. "Senden nasıl uzak durulur bilmiyorum ki ben" dediğinde çoktan yüzüne odamın kapısını kapamıştım. Yere çöktüm, kapının arkasında oda çökmüştü biliyorum. "Aylarca benden uzak durdun ama" dediğimde "Ben senden haber aldım. Senin fotoğrafların bile var . Dönücektim ben annem söyledi dönme diye , çok kızgın diye , mahvettin kızı dedi. Ben sevdiğim kızı mahvetmiştim nasıl dönebilirdim ki" dedi ağlayarak , kapının arkasında ağlıyordu. "Ben senden bi haber bile alamadım, ne fotoğrafı sadece yaşıyor dediler . Beni anlayamazsın" dedim. Uzun süre konuşmadık ikimizde. Sonra söze atıldı. "Bana git dersen giderim, beni hiç görmezsin" dedi. "Git " dedim . Düşünmeden söylüyordum, tekrar giderse ne yapardım. "Git " dedim tekrar. Merdivenlerden indiğine şahit oldum. Ağzımdan çıkan her git kelimesinden sonra dahada pişman oluyorum söylediklerime "Gidersen ne yaparım?"