Etraf renk cümbüşü olmuştu. Çünkü şu anda çevremizde bulunan her ağaç rengarenkti . Yanıma vardığında nutkum tutulmuştu bile önümde diz çöktü ve ellerimi tuttu. Bir kutu çıkardı cebinden çıkardığı kutunun içerisinde 18. Yaş günümün tarihi vardı. Kafamda bir soru işareti belirdiğinde
"Neden rengarenk her yer biliyor musun? Ben seni tanıdığım günden beri sen benim gökkuşağımsın. Hayatımın tüm renklerisin, bazen mavimsin, huzurum... Bazen kırmızımsın aşkım... Bazen de beyaz çocukluğum tüm masumiyetim. Sen benim seni ilk tanıdığım günden beri gördüğüm en güzel renksin. Kalbimi gizliden gizliye attıran , gizlice sevdiren, kendimden sakındığım tek şeysin. Duygularını ve kendi duygularımı asla anlayamayan aptal aşığınım ben senin.Sana bunu o doğum gününde almıştım, seni ilk kıskandığım gün. Bi çocuk vardı sana bir hediye etmişti. Bayılmıştın ama nasıl, çocuğa uzun uzun sarıldın, içen içe kemirdim kendimi. Başkaları farkediyordu seni. Hayır o benden hoşlanmıyor demiştin ama ben o gün o kafenin erkekler tuvaletinde o çocuğun senden hoşlandığını duymuştum. Gittim bu yüzüğü ertesi gün aldım , alyansla dolaşıcaktın ki herkes hayatında biri var zannedecekti kimse sarılmayacaktı sana, sana verene kadar vazgeçtim sonra,sanane abi kızı kim severse sevsin dedim, ama şimdi zamanı geldi . Çünkü yine farkediliyorsun, canım yanıyor. Sen benimsin.Değil birinin seni farketmesini ben kimsenin seni görmemesini , duymamasını istiyorum.duydum sizi dün gece .." dediğinde içimden ah mert ah mert bağırmıcaktın öküz gibi desemde aslında benim açımdan iyi bir şeye vesile olmuştu.
"Şimdi zamanı geldi, bunu takmanın..
Peki zamanı geldiğinde benim kadınım olur musun?" Dediğinde gözyaşları içerisinde gülümseyerek
"Zamanı geldiğinde olurum." Dedim . Yüzüğü parmağıma geçirdi ve ekledi.
"Sanırım ilk ozaman farkettim duygularımı , o yüzden o tarihi attırdım. Önceside vardı ama ilk o gün acaba mı ? Acaba hissettiğim şey kıskançlık mı demiştim kendime" dedi. Ayağa kalktık ikimizde ona kocaman sarıldım kocaman kokusunu içime çeke çeke . Hayatımın tek aşkında hayalini kurduğum teklifi almıştım. Bu kadarla da bitmemişti üstelik ağaçların ışıkları söndü ve etrafımızda toplanan insanların flaşları açıldı, ardından bir melodi duydum kulaklarımda bana dans teklif etti.İnsanlar telefonlarının flaşlarını hareket ettiriyorlardı, müzikle birlikte bizde dans ediyorduk. Kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar mutluydum.El Ele tutuşup eve yürüdüğümüz esnada gülerek
''Google da aratmışsın nasıl evlenme teklif edilir diye ama bu kadarını hayal bile etmiyordum'' dediğimde şaşkınca
''Bak bak bak telefonlarım karıştırılmış'' dedi. Beni eve bıraktığında kapıdan
''Şu okulum bir an önce bitsin artık. Ben seninle aynı eve girmek istiyorum'' dedi bende gülerek
''Sık dişini az kaldı, Ben senin benii sevmeni tam 20 yıl bekledim. sende birazcık bekleyiver '' diyip dil çıkararak içeriye koştum. Direkt odama girdim ve tüm gün cam kenarında oturup salak salak güldüm. Bababam ve annemde bendeki mutluluğu fark etti tabi.
Ertesi gün iş yerine gittiğimde elimdek, yüzükle orada burada salınıyordum. Günlerdir susmayan çeneler sonunda kapanmıştı. Karşımda Can beyi gördüğümde gülerek yanıma geldi ve
''Epey geç kaldım he '' dedi. Gülümsedim ve ''Benimle olmanız için bir 20 yıl önce benim karşıma çıkmalıydınız siz , oda imkansız zaten '' dedim.
gülümsedi ve
''Belki başka bir hayatta, size mutluluklar dilerim '' diyerek benden uzaklaştı. Sonunda üzerimden bir yük daha kalkmıştı mutlu günler çok ama çok yakındı hissediyordum.
(Bir sonraki bölüm finalimiz, sizleri güzel sürprizler bekliyor. Bu bölüm epey kısa oldu ama güzel bir finalle telafi edeceğim.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Aptal Aşık
Fiksi RemajaO ailesi ile birlikte oradan ayrılırken arabalarının arkasından belki bir kere dönüp bakar diye kaybolana kadar izledim, o bakmadı.. Bir kere bile . Ben hep onu izleyendim o arabanın arkasından o ise asla dönüp bakmayan... Sesini seviyorum, her zam...