Eve doğru hızlı adımlarla ilerlerken telefonum çaldı arayan salihti , beni sahile çağırıyordu kabul ettim ve sahile doğru yola koyuldum.
Oraya vardığımda salih bana seslendi . Akşamları yere serilen minderlerin üzerine oturduk.
"Naber" diye sorduğunda
"İyiyim ya , sıkıntı yok" diyip gülümsedim . Cebinden ufak bir paket çıkarttığında
"Sende mi?" Diyerek gülümsedim ve devam ettim.
"Allahım ne çok hediye aldım bugün" dedim . Elime paketi tutuştururken açmaya yeltendiğimde beni durdurdu .
"Birşeyler söylemem lazım önce . " dedi bana bakan gözlerini denize çevirdi ve
"Biz buradaki evi satıyoruz. Maddi açıdan bi kaç sıkıntımız var . Ben .... ben birdaha yazları buraya çok sık gelebileciğimi zannetmiyorum " dediğinde
"Hayır ya saçmalama , bize gelirsin" dedim. Evet illa burada evi olmasına gerek yoktu ki .
"Tek sebep bu olsaydı belki gelirdim yıldız . Ben hiç konuşmazdım ya hep seni dinlerdim aslında ben sen konuşmaya başladığında sustum. Anlattın bana onu ne kadar sevdiğini , bende oturdum dinledim seni, tavsiyeler verdim. Ama artık yapamıyorum. Sen ona bakarken benim sana nasıl baktığımı görmüyorsun. Ben ben burada seninle ilk tanıştığımız günden beri seni seviyorum" dedi. Sesindeki çatallanmadan anlamıştım ağladığını. Şaşırmıştım, hemde fazlasıyla ben böyle bir itirafı hiç beklemiyordum.ne diyeceğimi bilmiyordum ama onu kırmak , üzmek bu hayatta isteyeceğim son şeydi." ben hiç anlamadım , özür dilerim" dediğimde bana bakıp
"Sen suçlu değilsin ki ben belli etmedim, sende anlamadın" dedi. Hüzünlü bir hava hakim olmuştu sahile , ama yıllardır o kadar fazla şey yaşamıştık ki ben onun böyle gitmesine izin veremezdim o benim tek sırdaşımdı .
" Ben seni bırakmam ama haberin olsun." Diyip gülümsedim. Oda güldü.
Elini tuttum.
"Sen benim için hep çok önemliydin , arkadaşlığın benim için özeldi . Kafanı dinlemene izin veririm ama sonsuza kadar ortadan kaybolamazsın, bulurum" dedim oda diğer eli ile benim elimi presledi ve
"Tamam tamam , bu beni son görüşün falan olmayacak anlaştık. Biraz daha uzatırsam ağlayacaksın ve ben o manzarayı hiç sevmiyorum" dediğinde o zamana kadar ilk kez sevdiğim kişi keşke salih olsaydı dedim. Sevilmeyi o kadar hak ediyordu ki ... ama işte salih ve ben gibiler hep kaybedenlerdik. Hediyesini açtığımda içerisinde güneş motifli bir kolye çıktı. Çok beğenmiştim, çok sade ve çok güzel gözüküyordu.
"Güneş , benim yazım. Benim yazım sendin. O yüzden bunu seçtim" dediğinde
"Hiç çıkarmayacağımdan emin olabilirsin , anlamı farklı belki ama benimde yazlarım sendin" diyerek gülümsedim.O gün eve salihle olduğum için geç girmiştim. Yaklaşık 5 kere barış aramıştı, içim gitmesine rağmen açamamıştım. Ben eve girdiğimde çoktan herkes uyumuştu . Yavaşça bahçeden sıyrılırken bir kişinin hala uyanık olduğunu farkettim .
"Kaçma , kaçma neden açılmıyor o telefon " dedi masada oturan sinirli barış
"Ya şey , uygun bir ortam değildi " dedim . Salihle olduğumu , ne konuştuğumuzu anlatırsam muhtemelen hoş olmazdı. Beni sakınırdı , yada gaz vermeye çalışırdı iyi çocuk falan diye en iyisi bilmemesi idi.
"Salihle görüştün mi hiç?" Diye sorduğunda
"Evet az önce onun yanındaydım " dedim. Sinirli bir şekilde
"Bana mesaj atıp telefonunu kapatmış" dedi ve mesajı bana gösterdi.
"Gidiyorum, ya aslında veda falan hiç sevmiyorum . Şimdi ağlarsın falan . Uzun süre yazları burada olabiliceğimi zannetmiyorum çünkü, seni sevdim kardeşim, sen iyi birisin . Dünyanın en kör insanı olmana rağmen , hala iyisin. Umarım artık görmen gereken şeyleri görürsün , tekrar görüşmek üzere (mesajı görünce bana saydırma , diğer yaz yokum , hiç böyle uzun gitmemiştim, ağlamalı veda istemiyorum" yazıyordu. Benden sonra atmıştı mesajı , yalancı bu beni son görüşün olmayacak yazıyordu bide ....
Güneş kolyemle orada öylece kalmıştım. Barışla dışarıda fazla kalmayıp odalarımıza ayrıldık. Ne gündü ama önce doğum günü hediyelerim , sonra neslihan , en son salih .. unutamayacağım bir doğum günü olmuştu gerçekten . Yeni yaşım vay . Resmen tam anlamıyla 20 yi doldurdum. Bunları düşüne dururken sabaha gözlerimi aralamıştım bile .
Çok spontane bir hafta daha geçirdikten sonra
Evimize dönme vakti gelmişti , barışın sınavına az kalmıştı , o yüzden Birsen teyze artık dikkatini toplaması gerektiğini düşünüyordu, bu geri dönüş bizi hüzünlendirmişti , çünkü yazın burada olmak bizim için paha biçilemezdi, izmirin o sıcağını bilen ve bilir , asla çekilmez. Arabada ilerlerken , denizi seyredip müzik dinlemeye bayılırdım , annemlerden farklı bir dünyada olurdum o an , benim dünyamda başrollerinde ben ve barışın olduğu ufak hayaller kurardım çıkan müziklerle birlikte , tüm tebessümümle yolu bitirmiştik.
Eve girdiğimde en nefret ettiğim şey bavul yerleştirmekten başka birşey değildi tabiki.
Yazın bitmesine daha çok vardı , tekrar çeşmeye gitmemiz muhtemelen bir ayı galan bulurdu asla boş duramazdım o yüzdende kışın hiç çıkmadığım gezi derneğinin kafesine gidip hamdi abiye beni eleman olarak bir ay çalıştırmasını istediğimi söyledim. Hemen kabul etti , bayılırdı bana . Hamdi abi 40 lı yaşlarında derneğin en yetişkin üyesi , neredeyse tüm gezilerin baş kahramanı idi.İşleri halledip tekrar eve döndüğümde barış kapımızın önünde oturuyordu yanına çöktüm hemen , suratında mutsuz ve bitkin bir ifade vardı.
"Sınav telaşımı sardı ne bu hal , bu üzgün haller tavırlar" dediğimde onun bu hali komik gelmişti bana
"Sınavdan korkmuyorum zeki bir insan olduğum için ," dedi ve devam etti.
"Yurtdışına gitmemi istiyorlar " dediğinde , yıkılmak ne kelime ya ben ölmüştüm . Kalbimde zaten hali hazırda karşılıksız aşkımın kılıcı varken bir de bu yurt dışı fikri o bıçağı resmen döndürmüştü bir kerede değil , ve biliyordum bu fikir devam ettiği sürece o bıçak benim kalbimden birşey bırakmayacaktı. Bana bakıp
"Sustun" dedi . Hemen cevap verdim
"Sen istiyor musun?" Dediğimde
"Yani kim istemezki iyi bir eğitim " dediğinde orada durmak istememiştim , gözyaşlarıma hakim olamayacaktım çünkü yine ayağa kalkıp arkamı döndüğümde arkamdan bağırdı
"Lanet olsun istermiyorum!" Yerimde durdum arkam hala ona dönüktü .
"Senden ayrı kalmak istemiyorum" dedi. Zaman durdu , herşey durdu , gözümde birer birer yokoldu , sokaktan geçen çocuklar , balkondan bana bakan annem . O an orada o ve ben kaldık sadece . Duyduklarım , hissettiklerim. Kimin ne düşündüğü umurumda değildi arka mı dönüp , bu zamana kadar hiç sarılmadığım gibi sarıldım ona , karşılık verdi ama farklıydı bu sefer o da bana hiç sarılmadığı gibi sarılmıştı .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Aptal Aşık
Novela JuvenilO ailesi ile birlikte oradan ayrılırken arabalarının arkasından belki bir kere dönüp bakar diye kaybolana kadar izledim, o bakmadı.. Bir kere bile . Ben hep onu izleyendim o arabanın arkasından o ise asla dönüp bakmayan... Sesini seviyorum, her zam...