Bölüm 13 : Night Visitors

1.8K 125 127
                                    

Bu saatlerde blüm yüklemeyi alışkanlık edindim kendime :D

Eee, moraller nasıl millet? Bir tek ben mi heyecanlıyım yaa ne oldu içinize babaanne mi kaçtı sizi? :D

Neyse adım adım #HOTBS15'e yaklaşıyoruz :D Yoloooooo :D 

Ashton kısmı azdı (miktar anlamında O.o) bu bölüm ama bence bu kadarı bile yeterliydi ;)

Bölüm şarkısı gibi bir şey olan 'Lazy Song' benden size gelsin :3

Bu defa cidden uzatmayacağım. Öpücükler, sevgiler, vs vs..

İyi Okumalar.. xx

 Pazartesi gecesi öylece uzanıp hiçbir şey yapmazken, konserde hangi şarkıyı söylemem gerektiği birden kafama dank etti. Gerçi o saatte akla gelen fikirlerden pek hayır gelmez ama artık çok geç. Çünkü aklıma geldiği gibi Michael’a mesaj attım ve O bana sadece bir Asyalı emojisi yolladı.

Pekala, anlamadınız. Aslında şu çevirmenlik işini de ciddi olarak düşünebilirim. Asyalı emoji, Michael Clifford dilinde ‘Çalışmamız gerekiyor’ anlamına geliyor. Yani, değiştirme şansım sıfır oluyor. Ayrıca diğerlerine sürpriz olması için onlara hangi şarkı olduğunu söylemeyeceğiz. Belki sadece Ashton’a söylerim. Bilmiyorum. Ama kimsenin bilmemesi işini sevmediğimi söyleyemem. Yani yardım etmek isteyeceklerinden eminim ama bunu son anda öğrenmeleri yanak sağlığım açısından daha hayırlı olur.

Bütün bunların ışığında çalışmaya devam ettik. Ama stüdyodan başka bir yerde. Aslında sadece Michael ve ben vardık ve Ashton nerede olduğumuzu öğrenmek için defalarca mesaj atsa da ona bir cevap yollamadım. Bir sürtük olduğumu mu düşünüyorsunuz? Eh, daha devamını dinlemediniz bile. Haftanın geri kalanı da en az başlangıcı kadar fırtınalı oldu. Müdür Kelsie önce adaylığımı almak istedi. Sonra Anna’nın yardımıyla –ki son zamanlarda ona sinir olmakla epey vakit geçirdiğimi söylemeliyim- Müdür Kelsie’ye bunun onun elinde olmadığını hatırlattık.

Balo kraliçesi oylaması yalnızca ve yalnızca –bu ‘yalnızca’ların altı çizili- öğrencilere ait bir etkinliktir. Okul personeli ve öğretmen kadrosunun bu oylama üzerinde hiçbir yetkisi yoktu. Müdür Kelsie bana kiminle-dans-ettiğini-bilmiyorsun bakışı attı. Ben de ona dans-etmiyorum-ki-etseydim-de-zaten-bu-senin-gibi-bir-ihtiyarla-olmazdı bakışı attım. Bu bakışın patenti Pamela’ya aittir.

Sonuç olarak o Müdür’dü, bense hayalleri ve intikamları olan oyuna getirilmiş ve susmak bilmeyen ablası onu tehdit etmeseydi bile gururu bu yarışı bırakmasına izin vermeyen masum kız. Tamam, masum kısmı biraz abartı oldu. Eve döndüğümde zaten bunu teyzem bir megafonla güçlendirilmiş gırtlağı yardımıyla herkese açıkladı. Bütün Victoria’s Secret ürünlerini mahvetmemin yanında –sahte gözyaşı efekti- Hazel ertesi gün okula gitmekte zorlandı. Derek çaktırmadan gülmesi gerektiği halde gülmedi ve bu da intikam duygularımı körükledi. George Enişte ve Papağan George bile bana tavırlıydı ve aslında beni en çok inciten şey buydu. Ama bir Pamela Summers atasözünün dediği gibi; Siktir et!

Hazel bana böcekten daha beter davranırken bunları hak etmişti bile. Ayrıca üzülerek söylüyorum ki popülaritesine bile katkı sağlamış oldum. Her neyse. Bütün bunlar Cuma sabahına kadar en az 50 kişinin beni balo kraliçesi adayı olarak ‘beyan etmesi’ gerektiği şartını ortadan kaldırmıyor ne yazık ki. Beyan etmesi lafı tamamen Müdür Kelsie’nin uydurmasıdır bu arada. Kısa bir hesap yaptığınızda bana kesin oy vereceğini bildiğim yalnızca… bir bakalım, 3 kişi var. Ben, Anna ve Kadie. Aslında belki onlar bile şüpheli. Doğruyu söylemek gerekirse ben bile kendime oy verir miyim emin değilim. Ama bir şekilde, hummalı çalışmalar ve baygın bakışmalarla bezeli yoğun çabalar sonucu 19 kişi daha bulabildik bana oy vermeyi isteyen. Eh, bir de Glee kulübü var ki onlara da aslında biraz rüşvet verdim ve istedikleri şarkılar bir de bakmışsınız çalma listesinin tepesine çıkıvermiş. 17 kişi de buradan geliyor ve Çarşamba günü Michael’la dersimiz bittikten sonra yaptığım hesaplama sonucu 11 kişiye daha ihtiyacım var.

Heartache On The Big ScreenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin