Herkesciklerime Merhaba! Bu haftasonu bir hamarattım, bir hamarattım sormayın yani :D
Pastalar, börekler, çörekler, misafir ağırlamalar...
Ama sonunda bölümü yazdım. Aslında yazmışttım ama yükleyemedim başım kalabalıktı.
Neyse çok uzatmayacağım bu defa.
Bu bölümün ithafı biriciğim Büşübüşüme gelsin!
Media'da bir gif var kii... şey... aslında sadece... bilmiyorum... neyse :D
Hepinizi öpüyorum ve yorumlarını okumak için geberiyorum.
İyi Okumalaaaaaar! xxx
‘Kalbin kadar temiz bu sayfayı bana ayırdığın için teşekkürler’ klişesini daha önce duymadıysanız kendinizi bir mağaraya kilitleyin ve gece gündüz şükredin. Ya da zaten bulunduğunuz yerden hiç ayrılmayın. Çünkü duymamanız, gerçek dünyaya henüz çıkmamış ve bu iğrenç klişelerden uzak kalmışsınız anlamına gelir. Size o kadar çok imreniyorum ki…
Hayatım boyunca klişelerden uzak durmaya çalıştım. Ama şimdi geldiğim noktaya bakın. Yanımda oturan eski sevgilim kulağıma bir şeyler fısıldarken arabayı süren en yakın arkadaşım bana midemi gıdıklayan bakışlar atıyor ve gaza yükleniyor. Hayatım bir Bob Marley şarkısı olmuş da ben hala Metalhead takılıyormuşum gibi hissediyorum. Ya da belki de yalnızca Dora The Explorer’ın jenerik müziğini tekrara aldım ve sonsuz şarjı olan bir telefonum var.
‘’Müzik açabilir miyiz?’’
Michael arkasına döndü ve kocaman bir sırıtışla göz kırptı.
‘’Ne oldu yoksa uykun mu geldi?’’
Gözlerimi devirdim. ‘’Şapşal şapşal konuşma da aç hadi. Güzel bir şey olursa yarın ben de çalabilirim.’’
Gördünüz mü? Hani şu ‘ben sizden üstünüm’ ses tonu.. Evet o benden çıktı. Bir masaj insanda çok şey değiştiriyor tabi. Michael gülerek şarkı listesini tararken Ashton aynadan bana bir bakış attı.
‘’Bizden bir şarkı açabilirsin Mike. Val, 5 Seconds Of Summer şarkılarını bilmiyormuş.’’ ‘5 Seconds Of Summer’ kısmını benim ses tonumla söylemişti. Bir an herkes durdu ve ben Ashton’a ‘sana-yapacağımı-biliyorum’ bakışımı atarken ve Ashton gülmeye başlarken Calum kulaklıklarını çıkarttı.
‘’Sen ciddi misin?’’ Ben cevap veremeden Ashton atladı. Ah, benden intikam alıyor, pislik.
‘’Evet, 5SOS şarkılarını rejide olmadığını söylemiştin değil mi Val?’’
Artık hepsi bana uzaydan gelmiş ve doğurmak üzere olan bir kediymişim gibi baktığına göre teyzemlerin evine ulaşmış olmalıyız. Hadi ama… Bir sokaktan daha az kalmış olmalı en azından!
‘’Ha ha! Hiç şansın yok.’’
‘’Imm.. Yani tabi ki şarkılarınız var ama… Yani okulda.. Öğretmenler filan… Yeni olmak bilirsiniz… Ashton, yol bomboş, bassana şu gaza biraz!’’
Öne eğilip ne kadar mesafe kaldığına bakarken çaktırmadan Ashton’ın koluna bir tane geçirmeyi de ihmal etmedim. Tabi ki tam bir salak olduğundan, koluna vurmamla direksiyon da hareket etti ve araba yalpaladı. Böylece Calum’un dirseği beni Luke’un üstüne yatmaya zorlamış oldu. Luke da o hızla kafasını cama çarptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartache On The Big Screen
Fanfic''It's too late to love,'' she said. ''But too early to lose,'' he replied. * Uyurken yüz hatları gevşemişti. Kendime yalnızca O uyuduğunda umutlanma izni verirdim. Kısa bir süre önce alt dudağının sol tarafına taktırdığı piercing pencereden içeri g...