Bölüm 14 : Give Me The Greenlight

1.9K 126 120
                                    

Merhabaaaa!!!

Ayyy, ben çok heyecanlıyım! Siz de öyle misiniz? :D

Bir sonraki bölüüüüüümmm #HOTBS15 :D *fireworks and drums*

Herkes önceki bölümün sonunda bir öpücük bekliyordu ve ben de diyorum ki 'Geciktirilen mutluluklar daha çok haz verir insana' ;D

Neyse işte...

Medyam bu defa çok güzel... Çok anlamlı ;D

İyi Okumalar xx

‘’Rae! Uyan hadi!’’ Yatağımın tam altından biri –ses tonuna ve kullandığı isme bakılırsa Derek- tavana vurdu. Evet, odam Derek’in odasının tam üstünde ve Derek bunu keşfettiğinde tavuk çiftliğine düşmüş sansar gibi sırıttı. Böylece yeterince biyoloji bilgimi konuşturuyorum, evet.

Kıpırdandım ve uyuklamaya devam ederken çatı katının kapısı açıldı.

‘’O lanet koca kıçını yataktan kaldır, Rae! Yoksa ben gelip seni sürüklerim! 15 saniyen var!’’

Hah, ne yapabilirdi ki? Hiçbir şey. Çok çok bu halimle kafasına bir tekme atardım. Karnım bir kez daha ağrırken ağzımdan bir inildeme kaçtı. Bir el saçlarımı okşadı.

‘’Sessiz ol. Burada uyumaya çalışıyorum.’’

Lanet Olsun!

‘’10 saniye ve merdivenlerden yukarı çıkıyorum!’’ Derek bu oyundan zevk almış gibi duruyordu. Ama hey! Ben zevk alıyor muyum? Kesinlikle, HAYIR! Burada kuzenim Derek Hale’den bahsediyoruz. Tüm Narnia’daki en çıkarcı insan.

‘’Aman Tanrım! Ashton! Uyan! Uyansana, hadi!’’ Fısıltılı çığlıklar düşünün. Ve bir de adrenalinle güçlenen bir kızın sizi yataktan ittiğini. Ashton tamamen kafası karışmış halde ve tabi ki tamamen karışmış saçlarıyla yerden bana baktığında onun için üzüldüm.

‘’Neler oluyor, Valerie?’’ dedi yeni uyanmış ve kesinlikle fazla yüksek çıkan bir sesle.

‘’İşte, neredeyse oradayım, Rae!’’ Aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

‘’Eğer o kapıyı açarsan Tanrı yardımcın olsun, Derek! Çünkü şuan çıplağım.’’

Ashton’ın açılan gözleri muziplikle parlarken gülmemesi için elimle ağzını kapattım. Lanet perdeleri çekmeyi neden unuttum ki sanki? Birkaç saniyelik bir sessizlikten sonra çatı katı kapandı ve Derek aşağıdakilere bağırarak bir şeyler söyledi. Ah, kahretsin!

‘’Hadi Ashton! Hadi oyalanma! Kalk çabuk…’’ Bir saniyeliğine odamı gözden geçirdim. Tamam, pek parlak bir fikir değil ama yatağımın altından daha iyi bir fikir olduğu kesin. Emin adımlarla gidip dolabımın kapağını açtım.

‘’İçeri!’’ Bana anlamamış gibi baktı. ‘’Bana öyle bakmayı kes ve ayağa kalk. Birazdan başka biri gelir ve George Enişte’ye uslu duracağıma söz verdim ve…‘’ Sesim aklıma gelen düşünceyle kesildi.

‘’Ne? Ne diyecektin Val?’’

‘’Hiçbir şey.’’

‘’Evet, bir şey diyecektin.’’ Umursamaz bir tavırla omuz silktim.

‘’Kimsenin bizi birlikte görmesini istemiyorum diyecektim,’’ dedim huysuz bir biçimde. Ashton gözlerini devirdi.

‘’Seni tanıyorum Beni vazgeçirmeye çalışıyorsun. Hadi söyle!’’

Heartache On The Big ScreenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin