Bölüm 4 : My Time To Shine

2.9K 162 91
                                    

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki okuyan ve yorum yapan herkese çok çok teşekkürler, aşırı seviliyorsunuz! Evde nasıl sırıtışlarla dolaştığımı anlatmak için kelimeler yok. Her ne kadar siz bu kısımları geçip hemen bölüme atlayacak olsanız da ben yazmakta diretiyorum. Mükemmelsiniz!

Team Lucas vs Team Ashton Savaşı yorumlar üzerinden resmi olarak başladı! :D

Düşüncelerinizi yazın, araya atlayıp yorum yapmamak için yumruğumu ısırıyor olacağım ama pek başarılı olamayabilirim de ;) 

Couple names olarak da Ashton + Valerie = Asherie geldi aklıma ama Luke'lusunu yapamadım .s

Hikayeyi yeni bulup başlayanlar çok tatlısınız, umarım okumaya devam edersiniz.

Afra, gıcıksın -,-

İthaf isteyenler çekinmeyin sorun, ben her bölümü birine ithaf etmek isterim :D 

Sanırım bu kadar... Aslında daha fazlası var ama kısa kessem iyi olacak (!) 

Sevgiler. İyi Okumalar... *feels* *feels*

Karşılaşmalar söz konusu olduğunda hiç iyi olmadım. Demek istediğim her türlü karşılaşma.. Futbol karşılaşması, voleybol karşılaşması, basketbol karşılaşması… Beden eğitimi dersinden kaçan bir kız için normal diyebilirsiniz. Halt etmişsiniz siz!

Hayatımda şimdiye dek yaptığım her şey karşılaşmalardan, hatta bana haksızlık bile etseler o insanlarla yüzleşmekten kaçma felsefesine dayanıyordu. Evet, bir insan aşkı için savaşmalı. Hakkını korumalı. Ya da her neyse. Katılıyorum, haklısınız ama lanet mükemmelliğinize tüm insanların ulaşmasını bekleyemezsiniz. Hem ya karşımdakinin yaptıkları için mantıklı bir sebebi varsa? Ya bunu sırf hastalıktan ölmek üzere olan küçük kardeşi için yapıyorsa? Ya ailesini kaçırıp onu tehdit ettilerse? Sırf benim kalbim kırılmış diye, birazcık incindim diye, her şey yolunda gidecekken birini kendi üzülmüşlüğümden daha fazla üzmekten korkuyorum.

Başkasının ne düşündüğünü bilemem. Sebeplerini bilemem. Bildiğim sadece kendim ve bu riskleri alacağıma sessiz durup kendi kalp kırıklığımı bir an evvel düzeltmeyi ve hiçbir şey olmamış gibi yeniden güneşli bir sabaha uyanmayı tercih ederim.

Bu planı uygulamama engel olan tek şey, hiç değişmediğimi ve hatalarımdan ders almadığımı gösterircesine, Luke’un gözleriydi. Göz göze gelmek zor bir durum. Kendinizi açığa çıkmış hissediyorsunuz.

Calum öksürdü.

‘’Teşekkürler Luke. Gerçekten acıkmıştım.’’ Luke’a doğru yürüdü ve elinden pizza kutusunu aldı. Böylece büyü bozulmuş oldu.

Michael da gitti ve rastgele bir pizza kutusunu almaya çalıştı tabi ki bu esnada diğer kutuyu devirdi. Luke, O’na bakıp gülmeye başladı. Bir yandan da kızmış gibi görünmeye çabalıyordu ama dudağının kenarındaki kıvrım yerli yerindeydi.

‘’O benim pizzamdı!’’ Michael’a bir yumruk attı. Ben bunları izlerken Ashton da bana fark ettirmeden önüme geçmiş neredeyse Luke ve benim aramda bir set oluşturmuştu. Hah! Evet, çok tatlıydı. Birtanecik arkadaşım, her zaman olduğu gibi benim yerime beni iyiliğimi istiyordu. Onun hakkını nasıl ödeyebilirdim ki? İçimden yükselen ani bir sevgiyle ilerledim ve parmak uçlarımda durarak arkadan Ashton’ın omzuna bir öpücük kondurdum.

Luke bana döndü.

‘’Sen de bize katılmak ister misin Valerie? Üzgünüm, burada olacağını bilmiyordum. Yoksa senin için de bir tane alırdım.’’

Heartache On The Big ScreenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin