Bölüm 6 : Leave Out All The Rest

2.5K 149 58
                                    

Öncelikleeee herkese Merhaba! 

Tüm haftasonu yoğundum. Yeni bölümü kurguladım ama yazamadım. Ama bugün hırs yaptım ve 'yazacağım bu bölümü' dedim. İşte karşınızdayım ;)

Umarım heyecanla bekliyorsunuzdur :D Umarım hikayeyi gerçekten sevmişsinizdir. Pek çaktırmasam da kendime güvenim çok az yani beğenip beğenmemeniz bu durumda aşırı önemli oluyor. Neyse...

Bölümle ilgili bir yorum yapmayacağaım sadece bir uyarım var.

Bağıran harflerle yazıyorum.

DİKKAT!!! SPOILER ALERT!!!! 

EĞER 'THE AMAZING SPIDER MAN 2'yi İZLEMEDİYSENİZ OKUMAYIN DERİM! İçinde eser miktarda değil, biraz fazla miktarda spoiler var yani şimdiden üzgünüm ama kendimi tutamadım :/

Size koccaman öpücükler veee İyi Okumalar!

Not: Adalet olsun dedim. Hani dedim. Öncekinde Ash vardı. Bunda da Luke olsun dedim. Ama bu gif çoğuştu (:

Gece uykuya dalmadan önceki zamanı ya hayal kurmaya ya da o gün yaptığım salaklıkları hatırlayıp utanmaya ayırırım. Sonra da hayatım boyunca yaptığım aptallıklardan bir Top10 oluşturup bu hafta boyunca bir yer değişimi olmuş mu, listeye 7. Sıradan giren var mı diye kontrol ederim. 1 numaranın yeri değişmedi ve uzun bir süre değişecek gibi görünmüyor. Ama 2 numara için sıkı bir rekabet var. Bilirsiniz kıran kırana ya da benim durumumda oldukça ‘kanlı’ bir mücadele.

Luke’un benim şok olmuş halime sırıtması, sonra alnımı öpüp ‘’Sadece şaka yapıyorum Valerie,’’ dedikten sonra geldiği gibi hızla yok olması ve ah evet, açık kalan kapıdan içeri giren kısık sesli kahkahası 2 numara için oldukça ideal. Bir de elimdeki kanlı bandanayla öylece dururken, alnımda öptüğü yerin karıncalanması. 2 numara için mücadele eden diğer durumsa Ashton’ın beni parmağımı emerken görmüş olması. Bundan daha küçültücü bir durum olabilir mi acaba?

Sizi bilmem ama ben artık annemin gençliğinden kalma –teyzemin yetişkinliği oluyor bu- devasa CD çalardan iğrenç şarkılar dinlemek için bundan daha uygun bir anı hayal edemiyorum. Yeni yerleştirdiğim CD’liğime gittim. Hayatımda paramı harcadığım şeyler oldukça azdır. Kitaplar –mümkünse içinde yakışıklı, korumacı ve ölümüne ateşli erkek karakterlerin olduğu-, elbette ki yemek ve bol miktarda albüm. Linkin Park’ın Minutes To Midnight albümü ilahi bir ışığın altından bana ‘beni seç’ diye bağırınca tercihimi ondan yana kullanmamak olmazdı. CD’yi taktım, sesi sonuna kadar açtım ve henüz yatağım gelmediği için idareten yere serdiğim battaniyelerin üzerine uzandım.

Saat gece 2’yi gösterdiğinde –yarın bir zombi olacağım kesinleşmiş olduğunda- albümdeki tüm şarkıların sözlerini ezberlemiştim. Şimdi hedefim arka plandaki karmaşık elektrogitar sololarını çözümlemekti. Michael’a söylediğim şey konusunda ciddiyim. Ben Valerie Summers, elektro gitar çalmayı öğreneceğim.

‘’Ben de İsa olarak dünyaya yeniden geleceğim.’’ Pamela umursamaz bir tavırla ellerini törpülüyordu. Ah evet, artık onu görebiliyordum da. Lanet olsun!

‘’Bana olan inancın her geçen gün artıyor Pamela. Bunun için sana nasıl teşekkür edebilirim?’’

Benim sesim de onunki kadar alaycıydı. Sırıttı.

‘’Ah, mesela o mağaradan çıkmışsın gibi görünen ellerini daha fazla ortada sallamayabilirsin. Ve sanırım ağda da çok iyi olurdu. Açık renk olman tüylerinin görünmediği anlamına gelmez. Sen saçma sapan hayali gitarını çalmaya çalışırken ben burada senin yüzünden mide spazmları geçiriyorum.’’

Heartache On The Big ScreenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin