Uzayı dinlemeyip Vildanın peşinden gitmeye başladım. Fakat kız vampir hızındaydı. Hemen elbisenin tülünü toplayıp koşmaya başladım. Vampir hızında koşuyordum ve etraftaki bağzı insanların kameraya çektiklerini görüyordum. Aldırmayıp koşmaya devam ettim. Ormanın içine girmiştim. Girmemle Vildanın kaybolması bir olmuştu. Tanrım ne yaptım ben?
2 Saat sonra :
Hala ormandaydım. O sırada yine o geldi. Vildan ve ilk defa mantıklı bir şeyler demeye başladı. Vildan:
-Biliyormusun? Seni çok aradım. Çok özledim. Peki ya sen? Sen bunca zaman boyunca sadece düşünmüşsün. Ben ise tüm şehirleri gezdim. Sırf seni bulabilmek için. Şimdi ise buldum ama çok geçti. Seni bulduğum zaman çok önemli birini hatta birilerini daha buldum. Belki bu bulduğum kişiler bana izin verirse geri seni almaya gelirim.
Dedi.
-Peki kim bu kişiler?
Diye sordum.
-Bu kişiler s-
Cümleyi tamamlayamamıştı. Çünkü sağolsun Kuzey gelmişti. Öfkeyle ayağı kalkıp önce itekledim. Kafasına tam arkasındaki altı adım gerisindeki ağaca vurdu. Evet bi vampir sinirlenirse bu kadar uzağa itekleyebilir. Bir adım atıp:
-Senin yüzünden bu kişiler kim hiç bir zaman öğrenemiycem. Aferin sana! He-
Dona kalmıştım. Sözümü bitiremrmiştim. Ben napıyordum böyle. Sadece:
-Kuzey ben çok çok ö. Özür dilerim.
Diyebildim.
Kaşının üstü kanıyordu. Tam altı adımlık yeri tek itekleyişimde bitirmiştim Kuzeyi. Ağlayarak yanına koştum. Boynuna sarılmak isterdim ama boyum yüzünden sadece belinin az üstünde karnını geçebilecek şekilde sarılmıştım. Kuzey:
-Eve gidelim.
Dedi.
Kafamı hayır anlamında sallayıp sarılmamı bitirdim. Sonrada iki adım geriye gittim. Hala ağlıyordum. Bi iki ağacı geçip otluk bir bölgeye oturdum. Dizlerimi kendime çekip kafamı içine gömdüm. Ağlamamı durdurmaya çalışıyordum ama nafile. Birden Kuzeyin kafamı kaldırıp ağzıma bir şey vermesi ardındanda bir şişeyle su içirmesi bir oldu. Ağzıma verdiği şeyi yutmuştum. Yutkunup:
-Bu ne?
Diye sordum.
-Buuuu uyku ilac-
Uyumuştum. Gözlerimi açtığımda başını dizlerime yaslayıp uyuyan Uzayı görünce irkildim. Boğazımı temizleyip sessizce onu uyandırmadan ayağa kalktım. Odamdaydım. Üzerimdeki abiye dün ormana gittiğim için baya kirlenmişti. Takmayıp aynalığımın üzerinde duran ıslak mendilden bir tane alıp yüzümdeki makyajı sildim. Dün gece sanırım Uzay bizim evdeydi ve uyku ilacı almıştıki uyuyordu. Kuzey beni buraya getirdikten sonra belliki topuklularımı çıkarmıştı. Topuklularım ayağımda değil yatağımın yanındaydı. Alıp kutusuna koydum sonrada yerine yani ayakkabı dolabımdaki rafa koydum. Saçımı bozup açık bıraktım. Sonra gardurobumdan bir şeyler seçtim. Odadan çıkıp tuvalete girdim. Rahat gündeliğimi giydim. Tulum tarzı ama çok salaş.Giyinip tekrardan odama gittim. Odaya girince ilk yatağa baktım. Fakat Uzay orda değildi. Uyanmış ve Can ile pencerenin önünde duruyorlar, bana bakıyorlardı. Kafamı "Ne? " anlamında salladım. Cevap gelmeyince:
-Acaba niye burdasınız?
Diye sordum.
Can:
-Senin tedavini için buradayım.
Uzay:
-Can senden üç yaş büyük ve bir yeteneği var. Sen ona ne sıkıntın olduğunu söylüyorsun oda hislerini kullanıp sana ne iyi geleceğini söylüyor.
Dedi.
-İyi o zaman size başarılar.
Deyip arkamı döndüm. Tam çıkacaktımki Uzay önüme geçip kapıyı kitledi. Ne yapmaya çalışıyırlordıki ben iyiydim. Allahım ya?
-Ben iyiyim. Hasta değilim yada birşeye ihtiyacım yok. Şimdi çıkmak istiyorum.
-Olmaz. Sen iyi değilsin. Olmamış, aslında olmaya birini görüyorsun.
-Hayır o var.
-O yüzdenmi seni bırakıp gidiyor yada biri gelince puf oluyo.
-Bi kere Vildan gerçek gitmedi. Burda yaşıyor ve geri gelicek.
-İyi değilsin. O gerçek bile değil sana yemin ederim.
-Hayır gerçek. Dün onun elini tuttum ve kaybolmadı.
-Tutmadın sen öyle sanıyorsun.
-Hayır siz hepiniz beni manyak sanıyosunuz ama bir şey diyimmi asıl manyak olan sizlersiniz. Şimdi git buradan.
-Lütfen yardım edebilirim.
-Can istemiyorum.
-Zorunda değilsin. Bu senin seçimin ve hemen istemiyorum deme biraz düşün. Mesela bu akşama kadar. Akşam gelip yine sorucam.Deyip Can dışarı çıkarken ben ise hala Uzayla göz teması kurmamaya çalışıyordum. Sanırım bu duruma daha fazla dayanamayan Uzay odamdan çıktı. Yatağıma doğru yöneldim. Yorganın altına girip kafama kadar yorganı çektim. O sırada odaya biri girdi. Kafamı dışarı çıkarmak yerine umursamadım. Ses:
-Sevgilim.
Dedi. Ve ekledi.
-Nerdeymiş benim sevgilim?
Kafamı yorganın altından çıkarıp Kuzeye doğru baktım. Niyeyse yüzünde bir şeye kızmış ifadesi vardı.
-Ne oldu? Sinirli gibisin.
-Biraz öyleyim. Sebebi de sensin.
-Ne?
-Sanırım biri iyice beni Canla düşman yapacak.
-Allah ala lan benim suçum ne?
-Lan deme birrr. İkide Cana zaten gıcığım seninde maşallahın var. Çocuk sana gel seninle ilgileneyim. Diyor.
-Napıyım yani?
-Konuşma. Yada akşam kabul et. Seninle ilgilensin. Sonra ise bağlantını komple kes.Oflayıp başımı tamam anlamında salladım. Sonrada Kuzeye:
-Bu arada benim bir suçum yok sen zaten çocukla neyse.
Deyip yarıda cümlemi kestim.
-Zaten çocuğa gıcığım. Uslu dur senle ilgilensin sonra bağlantını komple kes. Zaten çocuğu dövmemek için zor duruyorum.
-Bu bildiğin rando döndü. İsterseniz ringe çıkın.
-Ben gıcık olduğumu yaşatmam. Hele senle çok ilgileni hiç yaşatmam. Dua etsin sağlığın için.
-Dr. Can vs sevgilim. Rond bir. Lütfen sizi ringe alalım.
-Kes sesini. Hem daha demin sen sevgilim mi dedin?
-Evet ama ilk ve sondu.
Deyip Kuzeyin elindeki tabağa bakmaya başlad. Bir elinde tabak diğer elinde de bir bardak vardı. Yatağımın köşesine oturup elindeki tabağı kucağıma koydu. Çığlık attım. Çünkü çok tatlıydı. Kendimi hazırlamıştı? Normalde tatlı şeyleri sevmeyen ben bunu beğenmiştim. Görüntü;Ağzıma bir çilek atıp Kuzeyi hızlı bir şekilde dudağından öpüp boynuna sarıldım. Geri çekilince ağzıma bi tanede çikolata attım. Bu kez Kuzeyin yanağında öpüp:
-Sevgilimm.
Dedim.
Sevgilim dememle yüzünde bir sırıtma meydana gelmişti. Gülümseyerek:
-Sen sevgilimmm mi dedinnn?
Dedi.
Kafamı evet anlamında sallayıp telefonumdan kamerayı açıp tabağın fotosunu çektim ve instagramda Kuzeyi etiketleyip hikayeye attım. Tavşanlı kurabiyemden ıssırmaya başladım. Tekrardan Kuzeye gülümsedim. Elindeki kan dolu bardağı uzatınca önce içine baktım
Kan olduğunu görünce bir yudum aldım. Sonra tavşanlı kurabiyemden tavşanın diğer kulağınıda ısırdım. Tekrardan kandan bir yudum alıp hem tabağı hemde bardağı yatağımın yanındaki komidinliğe koydum. Kuzey:
-Ne oldu daha dileklerin, çikolataların, ayılı kurabiyen ve yarısı yenmiş tavşanın duruyor.
Dedi.
-Birazdan yerim.
Dedim.
-Yani her türlü yiyor.
Dedi.
-Evet de kendin mi yaptın.
-Şey ayı ile tavşan şeklindekiker hazır. Onun dışında tabak düzeni, çilekler ve çikolatar kendim yapımım.
-Teşekkürler.
-Afiyet olsun. Sevgilim.
-Deme sevgilim kelimesini.
Dedim.
Sadece sırıttı. Ben ise akşamı düşünerek elimdeki kanı bitiriyordum.
Aşağıyı okuyun. Özellikle sonu:
Bi sonraki bölüm inanılmaz romantik. Sizce nasıl bir romantiklik.
Yorumlara. Tahmin edenin ismini hikayenin başına soyadıyla yazıcam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okuldaki Vampir Kız! (Tamamlandı)
VampireElanur Kervankıran ❤ Gizemli bir kızın hikayesi, tuhaf bir anlatıcı, siyah rengin en çok yakıştığı kız.. ?Benim adım kumsal soyadımsa, soyadımı bilmiyorum neden mi annem ve babam kim bilmediğim için soyadımı da öğrenemedim ben şimdilik soyadımı si...