Sabah kalktım duş aldıktan sonra üstümü giydim (medyada canlar).
Aşağıdan ses gelmediği için merak edip aşağı indim. Annem kahvaltı hazırlıyordu ama çok keyifsizdi onu hiç bu kadar keyifsiz görmemiştim. Günaydın deyip yanağından öptüm.> Günaydın kızım. Hadi masaya otur.
Sessiz bir şekilde kahvaltı yapıp evden çıktık. Okula vardığımda müdür konuşma yapıyordu. Biraz dinlediğimde ise durumu anlamıştım müfettiş gelecekmiş te bilmem ne. Her zaman aynı konular. Sıra olup okula girdik ama Buğrayı göremedim. Bugün defterlerine bakarak onun yazısıyla mektubu yazan kişinin yazısını karşılaştıracaktım ama o yoktu acaba gelecek mi? İçimden gelsin diye dua ederken sınıftan içeri girdi. Aptal eğer bu işte senin parmağın varsa sen görürsün. Buğra bana baktığında ona öldürücü bakışlar attım o da bir sorun mu var anlamında göz kırptı. Tabikide cevap felan vermedim sadece başımı diyer tarafa çevirdim. O da ne el ele sınıftan içeri giren Sevim mi. Vay canına çok yakışmışlar. Okan Buğranın yanına oturduğunda Sevimde benim yanıma geldi.
> Günaydın. Okan kaydını bu sınıf aldırmış.
》Ayy ne romantik.
> Demi yaa.
Kimyacının sınıftan içeri girmesiyle herkes ayağa kalktı ben hariç zaten en arkadaydım görünüyordum bile.
~ Herkes otursun.
Bu cümleden sonra Kulağıma kulaklık takıp ninni açtım ve uykuya daldım.
•••°●●°°°●●●°●●°●°●●°●°●●°●°●°●°●°●●
Kolunun serçe dürtüklenmesiyle gözlerimi açtım Buğra başımda beni uyandırmaya çalışıyordu.
》Ne var?
> Neden uyuyorsun. Bu arada sen hala ninni dinleyerek mi uyuyorsun.
》Sanane be çocuk. Gitsene ya.
> Hadi kalk bir elini yüzünü yıka da gel.
》Bak tekrar söylüyorum defol başımdan.
> Bişey mi oldu ben bilmeden seni kırdım mı.
》Bilmeden mi? Neyse git başımdan.
> Duygun
》Sen gitmessen ben giderim.
Sınıftan çıkıp kantine yöneldim. Acaba Sevim nerde? Ayy ben defteri unuttum. Offf. Kantinde Sevimi Okana görünce yanlarına gittim.
》Selam enişte.
~ Selam Duygun.
》Sevim keşke beni uyandırsaydın. Kaçıncı dersteyiz?
> 3. Derse giricez.
Amanın kaldı 5 ders daha çok var ama defter için belkide geç kaldım. Koşarak sınıfa çıktığımda sınıfta kimse yoktu bunu fırsat bilip Buğra'nın masasındaki defteri açıp çektim. Acaba o mu yazmıştı ama ondan başka kim alabilirdi ki anahtarı. Düşüncelerimden sıyrılıp sırama geçtim. Sonraki dersler sıkıcı ve bir o kadar da sessiz geçmişti Sevimle bile konuşmamıştım. Çıkış zili çaldığında Sevim kafeye gidelim mi diye sordu. Bende eve uğramam lazım ama siz geçin ben evdeki işimi halledip gelicem dedim ve arabama bindim. Bir yandan o notu Buğranın koymuş olması için dua ederken bir yandanda hadi o koymamışsa diye düşünüyordum. Eve gidip zarfın içindeki yazıyı çıkardım ve Buğranın yazısıyla karşılaştırdım ama ikiside çok farklılardı. Buğranın yazısı güzeldi fakat zarftaki yazı kötüydü. Peki bu yazı kimindi ve ne yapmak istiyordu üstelik babam olduğunu iddia etmişti bu imkansız benim bir tane babam var. Düşüncelerimden telefonumun çalan sesiyle sıyrıldım. Arayan Sevimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUYGUN #wattys2019
ChickLit~AKTİF~ Kitap kapağı için fearthehart teşekkürler. Karanlığın içinden bir ses bana sesleniyor " Duygun yalanların içinde yaşamaktan sıkılmadın mı?" Ne yalanı diye karşılık verdim donuk ve yabancı olan sese " Ne yalanı, sen de kimsin?" "Ben senin bi...