Günlük 1: Sana sevgi göstermeyeceğim

2.1K 79 20
                                    

Günlük,

Çoğunluğun kalıplaştırdığı gibi lafa sevgili günlük diyerek başlamadım, evet.

Bu sıfatı kullanmak istediğim tek kişi var çünkü. Fakat Murphy kanununun duygularıma pek sıcak baktığını sanmıyorum.

Yoksa hayallerimin çoktan gerçeğe dönüşmesi gerekirdi. Kaldı ki hayal olarak nitelendirdiğim düşünceler öyle aşırı pozitif sahneler de içermemekte. Ha, gönül ister ki o melankolik ela gözlerine aşk sızdığında, baktığı yönde ben dikileyim. İnci dişleri dudaklarının oluşturduğu perdeyi açıp dünyaya en güzel gülümsemeyi yolladığında, o gülüşün sebebi ben olayım. Gönlünden bu aşk da ne ola ki diye sorduğu her seferde, cevap olarak aklına ben geleyim. Belirgin gamzelerim olmamasına rağmen o benim ruhumun çukurlarına inşa etsin evini, yaşasın orada. Ben onun için onun en sevdiği çiçekten kocaman bir bahçe yapayım. O benim damarlarımdaki deli kanı dizginlesin. Sonra havuz kazalım beraber. Hayat bizi ağlatmaya karar verdiğinde, beraber kazdığımız havuzun kenarında sarılalım birbirimize. Tuzlu gözyaşlarının geleceğimizi görmemizi engellemesine izin vermeyelim. O havuza dökelim tüm kederimizi, dökelim ki zafer mevsimi kapıya dayandığında yıkılmadığımızı kutlamak için inadına yüzelim o havuzda. Nasılsa ıslanmayacağımızı bile bile.

Fakat gönlün nasıl ferman dinlemiyorsa, hayat da seni dinlemiyor, biliyorum. İşte bu yüzden hayallerimde kendime izin verdiğim tek düş, benden nefret etmemesi. Benden uzak olmasın, benim yüzümden hayatı kararmasın yeter. O mutluysa, ben de mutlu olacağımdır zaten.

Eh, evet; biraz üzgün bir havaya büründüm şimdi. Ama anlaman lazım; eğer burada bilgisayar karşısında harf tuşlarına basmaya yeltendiysem demektir ki, şimdiye dek, yani onu gördüğüm ilk andan bu akşama dek uğraştığım tüm çabalarım karşılıksız kalmıştır.

(Evet, günlüğü bilgisayarda metin belgesine yazıyorum çünkü bir, elle yazmak tahminimden daha fazla zamanımı alıyor; iki, yazım son günlerde kötüleşti ve üç, microsoft word belgesi salt okunur uyarısı verdiğinden dolayı çalışmıyor.)

Bazen neden boşa kürek çekmeye böylesine bağlandım diye soruyorum kendime. Yanlış yazmadım, boşa kürek çekmeye bağlandığımı kabul ettiğim bir döneme girmiş bulunmaktayım. Beyin fırtınası yapa yapa, beynim yerle bir oldu, harabeye döndü. Onu kendime karşı en azından yumuşatabilmek, esas beni gösterebilmek için elimden gelen her şeyi yaptım. Lakin olmayınca olmuyor. Yazdığım sübliminal mesajlı mektuplar, gece yarısı romantiklik adına aldığım çiçekler ve girdiğim atraksiyonlar, ruhundaki asıl Yaprak ile barışmasını sağlamak için yaptığım her şey, çöpten başka unvana layık olamadılar amazon kızının gözünde. Tam bir adım ilerledim zannederken, kafam kadar kuşun biri geldi ve amazon kızının ayaklarını yerden kesti. Benimle toprağın tadına varmak yerine, o kuşla gökleri keşfetmeyi seçti. Hem de her seferinde. Sanki eski çağlardaki kölelerden daha değersizmişim gibi. Sanki toprak olmak ölümden başka şey çağrıştırmıyor gibi.

Amazon kızı ve yaverleri bazen beni bile kendimden nefret ettirmeyi başardı ve maalesef bunu itiraf etmekten utanç duyuyorum.

Utanıyorum çünkü bir, hiç kimse kendini yaşadığı müddetçe değersiz görmemeli, önemsiz hissetmemeli. Başkalarının söylediklerini özümsememeli ve günün sonunda sevginin tarafında durmaya devam etmeli. Dünyaya boş yere gelmediğini daima hatırlamalı.

Utanıyorum çünkü iki, eğer sizi kötü hissettiren kişi hayatta en çok sevip değer verdiğiniz kişiyse, dediklerini önemsememeye çalışmak hem sizi zorluyor hem de içten içe ona ihanet ediyormuşsunuz gibi düşündürüyor.

Günlük | Barış OzansoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin