Günlük,
Günler hiç akmadığı kadar sıradan akıyor. Okul, basketbol antrenmanı ve ev arasında dönüp duran yapılacaklar listem o kadar renksiz, o denli bunaltıcı ki, ne yapacağımı şaşırdım. Amazon kızı mı? O da aynı be. Neredeyse hiç değişmedi, saçlarının uçlarını aldırmış o kadar. Büyük ihtimalle annesi zorlamıştır onu kuaföre gitmeye. Herkesi tepeden tırnağa düşünür de bir kendine bakmaz. Herkesin hayatına mucize getirmeye ant içer de bir kendi sağlığına içmez. Herkesin bedeninden ötesini görür de bir kendi ruhunu görmeyi reddeder. Bu liste de böyle uzar gider. Tamam, satır atlıyorum.
Her neyse, rutinden bahsediyordum değil mi? Evet, öyle bir bitter çikolata tadında rutine sahibim ki, her gün çikolata yiyebildiğim için mutlu mu olmalıyım yoksa çikolata her lokmada boğazımı yaktığı için yemeyi mi bırakmalıyım karar veremiyorum. Sana bir de ironik bir sır vereyim, normalde çikolata sevmem ben. Gofret de yemem, çikolatalı dondurma da yemem, çikolatalı süt de içmem. En sevdiğim süt muzlu süt. Lakin muallaktayım, çıkmazdayım. Aşkımın yansıması bitter çikolata dünyası. Yumuşaklığını benden esirgiyor.
Fakat en kötüsü de ne biliyor musun? Günde bir kalıp bitter çikolatanın, acı tadına rağmen kalp sağlığına iyi geldiği gerçeği.
Tıpkı Yaprak gibi.
Hatta şevke gelmişken sana Yaprak ile bitter çikolata arasındaki başka benzerlikleri de yazayım. Kim bilir, belki günün birinde bu bilgileri kullanabileceğim bir fırsat doğar.
Başlıyorum;
1. Çikolatanın kokusu beynimizdeki theta dalgalarını uyarır. Bu da rahatlamak demektir.
Her ne kadar amazon kızım beni kendinden soğutmaya, uzaklaştırmaya çalışsa da, ben dünyanın en sakin köşesini bulmuş gibi oluyorum onu görünce. Bedenim kasılsa da aklım genişliyor, nefesim rahatlıyor, hayattan daha da keyif almamı sağlıyor. Hele kokusu, sanki henüz biten yağmurun ardından kalan damlalarla süslenmiş ormanın kokusu ile eş değer.
2. Kakao çekirdekleri Theobroma Cacao isimli kakao ağaçlarından toplanır ve Yunancada Theobroma kelimesi, yiyeceklerin tanrısı anlamına gelir.
Ah, şimdi burada not düşmem lazım sana günlük. Amazonum da gönlümün tanrıçası demeyeceğim, biliyorum benden beklenmeyecek realistlik fakat gerçek bu. Yaprak bir Tanrıça değil, onu o şekilde hayal ve kabul etmek, hem bana, hem ona hem de kainatın başlangıcındaki yegane aktöre saygısızlık ve haksızlık olurdu.
Bana haksızlık olurdu çünkü, yüreğimizi kaptırdığımız ve sonzuza dek de ona emanet etmeyi düşlediğimiz kişiyi tanrıça olarak farz etmek ve hayallerimizde onu olduğundan yüksek mertebede görmek, bir zaman sonra kimyamızı bozacak ve bizi esas dünyadan koparacaktır. Onunla normal hayatta düzgün vakit geçiremeyecek ve en sonunda her şeyin yalan ve doğruluğunu sorgular hale dönüşeceğiz.
Ona saygısızlık olurdu çünkü, bu sefer onun da insan olduğu unutulur ve yaptığı her hareket, aldığı her karar, attığı her adım eleştirilmeye başlanırdı. Sonuçta bize daima tanrının hep bir bildiği olduğu söylendi. Yarattığı her şeyin ardından nedenler, izin verdiği her olayın arkasından bir ders gelirdi. Yaprak da insanların beklentilerini karşılama telaşına kapılabilir ve kendini yorabilirdi. Tanrı kavramı da herkes tarafından farklı anlam ifade ettiğinden, hiçbir vakit amazon kızı kendini yeterli hissedemezdi.
Ve son olarak, hepimiz insanız günlük. Kendimizi bir halt sanmanın alemi yok.
Yalnız, ona tanrıça demeyeceğim diye bitter çikolatam olarak kalmayacak da demek değil bu. Kovaladıkça kaçan bitter amazonum benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günlük | Barış Ozansoy
FanficGünlük. Daha doğrusu bakkalın birinden iki liraya aldığım güzel yazı defterine karaladıklarımı beğenmeyince transfer ettiğim bilgisayarım. Sonra word belgesi çalışmayınca da terfi ettiğim metin belgelerim. İşte günlük derken o metin belgelerini kast...