III
...Kendi benliği ancak korkuları başına geldiğinde açığa çıkıyordu. Kapalı bir alanda kaldıklarında, insan sesi ve sayısı çok olduğunda, karanlık bir yerde kaldığında.. bunlar sadece basit örneklerdi. Daha açığa çıkmamış korkular vardı ve bir tanesi şu an ortaya çıkıyordu. Luhan'ı kaybetmek...
III
--------------------
Hold My Hand
Part 11 - Söyle bana--------------------
Sehun kapattığı dolu gözlerini etrafını saran bir çift cılız kol ile açtı. Kafasını hafiften kaldırdığında tanıdık kıyafetleri gördü.
"Sehun?.."
Sehun ağlamaktan kıpkırmızı olmuş ve hala dolu olan gözlerini unutarak karşısındaki endişeli gözlere baktı. Titreyen sesiyle konuşmaya çalıştı.
"Luhan..n-neredeydin..?"
Luhan ise onun yaştan parlayan gözlerinde kaybolmuştu. İlk defa Sehun'u böyle görmüştü. Sanki dokunulduğunda kırılacakmış gibi..ama ona dokunmaktan alamıyordu kendini. Onu sarmalamak ve kollarının arasında saklamak istiyordu. Başka insanlar görmemeliydi bu mükemmelliği..
Ellerini nazikçe onun yanağına koydu. Sehun dolu olan gözlerini bu hareketle kırpıştırarak gözyaşlarının Luhan'ın narin ellerine düşmesini sağladı. Luhan onu böyle görmeye dayanamıyordu. Oh Sehun böylesine korkmuş ve çaresiz görülmemeliydi. Dışarıdan bakan bir insan bunu söyleyebilirdi. Ama Luhan'ın kalbinden bakarsak o Sehun'un bu masum haline de aşık olmuştu. Sevinmişti. Sehun şu an tüm masumluğuyla duruyordu karşısında. Kötü kalpli bir şeytan değil, karanlık bir kuyuda kurtarılmayı bekleyen melekti..
"B-Ben ö-zür dilerim. B-Bir d-daha seni b-bırakmayacağım.."
Kendi gözleri de dolmuştu. Sehun'u kendine çekerek sarıldı. Sehun karşı koymayarak onun göğsüne sokuldu. Yüzünü onun boynuna sakladı. Gözyaşları tekrar akmaya başlamıştı. Ama bu sefer hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Kimse görsün istemiyordu. Biliyordu, gene onunla dalga geçeceklerdi. Luhan onu kendine bastırarak yavaşça saçlarını okşamaya başladı. Sehun'un merak ettiği birşey vardı. Neden Luhan da aynısını yapmıyordu?.. Neden onu aşağılamak yerine merhamet gösteriyordu?..Aşk mıydı bu? Bu kadar iyi hissettiren bu muydu. Bu kadar güvende hissetmesini sağlayan şey miydi bu?.. Aşk, karşısında değil de yanında gördüğü bu narin beden miydi?
Kollarını Luhan'ın beline doladı. Bu hissi sevmişti. Tekrardan güvenmeyi sevmişti, tekrardan güveni hissedebilmeyi.. Gözyaşları mutluluktan akıyordu artık. Luhan'ın boynunu sırılsıklam etmişti. Dudaklarıyla onun ıslak boynuna dokundu. Kalp atışını hissedebiliyordu Luhan'ın. Çok tatlı ve rahatlatıcı bir ritimde atıyordu. Tebessüm etti. Ağlamaktan boğuk çıkan sesiyle fısıldadı.
"B-Ben çok k-korktum..bi-r daha s-akın beni bırakma..S-Söz mü?.."
Luhan gülümseyerek başını Sehun'un başına yasladı. Dudaklarını kulağına yasladı ve fısıldadı.
"Ölene kadar seni bırakmayacağım. Sana söz veriyorum.."
Sehun gülümseyerek kendini Luhan'a daha çok bastırdı.
"Ve.. mümkünse şu filmi evde izleyelim.."
Yavaşça kafasını kaldırdı ve parlak gözlere yalvarır bir şekilde baktı.
"Lütfen.."Luhan tek eliyle nazikçe onun gözyaşlarını sildi.
"Mısırlar senden."
Güldü Sehun. Morali düzelmişti. Luhan gerçekten ona iyi geliyordu. Boşuna aşık olmadığına seviniyordu Sehun. Luhan yavaşça onu yerden kaldırdı. Sehun etrafa bakındığında korkuyla sendeledi. Kalabalıktan gerçekten nefret ediyordu ve bir an önce buradan çıkmak istiyordu. Sehun sendelediğinde Luhan öne atılarak onun kollarını tuttu ve kendine yasladı. Sehun'un yüzünü tutarak boynuna gömdü ve kulağına fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold My Hand
FanfictionBir olay. Gereken tek şey bir olay. İstediği tek şey bir olay. Ama bu olayın kötü mü yoksa iyi mi olacağını kimse bilemezdi.. -Klasik konulu bir Hunhan hikayesi.