III
..Çünkü mesajın içeriği şuydu;
[Yeni bir görevimiz var...]III
------------------
Hold My Hand
Part 18 - Bu..benim hayatım.-------------------
"Luhan!"
"Evet?"
"Kolaya buz ata- ya da dur ben hallederim." Ren, Jonghyun'un eline sıkıştırdığı mendille hemen mutfağa koştu. Salonda korku filmi izleyeceklerdi ve Luhan mutfakta atıştırmalık şeyler hazırlıyordu. Tezgahın önünde kolalara buz koyan Luhan'ın yanına geldi ve onu nazikçe ittirerek mısır tabaklarına yöneltti.
"Kolaları ben taşırım."
Luhan kafa sallayıp mısır tabakalarını eline alırken Ren sessizce elindeki katlanmış mendili açmaya çalıştı. İçindeki iki hapı öndeki iki büyük bardağın içine atarak bardağı hafifçe sallandırdı. Hap kolanın içindeki asitten dolayı hızlıca çözülerek yayılmıştı. Ren gülümseyerek tepsiyi eline aldı ve mutfak kapısından içeri gitti. Jonghyun gülümseyerek yanlarına gelen sevgilisini görünce planın ikinci kısmını uygulamak için ayağa kalktı ve öndeki kolaların birini alarak Sehun'a uzattı. Diğerini de onun yanında oturacak olan Luhan'ın önündeki sehpaya koydu. Luhan da onlara katıldığında filmi izlemeye başladılar. İlk 20 dakika gayet güzel geçiyordu. Fakat aptal kızın duyduğu çıtırtılarla koca evin içindeki bodruma inmeye başlamasıyla karanlık salonda gergin rüzgarlar esmeye başlamıştı.
"Ah, aptal. Oraya gitmemelisin!" Ren bir yandan tırnaklarını dişlerken bir yandan da söyleniyordu. Bunu salondaki herkesin bildiğini elbette biliyordu, onun amacı kendi korkusunu bir nebze azaltmaktı..
Tabiykide işe yaramamıştı...
Ekranda beliren bir yaratık ile kocaman bir çığlık atarak sıçradı. Luhan da ne kadar korkmasa bile Ren'in tiz çığlığıyla kendini tutamayarak sıçramıştı. Ren titreyerek Jonghyun'a sokuldu. Luhan ise utancından Sehun'a yaklaşamıyordu. Yerinde kıpırdanarak göz ucuyla Sehun'a baktı. Gördüğüyle dona kalmıştı. Sehun gözlerini kapatmış dudaklarını sertçe dişleyerek kendini sıkıyordu. Luhan kaşlarını kaldırarak film yerine onu izlemeye devam etti. Televizyondaki yaratık korkunç bir çığlık daha atarak kıza saldırmaya başladığında Sehun gözlerini iyice sıkarak titremeye başlamıştı. Jonghyun Sehun'un kedi gibi titrediğini gördüğünde 'tamamen şaka amacıyla' sessizce koltuğun arkasından geçti ve aniden Luhan ve Sehun'un arasından bağırarak çıktı, Luhan ve Sehun çığlık atarak yere düşmüşlerdi. Luhan oturduğu yerde doğrularak Jonghyun'a ölümcül bakışları eşliğinde söylenmeye başladı.
"Jonghyun! Bunu bir daha yaparsan tereddüt bile etmeden seni öldürürüm!"
Ren ise kollarını karnına dolamış kahkaha atıyordu. Luhan homurdanarak Sehun'a döndü. O an gözlerinin hiç görememesini diledi. Sehun dizlerini kendine çekmiş titreyerek ağlıyordu. Bu onu bu şekilde ikinci görüşüydü. Ve ikincisinde de kalbini parçalamaya devam ediyordu. Onun, ağlamasını başkalarının görmesinden nefret ettiğini biliyordu ve muhtemelen şimdi de öyleydi. Kendini ezilmiş zavallı biri gibi görüyordu ve bu daha fazla ağlamasına sebep oluyordu. Jonghyun ve Ren ağzı açık ona bakarken sinirle kafalarına avucuna aldığı mısırları fırlatıp yanlarından ayrılmalarını işaret etti. Jonghyun ve Ren itiraz etmeden kafa sallayarak sessizce bahçeye çıktılar. Jonghyun suçlulukla nefesini verdi.
"Reen~ of-ben çok üzgünüm. Onun bu kadar korkacağını nasıl bilebilirdim?.."
Ren dudaklarını gerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold My Hand
Hayran KurguBir olay. Gereken tek şey bir olay. İstediği tek şey bir olay. Ama bu olayın kötü mü yoksa iyi mi olacağını kimse bilemezdi.. -Klasik konulu bir Hunhan hikayesi.