[Part 28] Hi, Luhan!

1.8K 129 17
                                    

III

"Seni seviyorum.." fısıldadı.

"Bana..ilk defa 'seni seviyorum' dedin.."

III

--------------------

Hold My Hand
Part 28 - Selam, Luhan!

---------------------

Sabah ilk uyanan Luhan olmuştu. Gözlerini kırpıştırarak sevimli bir şekilde esnedi. Yavaşça kafasını kaldırarak sahip olduğu mükemmelliği kontrol etti. Sehun hala uyuyordu. Erken uyandığı için kahvaltı hazırlamayı düşündü. Fikrine gülümseyerek yatakta biraz yukarı kaydı ve uyuyan sevgilisinin yanağına bir öpücük kondurdu. Kendi kendine kıkırdayarak geri çekildi ve yavaşça Sehun'un kollarından sıyrıldı. Poposu hala biraz açıdığından dikkatlice ayağa kalkarak üzerine bir şeyler geçirmek için dolaba yöneldi. Yürürken gözü büyük boy aynasına takıldı. Yan gözle yavaşça bedenine göz gezdirdi. Yer yer kızarıklıklar, ısırık izleri ve morluklar vardı. Luhan aynaya yaklaşarak kendine daha yakından baktı. Bu beden artık Sehun tarafından mühürlenmişti. Bunu düşünmesi bile onu gülümsetmeye yetmişti. Parmaklarını yavaşça yukarı çıkararak boynuna dokundurdu. Daha sonra eli köprücük kemiklerine kaydı. Bedeninin neredeyse her yerinde onun, Sehun'un izi vardı. Mükkemmel hisle büyülenmişçesine gülümsedi. Sehun'a ait olmayı çok uzun zamandır istiyordu, ve Sehun'un ona ait olmasını.. Sonunda gerçek olmuştu ve bu his tarif edilemezdi. Kıkırdayarak parmak uçlarında cilve yaparmışçasına dolaba doğru düzensiz adımlar attı. Kapağı açarak kestirmeden üzerinde 'Do you need me?' yazan uzun kırmızı bir tişört giydi. Altına ise kendine bol gelen ve şort gibi görünen siyah bir boxer. Gerçi tişörtün boyu boxerı kapamaya yetiyordu. Çekmeceden kısa beyaz bir çorap alıp giydi ve kapıyı aralık bırakarak aşağıya gitti. Evin etrafında tatlı bir melodi mırıldanarak mutfağı aradı ve bulduğunda girerek etrafa bakındı. Güzel bir mutfaktı. Kötü bir giriş olmuştu bu güzel eve..

"Hihehe~ bu eve gelmek kaderimde varmış. En azından bir kere ölmem gerekiyormuş~"

Kıkırdayarak kahvaltı hazırlamaya başladı.

*************

Sehun gördüğü kabus ile sıçrayarak uyandı. Hala akmaya devam eden gözyaşlarını sık nefeslerinin yanında yatakta doğrularak silmeye çalıştı. Başını ellerinin arasına alarak titremesini durdurmaya çalıştı. Vücudunun her bir hücresi tek tek titriyordu sanki.

"Sehunnie~~!"

Duyduğu tanıdık sesle ellerini kulaklarına götürdü ve hayali sesin onu rahat bırakması için yalvarmaya başladı. Bacaklarını kendine çekerek kendini savunmaya çalıştı.

Luhan sadece rüyasındaydı, o ölmüştü. Dün gece olan olaylar sadece bir hayal ürünü olmalıydı, belki de bir rüya!

"Hunnie! Neden cevap vermiyorsun???"

Odaya giren siluet Luhan olamazdı. Sehun inanamamazlıkla fısıldadı.

"S-Sen Luhan değilsin. Sen Luhan kılığına girmiş kötü birisin. Be-Benim Luhan'ım ö-öldü. O..o öldü..."

Sehun gözlerini yumarak çarşafı üzerine daha çok çekti ve halüsinasyonun gitmesini bekledi.

...

"Evet, belki ölmüş olabilirim. Ama geri döndüm.." kıkırdadı Luhan.

"...belki çok saçma gelebilir bu sana. Çünkü peri masalı gibi bir şey bu. Sana her şeyi anlatacağım, Hun."

Hold My HandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin