[Part 20] It hurts..

2.1K 147 34
                                    

III

..Az önce ne olmuştu öyle?..

III

-------------

Hold My Hand
Part 20 - Acıtıyor..

-------------

Simple Plan - Untitled

I open my eyes.
I try to see but I'm blinded by the white light.
I can't remember how.
I can't remember why.
I'm lying here tonight.

Gözlerimi açtım.
Görmeye çalıştım ama beyaz ışıktan kör olmuştum.
Nasıl olduğunu hatırlayamıyorum.
Neden olduğunu hatırlayamıyorum.
Burada uzanıyorum bu akşam.

And I can't stand the pain.
And I can't make it go away..

Ve acıya dayanamıyorum.
Ve onu gönderemiyorum..

-------------

Luhan duştan çıktıktan sonra giyinip aşağıya indi. Masadaki yiyecekleri görünce kaşlarını kaldırdı. Sehun kahvaltı mı hazırlamıştı?

Eh~ o neredeydi?

Kafasını mutfağın kapısından uzatarak gözleriyle Sehun'u taradı. Ama o yoktu.

"Sehun?" odaları dolaşarak Sehun'u aradı. Ama ondan hiçbir iz yoktu. Son olarak Sehun'un odasına gittiğinde bavulunun orada olmadığını gördü. Sıkışan göğsüyle gözleri doldu. Kapının kenarına yaslanarak yavaşça yere çöktü. Bir süre yatağa bakarak ağladı. Tahminlerinin doğru çıkmasından nefret ediyordu, Luhan. İşte kanıtı karşısındaydı. Sehun'u memnun edememişti. Kendi kendine gülmeye başladığında çalan telefonuyla irkildi. Elini cebine attı ve ekrana baktı.

-Ren-

Sahi, onlar nereye kaybolmuştu. Hemen yeşil düğmeye bastı ve burnunu çekerek telefonu kulağına dayadı.

"A-Alo?"

"LUHAN! SANA HARİKA BİR HABERİ- bekle. Sen ağladın mı? "

"..." cevap vermediği için telefonda bir iç çekiş duydu Luhan."

"Niye ağladın?"

"Sehun..-burun çekiş- o gitmiş.."

"HAHAHAHAHAHAHAHA.." Luhan duyduğu kahkaha sesleriyle telefonu kulağından uzaklaştırdı.

Kaşlarını çatarak Ren'i azarlamaya başladı.
"Ne diye gülüyorsun, Ren?! KOMİK Mİ BU?"

"Evet. Çünkü, Sehun gitmedi."

"N-Ne demek istiyorsun? Bavulunu toplayıp gitmiş işte. "

"Teknik olarak gitti ama seni bırakmadı. Merak etme."

"Anlamıyorum."

Nefesini verdi Ren.
"Sana bir haberim var, demiştim. Hatırladın mı? Tatile gidiyoruz. Sehun rezervasyon işlemlerini halletmek için erkenden gitmek zorunda kaldı."

"N-Neden bana söylemedi?"

"Çünkü, sana sürpriz olmasını istedi. Ama ben gene de çenemi tutamadım işte gene~"

"Uh. A-Anladım."

"Sonunda. Şimdi git bavulunu topla. Birazdan seni almaya geleceğiz. Ha bu arada. Hani belki merak etmişsindir. Biz sabahtan yurda gelip bavulumuzu hazırladık ve Jonghyun şimdi arabasını almak için gitti." Ren iğneleyici bir şekilde konuştuktan sonra derin bir nefes çekti.

Hold My HandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin