Döndüğümde tuvaletteydim. Evet. Huriye ile yemeğe çıkmıştım. Ama kendimi iyi hissetmiyorum. Sadece yalnız kalmak istiyorum. Tuvaletten çıktım ve Huriye'nin yanına doğru yürüdüm. O zaten beni görünce hemen yanıma koştu.
Huriye-"Bir Bine. İyi misin? Neden üstün başın böyle kötü durumda? Ne oldu?"
b-"Huriye. Ben gidiyorum. Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var. Kendimi iyi hissetmiyorum." Lokantadan öylece çıktım gittim. Arkamdan bakıyordu ama şu an hiçbir şey umurumda değil. Lokantadan çıktım ve öyle boş boş sokakta yürümeye başladım. Elimde Koum'un kanı var. Ben öldürdüm onu. Sahilde kayalıkların oraya gittim. Bir kayanın üzerine yattım. Yıldızları izlemeye başladım. Daha sonra yıldızlar bulanıklaşmaya başladı. Elimle gözümü sildim. Evet. Ağlıyorum. Anne Ejderha ölürken de gülerek ölmüştü. Koum da onun kafasını keserken gülümsüyordu. Neden bu kadar sinir bozucusunuz ki? Ölüm neden size bu kadar güzel geliyor ki? Baksanıza Miras'a. Ölümsüz. Aslında Miras'ın demek istediğini anlıyorum gibi. Bir çok dostunun ölümünü izledi. Ama öldürmek daha da acı veriyor.
"Acını anlıyorum. Ama ağlamak sorunlarını çözmez." Kafamı çevirdim ve yanımda Berkecan vardı.
b-"Gider misin? Yalnız kalmak istiyorum."
Berkecan-"Verdiğin karar yanlış değildi Bir Bine. Eğer onu öldürmeseydin hastalığı onu acı içinde öldürecekti."
b-SEN NEREDEN BİLİYORSUN Kİ?"
Berkecan-"Yanıma geldiğinde söylemişti. Zaten başından beridir acı içindeydi. Ama sana hiç göstermedi. Onu güçlü hatırlamanı istiyordu. Ve başardı da."
b-"Ama onu ben öldürdüm. Kendi ellerimle bir can aldım."
Berkecan-"Benim için bile izlerken zordu. Ama aynada hiç kendine baktın mı son zamanlarda? O kadar güçlendin ki artık amacını gerçekleştirebilirsin."
b-"Amacımın böyle bir fedakarlık getirmesi gerekmiyordu. Başka bir yol bulabilirdim."
Berkecan-"Sen bir gezginsin Bir Bine. Daha çok farklı dünyalar göreceksin. Belki de saniyeler içinde doğup ölenlerin olduğu bir diyara gideceksin. Bilmiyorum. Ejderhalar ve orklar da peri masalıydı. Ama sen ve ben hepsini gördük. Ve şunu unutma. Koum senin için bu fedakarlığı yaptı. Başka bir ork çocuğuna da yaptırabilirdi ama sen sırf ölümü görebilesin ve bir daha öldürmeye korkmayasın diye kendini feda etti. Onun bu fedakarlığını boşa çıkartma. Sayende ölümü ve öldürmeyi de normal bir şekilde konuştuğumuza göre bak. Biri daha seni merak etmiş geliyor." Kalkmadan diğer yanıma döndüğümde Huriye koşturuyordu. Beni takip mi etmiş? Neden?
Nefes nefese yanımıza vardı ve Berkecan'a buz gibi soğuk gözlerle baktı:
Huriye-"Sen mi bir şey yaptın Bir Bine'ye?" Berkecan hiç istifini bozmadan:
Berkecan-"Ben ne yapacağım bu tipsize. Sadece yanına geldim. Hem seni ilgilendirmez HU-Rİ-YE"
Huriye-"O zaman neden ikiniz de ağlıyorsunuz?"
Berkecan-"Ağlıyorum?" Eliyle gözlerini sildi. "Lan senin zihin bağını sikecem ha. Ben ağlamıyorum. Sadece öyle gözüküyor oradan. Sana açıklayamayacağım..." Oturur pozisyona geçtim.
b-"Daha fazla içimde tutamayacağım zaten. Sana da anlatacağım."
Huriye-"Neyi anlatacaksın? Korkutuyorsun beni."
Berkecan-"Emin misin? Bak sonra ikimizi de deli muamelesi yaparlar elimden kurtulamazsın."
b-"Emin değilim ama biriyle paylaşman lazım. Daha fazla içimde tutamıyorum."
Huriye-"Neyi? Artık biriniz açıklasın şunu."
b-"Tamam. Ben anlatıyorum. Umarım bana inanırsın." Ve yanıma oturdu anlatmaya başladım.
Her şeyi anlattım. Diyarları gezdiğimi, 3 tane kardeşim olduğunu, birinin kaybolduğunu vs. Her şeyi. Koum'u öldürdüğümü dahi anlattım. Berkecan'ın izleyicim olduğunu da. Sadece sustu ve dinledi. Hiçbir tepki vermedi. Sonunda koluma yumruk attı.
Huriye-"Neden bunu daha önce söylemedin ki? Neden bu kadar olayla tek başına başa çıkmaya çalıştık ki? Gamze ve ben hep yanındaydık. Neden bizden sakladın ki?" ağlıyordu. Neden ki? Neden ağlıyor?
b-"Söyleyemezdim. Böyle bir şeye kim inanır..."
Huriye-"Ben inandım. Baksana. Tuvalete düzgün girdin ellerin ve üstün kanlı geri döndün. İşte yorgun olduğunda günlerde de kaçıp uyuyordun. Ama bize hiç bahsetmedin. Bize o kadar mı az güveniyorsun?"
b-"Güvenmiyor değilim. Sadece size de anlatıp tehlikeye sokmak istemedim. Babam da gezgindi. Ve annem de babamın gezgin olduğunu biliyordu. Onun için annem ile beraber kayboldular."
Huriye-"Ben senin için tüm tehlikelere göğüs germeye hazırım Bir Bine. Ama sende bana güven."
b-"Neden NEDEN? Neden benim için bu kadarını yapıyorsun? Neden bana güveniyorsun bu kadar? Yalan söylediğimi hiç mi düşünmüyorsun?"
Huriye-"Hayır. Hiç yalan söylediğini düşünmüyorum."
b-"NEDEN?"
Huriye-"Çünkü seni seviyorum." Bir anda donakaldım. Böyle bir cevap beklemiyordum. Kalp atış hızım bile değişti.
b-"Ben sana ne yaptım ki beni seviyorsun?"
Huriye-"Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadın. Kötü günümde olsun, iyi günümde olsun. Eskiden yalnızca ölsem de kurtulsam bu dünyadan diye düşünüyordum. Annem benim doğururken öldü. Babam da annemin adını miras almamı istedi. O yüzden adımı Huriye koydu. Annemi öldürerek dünyaya geldim. Küçükken arada çalışanlar benim hakkımda dedikodu yaparlardı. "Annesini öldürerek dünyaya gelen evlattan hayır mı gelir?" diye. Her zaman içime attım. Hep başarılı öğrenci olmaya başladım. Belki iyi bir evlat olursam hakkımda böyle konuşmazlardı. Hep iyi bir insan olmaya çalıştım. Lisede derslerim iyiydi, herkese yardım ediyordum... Ama hiç susmadılar. Hep aynı söz. Anneni öldürdün. En sonunda üniversitede kendimi bıraktım. Artık dünya umurumda değildi. Sadece kafamdaki seslerden kurtulmak istiyordum. Zaten daha sonra kumarhaneye gittim. Berkecan ile tanıştım ve sadece kafa dağıtacaktım. Biraz da para harcayacaktım. İsmimi söylediğim anda benimle dalga geçmeye başladılar. Ondan sonra sen geldin. Sanki ruhumu o boşluktan çekip çıkardın. Daha sonra babama ısrar ettim orada çalışmak için. Seni daha yakından tanımak istiyordum. Ve tanıdıkça sana bağlandım. Zorlandığımda yerimi aldın, bardakları taşımama yardım ettin, hem de hiçbir karşılık beklemedin. Hatta sana her şeyimi vermeye hazırken bile beni düşündün ve reddettin. Şimdi söyle bana. Sanı nasıl güvenmeyeyim? Seni nasıl sevmeyeyim?"
Benimle benzer olaylar yaşamış hep. Ben lanetli çocuktum o da anne katili. Gülümsedim. Huriye'ye döndüm.
b-"Yanımda olduğun için teşekkürler. İyiki de sana anlatmışım. Şimdi kendimi daha iyi hissediyorum."
Berkecan-"Biraz daha devam ederseniz kusmayı planlıyorum. Eğer ki tartışmanız bittiyse artık gitsek mi? Hani yarın işiniz de var, erken uyanmanız lazım."
Huriye-"Sen nereden biliyorsun işimizin olduğunu yarına? Yoksa Bir Bine'yi mi dikizliyorsun?"
Berkecan-"Sana ne anlatıyoruz 2 saattir. Zihnimiz bağlı. İstemsiz bir şekilde ne yaparsa yapsın izliyorum. Banyodaki halini bile izlemek zorunda kalıyorum. Yani istemsiz. Onun iğrenç duygularını da hissediyorum."
b-"Sen ben ne yaparsam yapayım görüyor musun?"
Berkecan-"Bamyanı bile gördüm." İğnelemeye bak, şerefsiz.
b-"Berkecan bir konuda haklı. İşe gitmek için erken uyanmamız lazım. Ve saat 00.32 oldu bile. Hadi eve gidelim."
Berkecan-"Sizin için hayat bitmiş olsa da benim için daha yeni başlıyor." Dedi ve arabasına yöneldi. Biz de arabamıza bindik ve evin yolunu tuttuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİAN DİYARI
FantasyHİKAYE OKUMA SIRASI: 1-EJDERHA DİYARI 2-ORK DİYARI 3-RİAN DİYARI 4-DİYARLAR ARASINDA 5-RİAN VE İMDAN 6-EJDERHA VS ANKA