Bölüm 11

17 5 0
                                    

Uyandığımda ilk baş nerede olduğumu sorguladım. Hassiktir. Ork Diyarı'ndayım. Evet düşmüştüm. Ve uyuya mı kaldım? Hassiktir. Kaç saat geçti? Saat de yok ki burada. Hemen koştum ve son ağacı da tamamladım. Şeflerin çadırına doğru koştum. Ama öyle böyle koşmuyorum. Çok fena. Hayatım buna bağlıymışcasına koşuyorum. Sonunda çadıra vardım. Şefler sızmış uyuyorlardı. Koum nerede? Ortalıkta yok. Lan yoksa? Dünyaya mı gitti. Hemen geri dönmem lazım. Ama dönemiyorum. Sakinleşmeliyim. Sakinleş. Sakinleş... Nasıl sakin olabilirim ki? Huriye tehlikede ve ben nasıl SAKİN OLACAĞIM?

Koum-"Birini mi arıyorsun?" Arkamı döndüm. Koum. Burada. Gitmemiş. Yoksa gitti mi?

b-"Dünyaya gittin mi?"

Koum-"Hayır. Sana 12 saat vermiştim. Ve sen 10 saatte bitirdin. Hatta 2 saat uyumana rağmen."Allahım. ALLAHIMM SANA ŞÜKÜRLER OLSUN. İçim içimi yedi resmen. 2 saat uyumama ayrı şaşırdım. Normalde bu kadar yorgunluğa en az 10 saat uyurdum. Koum bana baltasını fırlattı ve havada yakaladım. Kolum hala biraz sızlıyor.

Koum-"İyi duruyorsun. En azından artık baltayı rahatlıkla yakalayabiliyorsun. Eski sen olsan ezilir altında ölürdün."

b-"Hocam iyiydi." Gülümsedi. Gerçekten mutlu görünüyordu.

Koum-"Eğitiminin güç kısmını tamamlamış olsak da savaş tecrübesi de edinmen lazım... Şimdi, seninle eğitiminin son aşamasına geldik. O elindeki balta ile beni öldüreceksin."

b-"Saçmalama Koum. Neden seni öldüreyim." Holas ayıldı ve

HReis-"Bizim orkların en büyük amacı savaşmaktır. Ve ölümümüzü de savaş getirsin isteriz. Genelde bunu çocuklarımız yapar ama Koum'un tek bir piçi bile olmadı. Onun için senden istiyor."

b-"Ama... Ben... Böyle bir şey..."

Koum-"Eğer ölümü isteyen beni dahi öldüremezsen savaşta kimseyi öldüremezsin. Bu ork çocuklarına ilk adım olarak öğretilir. Sevdiği ve ölümüne az kalmış birini kendi öldürür ki hem vicdanını kapatsın hem de ölen kişi kendi baltasıyla ölsün. Bu baltayı küçük bir ork iken yapmıştım. Demiri ellerimde sökmüş, yumruklarımla dövmüştüm. Kaç tane kelle aldım bununla. Diyar diyar benimle geldi. Beni hiç yalnız bırakmadı. Şimdi de seni bırakmayacak." Diz çöktü. "Şimdi beni öldür. Ecelim beni gelip almadan önce."

Artık baltam daha da ağırdı. Taşıyamıyorum. Onu öldürmek istemiyorum. İyi biri o. Baltayı kaldırdım.

RReis-"Senin onu öldürmen sizin dünyanızdaki gibi kötü sonuçlar doğurmayacak. Burada onuruyla ölmüş olacak." Ellerim titriyor. Ne dedikleri umurumda bile değil. Öldüremem.

HReis-"Eğer öldürmezsen aileni..."

Koum-"Hayır. Kimseye zarar verilmeyecek. Bu onun seçimi olacak. Öldürürse son sınavını da geçmiş olacak. Ya beni onursuz bir ölüme terk edecek ya da onurumla ölmeme izin verecek." Dişlerimi sıkarken buldum. Neden öldürmem gerekiyor ki? Koum'un yanına gittim. Sarıldım. O da sarılama eşlik etti. Ağlıyordum.

b-"Her şey için teşekkürler." dedim ve ondan ayrıldım. Gözlerimi kapattım.

Koum-"Ölürken gözlerimin içine bakmanı istiyorum. Nedenini anlayacaksın." dedi. Baltamı kaldırdım. Ve bir çırpıda salladım. Bu kadar keskin olmasını beklemiyordum. Gerçekten de tek hamlede kellesini aldım. Balta daha fazla elimde durmadı. Yere düşürdüm. Diz çöktüm. Baltamı sallamadan önce gülümsüyordu. Kellesinden ayrılan gövdesi yere düştü. Kellesi de önüme yanıma yuvarlandı. Bir an Rian'da gördüğüm ejderha aklıma geldi. Onun da kellesi önüme düşmüştü değil mi? Boşlukta gibiyim. Reisler ayağa kalktı ve cesedi Holas sırtına aldı. Kellesini de Rolas bana uzattı.

RReis-"İşimiz daha bitmedi." Daha ne olacak ki?

Kellesini aldım ve yürümeye başladım. Ama ruh gibiyim. Sanki hiçbir duygu hissetmiyorum. Daha önce de kötü olmuştum ama bu kadarını beklemiyordum. Normalde çığlık atar, diz çöker ağlardım fakat şu an sanki duyguların kilitlenmiş gibi. Cesedini bir ağaca yasladı.

HReis-"Kellesini koltuğunun altına koy. Öteki dünyada çok aramasın." Normalde ne saçmalıyorsunuz vs. derdim ama sadece dediklerini yaptım. Rolas ağaçtan bir meyve kopardı ve çekirdeğini aldı. Daha sonra elime bir meşale verdi.

RReis-"Git ve cesedini yak. Bu son vazifen. Ondan sonra serbestsin. Artık sen de bizden birisin." dedi. Meşaleyi götürdüm ve Koum'un cesedinin üzerine attım. Ağaç ile beraber yanmaya başladı. Koum'un cesedinin kağıt gibi yanıp kül olmasını izledim. Ne kadar saçma değil mi? Keskin baltalar işlemeyen ork ateşe kağıt gibi kül oldu.

RReis-"Al bu tohumu ve şuraya göm. Artık bu senin ağacın. Öldüğün zaman ork cenazesi istersen seni bu ağaçla yakarız." Sanki çok da umurumda. Tohumu dediği yere gömdüm. Sesim bile az çıkıyordu. Ve titrek.

b-"Ben geri dönüyorum."

HReis-"İstersen burada kalabilirsin. En azından şu beyaz suratın düzelene kadar."

b-"Daha fazla duramam burada. Kendimi iyi hissetmiyorum." dedim ve geri döndüm. 

RİAN DİYARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin