Bölüm 2

28 8 0
                                    

b-"Nereye gidiyoruz abi?"

Süleyman-"Ebenin şeyine gidiyoruz. Götüreceğin bir şey var mı?" Ananı... Töbe töbe. Yemin ediyorum Nur Hanım iyi biri olmasa anana söverdim. Ama kadın iyi biri. Saygısızlık etmediğin sürece. Neyse. Rian'a gitmemin zamanı geldi bence. Çok bile bekledim. Şimdi boş vaktim de varken. Odaklanalım bakalım. Yalnızlığa. Ama nasıl yalnız hissedeceğim ki? Geçmişimi düşünürşem belki. Gözlerimi kapattım. Dayımın kendini astığı ve akrabalarımın beni dışladığı anı düşündüm. Yalnızdım. Boşluk hissettim. Sonra gözlerimi açtım ve kendimi Rian'da buldum.

Sonunda Rian'dayım. Kitaba kaydedilecek bunlar. En azından şehirlerini falan bilirim. Bir ara sokakta buldum kendimi. Yerler hep çamur. Hmm. Evet. Yani asfalt yok, yol yok vs. Ama burada olmamam lazım. Ejderhalar muhtemelen şehirin dışındadır. İlk baş bu dünya hakkında bilgi almam lazım. Ne var bu dünyada? Kaynaklar neler? Yemek yiyorlar mı? Her şeyi bilmem lazım. Ama bu kılıkta olmaz. İnsan olduğum belli olmamalı. Rian'lılar farklı gözüküyor. Evet. İyiki de akıl etmişim. Hırkamda kapşon vardı. Siyah bir hırkaydı. Kapşonu taktım ve sokağa çıktım. Araba yok, hiçbir şey yok. Ne güzel lan. Sadece insanlar yürüyor. Bir kalabalık farkettim. Kalabalık olan yer pazar yeriydi. Merakıma yenik düşüp pazar yerine girdim. Bir takıcı gördüm. Çok garip renkte ışıltılı takılar satıyordu. Rian'lı bir kadın omuzuma dokundu.

"Dikkatinizi mi çekti? Bunlar tanrıça Miras Styla'nın kendi elleriyle hazırlanmış olduğu takılar. Hepsi onun tarafından kutsanmış. Size indirimli olarak 43 Por a verebilirim." Por buranın para birimi demek.

b-"Yalnız benim param yok. Ben sadece buraya gezmek amaçlı geldim."

"Gezmeye geldiniz ama dikkatinizi bunlar çekti. Gezgin kutsamasından anlıyorsunuz."

b-""Gezgin mi? O da nedir?" Buradakiler gezgini biliyorlar mı? Ben bilmiyormuş gibi yaparsam mantıklı davranırım. Sesi birden tatlı bir sesten ukala bir ses geçti.

"Birinin kölesisin galiba. Bu kadar cahil olduğuna göre. Ben de seni müşteri sanmıştım. Çekil buradan, dükkanımın önünü kapatma." Dedi ve beni itip yere düşürdü. Sonra tekrar tezgahına geçti. Oha lan. Ama seni not aldım. Ben sana yapacağımı biliyorum.Daha sonra toparlanıp ayağa kalktım. İlerlemeye devam ettim.

Garip garip bitkiler, kafeste hayvanlar, kılıç ve kalkanlar... Aklınıza gelebilecek her şey var. Ama cebimde tek kuruş para olmadığı için alamıyorum hiçbir şey. Hatta soru bile soramıyorum. Resmen özgüvenim çöktü. Ama kız Miras Styla'yı biliyordu. O zaman gezgin olduğundan haberleri var. Heykel satan biri dikkatimi çekti. Bir kızın heykelini yapıp koyuyordu kapısının önüne, sonra tekrar masasının başına geçip başka bir taşı yontup heykel yapmaya devam ediyordu. Böyle kişiler (en azından dünyada) konuşmak için bire bir adamlar. İnşallah yanılmadığımı düşünerek:

b-"Kolay gelsin usta."

U-"Ben usta değilim. Sadece bize sonsuz gücünden bir kısmını bağışlayan Miras Styla'nın kuluyum. (Yazarken çarpılacam. Allah affetsin.) Ama sen buralı değilsin galiba. Çünkü normalde burada benim gibi bedava çalışanlara selam vermezler."

b-"Bedava mı? Bu heykellerin hepsi bedava mı?"

U-"Evet. İstediğini alabilirsin. Kralım tarafından cezalandırıldım."

b-"Peki ceza ne için verildi ki?"

U-"Bir anlık şehvetime yenik düşüp Miras Styla'nın heykelindeki göğüsü büyük yaptım. Onun için de 10 gün bedava heykel yapma ile cezalandırıldım. Umarım Miras Styla affeder."

b-"Bu heykellerin hepsi Miras Styla mı?"

U-"Hangi yıldızda yaşıyorsun ki sen? Yoksa sen de mi ejderhalara tapanlardansın?" Ejderhalara tapmak mı?

b-"Ben sadece bir yabancıyım. Çok uzaklardan geldim. Ejderhalara tapanlar demiştin. Neden tapıyorlar peki?"

U-"Neden olacak. Korkuyorlar onlardan çünkü. Köylere veba yayıyorlar, kalelerimizi, evlerimizi yakıyorlar, çocuklarımızı canlı canlı yiyorlar, hatta yeğenim ejderha birini yerken görmüş. Kanı ağzının içinden dışarı akıyormuş, o kadar açlarmış ki yere dökülen kanı bile yalıyormuş." Ejderhalar yemek yemezler ki. Onlar kendi kendilerini beslerler. Bence yeğeni dikkat çekmek için söylemiştir. Welcome to ortaçağ.

b-"Peki Kim Styla kim?" Birden heykel yapmak için oturduğu yerden ayağa sinirle kalktı.

U-"Çabuk çık dükkanımdan. Şimdi dükkanıma uğursuzluk çökecek. ÇABUK DEFOL." Elinde sopayla beni kovaladı lan. Daha sonra dükkana dönüp diz çöktü ve "Miras Styla beni affet. Hastalıklardan ve lanetlerden beni kutsa." diye dua etmeye başladı.

Kim Styla o kadar kötü biri mi? Yani zaten isminin yanında kaçak, öncelikli ve lanetli yazmasından belli. Eğer Kim yerine geçmişse Miras kesin ölmüştür. Acaba buralarda lonca var mıdır? Orta çağdan az çok anlarım. Devlet meselelerini bilseler bilseler loncalar bilir. Şu an fazla dikkat çektim. Hatalı bir giriş yaptım. Önce sadece çevremi dolaşmalıydım, konuşma tarzlarını araştırıp ona göre konuşmalıydım. Geri dönsem iyi olacak. Gözlerimi kapattım, odaklandım ve geri döndüm.

RİAN DİYARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin