Akşam oldu ve Huriye ile ayrıldık. Eve geldim. Kapıda Berkecan vardı. Beni görünce yanıma yaklaştı. Tam ağzımı açacaktım ki:
Berkecan-"Bir şey söylemene gerek yok. Artık yeteneklerin gitti biliyorum. Zaten artık ben de seni göremiyorum. Böylece benim de izleyiciliğim bitti. Al bu taşı geri. Zaten artık işe yaramaz bir taş oldu."
b-"Öyle deme. Annemden yadigar bu. Anısı büyük. Bunu verdiğin için teşekkürler."
Berkecan-"Sadece bende artık bir şeyin kalmasın diye verdim. Sonunda senden kurtuldum. Şimdi kutlamaya gidiyorum. Bir daha karşılaşmayız umarım."
b-"Umarım." Dedim ve eve doğru yol aldım. O da arabasına doğru. Öyle söylese de içten içe çok samimi arkadaş olmuştuk. Ne de olsa anılarımı paylaştım onunla o kadar. İçeri girer girmez kaypak kilide aldı beni. Vay amk. Dur da bir soluklanayım. Aslında yorulmadım da olsun.
Süleyman-"Neredeydin lan sen tüm gün?"
b-"A bi. Bir bır ak da anla tayım." Aslında o kadar da sıkılmıyordu boğazım ama çaktırırsam yeni çözümler bulur.
Lamba yandı ve herkes
"Sürpriz." Dedi. İçeride Nur Hanım, Kadir Bey, Gamze, Huriye, Yaşlı ve hatta Semih bile vardı.
Kadir-"Bıraksana çocuğu eşek oğlu eşek." Süleyman hemen kilidi bozdu.
b-"Bu neyin süprizi?"
Kadir-"Bugün senin doğum gününmüş ya." Aaa. Tamamen unutmuşum. Doğduğum gün 3 ailemden 2 sini kaybetmek de ayrı acı oldu.
b-"Kusura bakmayın ayakta beklettim sizi. Buyurun oturun. Ben tamamen şaşırdım şu anda. Doğum günüm olduğunu bile unutmuştum."
Kadir-"Bu eşek daha önce senin doğum gününü hiç kutlamamıştır." Yok canım bir kere kutladı. O da bel çantası getirirken bir an dinleneyim diye bir yerde oturdum ve o an da çantayı orada unutmuştum. Yanına gittiğimde çantayı bulamayınca beni depoya çekip vurmaya bekaret kemeriyle dövmüştü. Doğum günüm abi bugün dediğimde de "iyiki" şak "doğdun" şak "sana" şak şeklinde dayak yemiştim. Hakkını yemeyelim.
Nur-"Kadir. Şimdi kavga etmenin sırası mı? Çocuğun en güzel gününde. Arkamdan da pastayla Faruk abi geldi. (Unutanlar için Faruk kaypağın şöförü.) Zaten hep bir ağızdan " İyiki doğdun Bir Bine" melodisini söylemeye başladılar. Amk. Çok utanç verici. Çocuk gibi hissettim kendimi mk. Sevinmeye ayrı utanıyorum.
Yaşlı-"Bir dilek tut bakayım." Dilek mi. O basit. Onu gerçekleşmesi sıkıntı. İçimden "Gezginlik yeteneklerimi geri istiyorum. Kimseyi arkamda bırakmak istemiyorum." Dedim ve üfledim. O günü hiç unutmayacağım.
25 yıl geçti. Kadir Bey'in zorlamasıyla üniversite bitirdim. Ha bu arada Kadir Bey ve Nur Hanım vefat etti. Huriye ile evlendik. İkiz erkek çocuklarımız oldu. Birinin adını Rıfat diğerinin de adını Halis koyduk. Normalde Süleyman koyacaktım ama "Benim adımı koyarsan çocuğa ben de sana koyarım. Baban öncelikli gelir." Gelir dese de göbek adını Süleyman koydum. Huriye yaşlandı. Ama ben hala 22 yaşındayım. Hatta kaypak beni ne zaman görse "Ulan pezevenk. Evliya yoluna diken mi attın niye hala yaşlanmadın lan sen?" der. Sanki yaşlanmamak kötü bir şey. Anlatmak istedim ama anlamaz. Onun için hep geçiştirecek cevaplar verdim. Hala dünyada yaşayan gezgini arıyorum. Farklı bir gezginle karşılaştım. Başka bir diyardan gelmiş. Karganın iki bacaklı yürüyen halini düşünün. Ve tabi kanadı ve pençesi yok kolu ve bacağı var. Birkaç kişi görmüştü ama kostüm falan sanmıştı. Ona yaklaştım.
b-"Sen hangi diyardan geliyorsun?"
Karga-"Imdan Diyarı'ndan geliyorum. Peki siz de mi gezginsiniz?"
b-"Hayır. Eskiden gezgindim. Ama yeteneklerim alındı." Birden titrek sesle konuşmaya başladı.
Karga-" Yoksa siz? Kim Styla'yı alt eden ve Ejderha Diyarı'nı bulan efsanevi Bir Bine misiniz?" Oha lan. Götüm kalktı resmen. O ne kadar lakap.
b-"Evet ama o kadar efsanevi değilim."
Karga-"Nasıl değilsin. Sayende artık gezginler artık özgürce diyarları dolaşabiliyorlar. Kim Styla bize engel oluyordu. Hatta bizim diyarın çoğu hastalıktan kımıldayamaz haldeydi. Senin Kim Styla'yı yendiğini duyduğumuzda bütün diyar Bir Bine günü ilan ettik o günü. Diyarlar dolaşıp ilaçlar buldum ve diyarı kurtardım. Senin sayende. Ve daha sen ve Kim Styla haricinde Ejderha Diyarı'nı bulabilen olmadı." Demek gezginlerden haberleri olan diyarlar da var. Ve Ejderha Diyarı'na gitmek bu kadar zor muymuş?
b-"Peki ya sana bir soru soracağım. Hiç bildiğin portal açabilen bir gezgin var mı?"
Karga-"Hayır efendim yok. Portal açan gezginler zaten bildiğiniz üzere çok nadirdir."
b-"Peki. Yardımın için teşekkürler." Elinde bir kağıt ve kendi tüyünü koparıp bana uzattı.
Karga-"Kağıda içinizden geçeni yazar mısınız acaba? Sizin büyük hayranınızım. Bütün diyarlarda havam olur."
b-"Bütün diyarlarda mı?"
Karga-"Elbette ki. Bütün gezginler sizin isminizi bilir. Ve gezginlerini tanıyan bütün diyarlar size saygı duyar. Hatta size tapan bir diyarla bile karşılaştım." Hasiktir lan. Ve benim yeteneklerim yok mu? Lanet olsun. LANEETT. Kağıdı ve kalemi aldım.
b-"Mürekkep yok mu yazmak için?"
Karga-"Bizim tüyümüzde mürekkebe ihtiyacınız yok." Kağıda 'Büyük bir gezgin olman dileğiyle' yazdım ve kağıdı geri verdim. O da teşekkür ederek kayboldu. Vay anasını be. Demek efsanevi bir gezginim he. Ve Ejderha Diyarı'na gidebilen yok. Ve bana tapıyorlar. Çarpılacam amk. Ama egom tatmin olmadı değil. Gülerek evimin yolunu tuttum. Lanetli çocuktum, şimdi efsanevi gezginim.
DİYARLAR ARASINDA HİKAYESİNDE GÖRÜŞMEK ÜZERE :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RİAN DİYARI
FantasyHİKAYE OKUMA SIRASI: 1-EJDERHA DİYARI 2-ORK DİYARI 3-RİAN DİYARI 4-DİYARLAR ARASINDA 5-RİAN VE İMDAN 6-EJDERHA VS ANKA