Bound To You

•51•

Yazım yanlışlarına yorum bırakın kaybedenler kulübünün kalan kısmı için iyi bir şey yapalım zjsjzh
Oha bu ne iki part mı yapsaydım
war of hearts -ruelle (acoustic version) ile yazdım, sanırım siz okurken de iyi gidebilir. -şarkıyı ne zaman açacağınızı anlarsınız eminim, ya da her neyse size kalmış, o tarz bir şeyler dinleyin yani siz anladınız-
Böyle Lana'dan Radio, sonrasında sam smith'den like i can falan
Hadi şu romantikliğin dibine vurmaya çalışalım.

Wade genç adamın saçlarını okşarken oraya tekrar dudaklarını bastırdı ve kendinden küçük bedeni biraz daha kendine çekti.
Peter'ın açıkta kalan belini örtmek adına yorgana uzandığında bakışlarının genç adamın kalçasına kayması ile bir süre duraksadı.

"Bunun için üzgünüm."

Çıplak omzuna sıcak dudaklarını bastırdı ve burnunu genç adamın teninde gezdirdi. Ardından onu uyandırmamaya özen göstererek ayağa kalktı ve yerdeki tişörtünü birkaç kere silkeledikten sonra onu hala uyuyan Peter'ın yüzünün hizasına koyarak geri çekildi.

Pantolonunu üzerine geçirdikten sonra açıkta kalan üstüne baktı ve gözleri orası ile yatakta uzanan genç adam arasında mekik dokudu. Omuz silktiği sırada,

"Uyanmayacaksan değer."

Çalışma masasına ilerleyerek eline ilk gelen defterden bir parça kağıt kopardı ve hemen yanından eline aldığı kalem ile odanın pencere sayesinde sokak lambalarının aydınlattığı köşesine ilerledi.

Üzerine yazdığı kağıt parçasını kalemle birlikte komidinin üzerine bıraktı ve genç adamı uyandırmamak adına dikkatli bir şekilde pencereyi yukarı kaldırdı.

»»»

"Lütfen bana öyle bakma, bunu kesinlikle hak ediyorsun."

Peter omuzlarını düşürerek kafasını yana eğdi ve elinde tuttuğu çanta ile karşısında dikilen halasına baktı.

"Sadece hafta sonu için,"

"Biliyorum May, iki gün idare edebileceğime eminim. Beni merak etme, arkadaşlarınla vakit geçirmekten suçluluk duyamazsın, şöyle bakmayı kes."

Cümlesinin sonunda onu rahatlatmak istercesine güldü ve halası aynı şekilde karşılık verdiğinde ona sarıldı.

"Hadi, otobüsünüzü kaçıracaksınız."

"Görüşürüz bebeğim."

"Görüşürüz."

May genç adamı yanağından öperken Peter yarım ağız sırıttı ve ondan ayrıldı.

Kapanan kapı ile yüzü normale dönerken derin bir nefes verdi ve saatlerdir arka cebinde sakladığı kağıt parçasını çıkararak tekrar okudu.

Saat yedide seni alırım.

Takım elbiseleri halana açıklayamadığın için çoktan dolabımda yerlerini aldılar, sanırım geldiğinde giyinebilirsin. (Yine de bir kaçını götürebileceğine eminim.)

Resmi randevu #vol2

Dudakları yukarı kıvrılırken telefonundan saatine bakarak derin bir nefes aldı.

"Pekala Wilson..."

Wade'in her zamanki gibi tam vaktinde geleceğini düşünürken halasının ardından evden çıktı. Daha yarım saat vardı, karşı sokaktaki yerden alacağı bir milkshake ile basamaklara oturarak müzik dinlerken beklemek iyi bir fikir gibi gelmişti.