Kemal beni ziyaret ettiğinden beri neredyse bir hafta olmuştu, ve o günü düşündüğümde endişe ve mutluluğu aynı anda yaşıyordum...
Ama her Kemal'i unutmak istediğimde veya aklımdan çıkarmaya çalıştığımda kalbim el vermiyordu ve gözyaşlarına boğuluyordum, kısacası, ben onu unutamıyordum, malesef.Annem aradığında tam kahvaltımı bitirmek ve evden ayrılmak için hazırlanıyordum...
"..."
"Evet, anne..."
"Günaydın, Ayla. Sadece uynadın mı diye kontrol ediyordum."
"Uyandığım için telefonunu açabildim."
"Odana bazı kitaplar bırakmıştım. Bir göz at, ilginç bulabilirsin."
"Eminim ilginçlerdir, anne. Ama acele etmeliyim. Kitaplara bakarım. Söz veriyorum."
"Tamam, kendine dikkat et Ayla."
"Görüşürüz."
Annem aşırı koruyucu ve attığım her adımı kontrol ediyor, onu rahtlatan tek şey kemalin sürekli etrafta olduğu gerçeği. Ali hastaneden yeni çıktı ve onu hiç ziyaret etmediğim için biraz kendimi suçlu hissediyorum. Ve bugün bunu ona unutturmak için bir şansım var. Ama son dakikada, evde kalmamın daha iyi olacağına karar verdim. Annemin benim için bıraktığı kitap yığınına bakıyordum. Ve en büyüğünü almaya karar verdim.
Vaay be! Ben bu kitabı daha önce nasıl farketmedim? Başlıkta: "cadılar için kılavuz" yazıyor! Huh! Komik!
Yatağıma uzandım ve okumaya başladım.
Birkaç saat sonra...
Bu inanılmaz! İlk bölümde bahsettikleri her şeyi yaşadım. Kehanetli rüyalar ve sezgisel hisler birinin güçleri olduğuna dair ilk işaretlermiş gerçekten!
Sayfanın sonunda, altı çift çizilmiş bir cümle vardı, şöyle yazıyordu:
"Her zaman iç sesinizi dinleyin." güzel tavsiye.Bir anda, telefonum çaldı, ali beni arıyordu. Açmasam daha iyi, onun evine gidersem daha mutlu olacağından eminim. Umarım geç kaldığım için çok sinirlenmez...
Hızlıca gidiyor ve sürekli arkama dönüyor ve etrafıma bakıyordum. Sanırım bir daha caddemde rahatça yürüyemeyeceğim. Selçuk'un her an birşey yapabileceği düşüncesi içimi kemiriyordu. Kaygı ve korku beni boğuyordu ve yarı yolda vazgeçtim. Evime geri gitmek istedim, ama aliyi gördüm.
"Ayla! Beklesene!"
"Oh, bu gerçekten sensin, öyle değilmi?"
"Yok, dedem. Tabi ki benim kızım!"
"Gülümsüyor ve harika görünüyorsun... Nedense..."
"Evet, neden gülümsemeyeyim ki?"
Hiçbirşey hatırlamaması mümkün mü?
"Aslında... Hastaneden yeni çıktın!"
"Ve bu yüzden mutluyum... Çünkü sonunda sana sarılabileceğim!"
Dedi ve bana sımsıkı sarıldı.
O anda Kemal'in Çalılıkların arkasından kıskançlıktan sinir krizi geçirdiğini asla bilemezdim. Meğerse bizi gizlice izliyormuş.
Çalılıkların arkasında birşeyin kıpırdadığını hissettim ve baktım. Siyah bir saç?
Onu gördüğümü farkedince. Kendini biraz daha saklamaya çalıştı. Ali de çalılıklara baktığında artık yoktu...
Ali'nin karşısında duruyordum ve onu yakından inceliyordum. Böylece garip birşey söylerse farkedebilirdim. Normal yada aşırı normal davranıyordu. Biri bana "aşırı normal"in ne demek olduğunu sorsaydı, açıklayamazdım. Ama olanlardan sonra bu kadar mutlu olması çok garip.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE LOVE STORY (Bitti)
VampireVampirlerin soğuk kalpli yaratıklar olduğu söylentisi tamamen yalan, çünkü önünüze öyle biri çıkar ki yıllar önceden unuttuğunuz duyguları hissetmeye başlarsınız. Öyle biri çıkar ki; sizin hayatınızı kendi hayatının önüne koyar. Evet, bir sevgilim...