Birinin beni yarı uyanık çağırdını duyunca, yatağımdan aşağı düştüm. Yerde bir kedi gibi esnedim ve halıda yuvarlandığımın farkına vardım. Beni birisinin tekrar çağırdığını duydum;
Bu annem.'Ayla, hadi kalk. Bu gün Cumartesi olduğudan biraz daha uyumana izin verdiğim için pişmanım. Mutfağa gel, leyla seni bekliyor.'
"Geliyorum" dedim ve yerden kalktım.
Güzel bir elbise üstüme geçirdim. Oşa koşa mutfağa indim. Leylayı kapıya yaslanmış bir şekilde görünce onun endişeli olduğunu görmeden edemedim."Leyla, noldu?"
"Bu geç kalışını son affedişim biliyorsun ayla..."
"Ugh! Aslında... Alarmımı yanlış kurmuşum. "
"Umarım bugün alışverişe gideceğimizi de unutmamışsındır."
"Tabi ki unutmadım!"
"Peki. Şimdi ne yapıyoruz ayla?"
"Kahvaltı yapalım ilk önce. Kusura bakma ama çok açım!"
"Bunun için mi çol erken geldim kanka?"
Annem mutfakta dün akşamki yemekten kalan bulaşıkları yıkıyordu. Ve waffleların iştah açıcı kokusu mutfaktan geliyordu. Neredeyse boğulacak bir şekilde kahvaltımı bitirdim ve annemin leylaya içinde bir waffle olan tabağı uzattığını gördüm.
"Hadi, leyla. Bir ısırık al."
"İnanın, hiç aç değilim. Ama yinede teşekkürler."
Annem pes etmişcesine waffle tabağını masaya koydu.
"Kahvaltımı bitirdim, leyla. Artık gidebiliriz."
Leyla elini 'gel' anlamında bana doğru uzattı ve onun peşinden gittim. Annem hethalde evden çıktığımızı sanmıştı ki çıkmamıştık, bu yüzden televizyonun sesini sonuna kadar açtı, haber bir cinayet hakkındaydı. Olamaz! Bu bizim barış ve huzur dolu kasabımızda duyduğum ilk cinayetti. Yada düne kadar barış ve huzur doluydu. Leylaya dönüp baktığımıda, yüzü sararmış ve irkilmiş gibiydi.
"Haberleri duydun mu? Cinayeti?"
"Evet. Bu ürkütücü."
Evden hızlıca çıktık ve alışveriş merkezine doğru yol aldık. İkimiz de giderken hiç konuşmamıştık.
Bu pek iyi değildi...sanırım.10 dakika sonra avm'nin kapısından girdik ve ilk gördüğümüz mağazaya girdik.
"En sevdiğin renk neydi? Belki birşeyle bulurum?"
"Sanırım, siyah."
"Hmm..." dedi ve mağazanın diğer tarafına yöneldi. 5 dakika sonra, onu mağazada göremedim. Büyük ihtimalle mağazadan çıkmıştı. Onu telefonla armayı deneyeceğim.
"..."
"Cevap yok."
Kendi başıma bir süre mağazada dolandıktan sonra, onu aramayı bıraktım. Beni tekbaşıma bıraktığını düşünmeye başlamıştım.
Bir süre sonra elime bir elbiseyi aldım, çok güzeldi. Üstünde kuş nakışları vardı. Üniversite mezuniyetinde bunu giyebilirdim diye düşündüm. Rengi lacivertti. Bu elbise beni büyülemişti. Elbiseyi satın alıp mağazadan çıkarken kapının önünde duran bir erkek farkettim. Uzun boylu, siyah saçlı ve yakışıklıydı, bana bakıyordu. Onu tanıyıp tanımadığımdan emin değildim.
Ona doğru yaklaştım. Bu yaptığım şeyin pek iyi olmadığını bilsem de, görünmez bir güç beni ona doğru sürüklüyor! Bir şekilde beni çağırıyor.
Evet, şu an kesinlikle bana baktığından eminim.
Bitkaç dakika sonra, artık alışveriş mağazasında yoktu.
Bir süre sonra Leyla'nın sesini duydum ve arkamı döndüm. Ona kızgındım ve sordum,
"Sen nerelerdeydin! Bütün alışverişimi bitirdim!!!"
"Huh! Kuzenimi gördüm ve ona merhaba demeye gittim."
"Kuzenin?"
"Evet. Kuzenim. Buraya yeni taşındı ve evimizin yanında bir ev aldı."
"Yanınızdaki büyük konağın satıldığını mı söylüyorsun?"
"Evet, ayla."
"Vay canına! O zaman, onunla tanışabilme şansım var mı?"
"Elbette."
"O konakla ilgili bir sürü ilginç hikaye duydum! Ama hiç görmedim."
"Sorun değil. Birlikte kuzenimi ziyaret edebiliriz. Gerçi çok konuşmaz, ama yinede sorabiliriz."
"Olur."
"Aslında... Kemal bu kasabada kendi işini kurmayı planlıyor. Bu kulağa nasıl geliyor?"
"Bu harika! Bu kasabanın cidden yeni birşeylere ihtiyacı var."
"Sanrım kitapçı veya bir antika dükkanı açmayı düşünüyor. Henüz tam olarak karar veremedi."
"Anlıyorum."
"Başka şeyler alacak mısın Ayla?"
"Hayır... Bir anda hevesim kaçtı."
Aslında hevesim kaçmamıştı, o adam baktığı için korkmuştum ve artık alışveriş etmek istemiyordum.
"Aliyi arasana! Belki kafede buluşabiliriz ayla!"
"Tamam. Onu arayıp söyleyeceğim."
Onu aradım. Ve kafede buluşacağımız konusunda anlaştık.
10-15 dakika sonra...
"Ali!" diye erkek arkadaşıma seslendim. Duygusuzca bize döndü. Ama sonradan şaşırdı.
"Sonunda aşkım önümde... Neden erken döndünüz?"
Cevap verdim.
"Şey... Aslında çok kalabalıktı."
Ali inanmazcasına bana baktı.
"Gerçekten mi? İlgini çekecek biriyle de tanışmadın mı?"
Nereden bildi?
"Ne demeye çalışıyorsun ali?!?!"
Sinirli bir şekilde aliye bakıyordum. Ellerimi yumruk yapmıştım."Sadece şakaydı, tatlım!" dedi ve saçımı yavaşça çekerek alnımı öptü.
Ali beni öptüğünde leyla aliye kıskançlıkla baktığını görmeden edemedim.
Sanırım kıskanıyordu. Kime güveneceğime dikkat etmeliydim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE LOVE STORY (Bitti)
VampirVampirlerin soğuk kalpli yaratıklar olduğu söylentisi tamamen yalan, çünkü önünüze öyle biri çıkar ki yıllar önceden unuttuğunuz duyguları hissetmeye başlarsınız. Öyle biri çıkar ki; sizin hayatınızı kendi hayatının önüne koyar. Evet, bir sevgilim...