Tamam, ben bu işi yapmayı, müzik sektöründe olmayı çok seviyorum.
Ama pratik yaparken arada bir mola versek pek de bir şey kaybetmeyiz değil mi!
Dün U'dan çağrıldığımda dans eğitmeni gelmiş, yeni yazdığım şarkıyı dinlenmişti. Gecenin bir körü, adam Jetlag'den çıkamamıştı anlaşılan, kareografi ezberlemiştim. Bu sabah da bizimkilere birazını öğretmiştim. Öğle arası yemek yemeye inmiştik ve ben şu an önümdeki çubuğu tutamayacak kadar yorgundum.
Ayrıca Haechan bana uzak davranıyordu, dün sarılarak uyumamıza rağmen çok uykusuz duruyordu.
Hadi ama, ben salak değilim. Büyük ihtimal, Jisung bir şeyler söylemişti. Yinede ona kızamazdım değil mi? O sadece gördüğünü anlatmıştı, bir suçu yoktu. Fakat benim merak ettiğim, Donghyuck'un bunu bana ne zaman anlatacağıydı. Çünkü gayet sessiz ve sakin duruyordu. Ben olsam, çoktan onunla konuşmuş ve açıklama bekliyor olurdum. Derin bir nefes aldım, çubuklarımı tutup yemeğimi yemeye başladım.
Ta ki yeni stajyer bir çocuk gelip Donghyuck ile konuşmak isteyene kadar kafamı yemekten kaldırmamıştım. İşin daha da tuhafı bu çocuk Jeno'nun arkadaşıydı ve şimdi ne olmuştu da Haechan'ı çağırıyordu? Bu Jeno ve Donghyuck ikilisi bir şeyler karıştıyor gibi geliyordu bana. Çocuk Donghyuck'u aldı ve bir yere götürdü, nereye olduğunu anlamadım. Önemsemedim ve önüme döndüm.
"Donghyuck'u seviyor. Ona açılacak."
Jeno kulağıma söylediğinde bir anlığına vücudum kıskançlıkla kasıldı, ama hemen sakinleştim.
Ben Donghyuck'a güveniyordum.
Donghyuck'u seviyordum.
O da beni seviyordu. Bu kuşkusuzdu. Kıskançlık yapmamı gerektiren hiçbir şey yoktu ortada. Haechan güzeldi, onu sevebilirlerdi. Önemli olan onun hisleriydi, onun kimi sevdiğiydi. Jeno'ya döndüm.
"Eminim Donghyuck yanlış bir şey yapmayacaktır."
Jeno şaşkınlıkla bana baktı ve sonra "Haklısın." gibi bir şeyler mırıldanarak yemeğine döndü. On dakika kadar sonra Donghyuck için endişeleniyordum ki masaya oturdu ve yemeğini yemeye başladı. Ben de yemeğimi hızlıca bitirdim ve onunla konuşmak istediğimi söyledim. Donhyuck bir şeyler fark ettiğimi anlamıştı zaten, uzatmadan yanıma geldi ve tuvalete gittik.
Hadi ama. Herkes yemekte şu an bu yüzden buradayız. Fesat düşünmeyelim.
"Ben hiçbir şey duymak istemiyorum Mark Hyung."
Donghyuck kapının orada içeri bile girmeden duruyordu. Kaşlarım çatıldı ve kolundan tutarak onu içeri çektim, kapıyı da kapattım. "Ne zaman Hyung oldum ben anlamadım Hyuckie-"
"Bitti, tamam. Anlıyorum Hyung. Gerçekten beni kırmamak için uzatmana gerek yok. O kız çok güzel, eminim seni mutlu edebilir. Yani umarım mutlu olursun. Olursunuz."
Dolan gözlerini benden kaçırdı. Ağzım açık onu dinliyordum. "Donghyuck, beni dinlemiyorsun-"
"Hyung dedim ya, dinlemek istemiyorum. Senin ağzından başkasını sevdiğini duymak istemiyorum, benim için çok erken oldu bu. Bana zaman ver lütfen." Kapıyı hızla açıp çıktı.
Benim de gözlerim doldu. "Yine bitti. Ve yine çok erken bitti. Ve yine kalbim kırıldı."
Yere çökerken mırıldandım. "Tanrım, lütfen onun da kalbi kırılmış olmasın."
~~~~~~~~~~~
Siz niye bu saçmalığımı okuyorsunuz? 2K OLMUŞUZ AMK
Eğer bu bölüme 20 vote gelirse ne isterseniz onu yapıcam kitapta smut isterseniz smut mutlu son derseniz mutlu son uzat derseniz uzatıcam
BOKUNUZU YERİM ÇOK SEVİYORUM SİZİ AWWW❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Backstage/MarkHyuck
FanfictionSM Entertainment, MarkHyuck shiplendiğini fark eder. Bu yakıştırmanın, grubu aslında ünlendirdiğini de öğrenir. -(yarı)texting story- ▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪ Burunlarımız çarpışırken fısıldıyor. "Sonsuza dek." İkimizde birbirimize gülümsüyor...