"Tutun kollarımdan düşerim vallahi." Jisung ve Haechan kulağını kapıya dayamış bir şeyler duymayı bekliyordu. Chenle kapının karşısındaki duvara yaslanarak yere oturmuştu, telefonuna bakıyordu. Bende bir ayağımı duvara yaslamış, kollarımı göğsümde birleştirmiştim.
"Donghyuck saçmalama ya." Kapıya dayadığı kulaklarını ikisi de aynı anda çekti. "Mark sus. Sende kulağını kapa bakayım Jisung. Duymadın onları tamam mı?"
"Neyi duymadı?" Chenle telefondan başını kaldırıp aramıza katıldı sonunda. "Chenle Hyung galiba az önce Jaehyun Hyung ve Taeyong Hyung öpü-"
"Şşt! Kaçın! Kapıya geliyorlar!" Haechan uyardığında öne atılıp hızla elini tuttum ve aşağı kata koştuk. Arkamızdan Chenle ve Jisung'un ayak seslerini duyuyordum. Salona hızla giriş yaptığımızda herkesin kafası bize döndü. Bir anda durup sıraya dizildik ve gülümsedi hepimiz. "Noldu?" Menajer sorduğunda dönüp yanımdaki 2 salak ve sevgilime baktım. Sanırım yine herkesin paçasını kurtarma işi bana kalmıştı.
"Odamızda fazla ses çıkardık Taeyong Hyung'ta kovdu bizi."
Menajer kafasını salladı. "Tamam." Sonra kafasını önüne çevirirken ekledi. "Mark ve Haechan. Bir saat içinde hazırlanıyor ve kapının önünde beni bekliyorsunuz. Ceo sizinle konuşacakmış. Düzgün giyinin."
İşte o an farkettim hala Haechan'ın elini tuttuğumu. Gerilmiş olmalı ki elimi sıkmıştı. Ona gülümsedim, sıkıntı çıkmayacağını söylemek ister gibi, ve menajere döndüm. "Tamamdır PD-nim."
Yukarı çıkıp odamıza girdik, zaten bu üyelerin hepsinin U yurdunda kaldığı son gündü. Herkes tekrar eski yurtlara dönecekti.
Tabii ki Haechan ile 127 yurduna gidecektim saçmalamaz mısınız?
İkimiz de benim düzgün siyah gömleklerimden giydik ve altımıza düz siyah fazla dar olmayan kot pantolonlardan geçirdik. Parfüm banyosu yaptık ve makyajımızı hallettik. Boş zamanımız olduğundan telefonlarımızı alıp aşağı indik. Salonda kulaklıkları takmış otururken MarkHyuck crack falan izleyip gülüyorduk. Zaman geldiğinde menajerle birlikte arabaya binip SM TOWN'a yol aldık.
Ceo'nun bizi dövmeyeceğine, en azından fiziksel şiddet uygulamayacağına, neredeyse adım kadar emindim. Touch era yaklaşırken böyle bir şeye kalkışmazdı. Zaten sinirliydim, bizim Taeyong Hyung'la bölümümüz var diye Haechan da Jaehyun Hyung ile bölüm almıştı.
Neyse, sakinim.
Şirkete girip Ceo'nun odasının önüne geldiğimizde heyecandan ellerim titriyordu. İçimdeki bir his bana her şeyin iyi olacağını söylüyordu. Umarım öyle olurdu. Kapıyı çalıp içeri girdik. Menajer de içeri giriyordu ki Han Se Min onu kibarca kovdu. İçeride sadece iki kişi vardı zaten. Diğeri de bir başka Ceo olan Nam So Young'tu. O bizimle ilgilenmiyordu aslında, neden burada olduğunu merak etmiştim. Yönlendirmeleriyle ilerledik ve ikili koltuğa yan yana oturduk. Ellerimi nereye koyacağımı bile bilmiyordum Tanrı aşkına. Gerçekten heyecanlıydım. Donghyuck ile göz göze geldiğimizde ikimiz de gülümsedik ve önümüze döndük. Se Min ve So Young bakışıp yanımıza geldiler ve karşımızdaki ikili koltuğa oturdular. Önce hiç konuşma yoktu. Bende başımı eğmiş ellerimle oynuyordum. Bir süre sonra Se Min söze girdi.
"Aslında konuyu uzatmak istemiyorum. Oraya buraya çekiştirip sündürmek ve zaman kaybetmek de istemiyorum." Derin bir nefes aldım. İşte geliyordu.
"Ailelerinizin ve üyelerin de haberi varsa, size karşı da çıkmıyorlarsa.. MarkHyuck'u resmi olarak açıklayalım."
Donup kaldım. Hyuck'un ağzından bir şaşırma nidası fırlamıştı.
NE DEMEK MARKHYUCK'U AÇIKLAYALIM?
"Nasıl yani pek anlayamadım üzgünüm." So Young gülümsedi ve açıklamaya o devam etti. "Çocuklar biliyorsunuz, NCT bizim için, SM Town için, biraz deneme-yanılma tahtası olarak kullanılıyor. Sizin menajer ile olan kavganız da Lee Soo-Man'ın kulağına gitti tabii. Sonra ne oldu bilmiyoruz ama bir anda sizin ilişkinizin açıklanmasını istedi."
Se Min döndü ve ekledi. "Siz ne diyorsunuz? Eğer gelecek hakaret ve eleştirileri kabul ediyorsanız, şimdi, hemen açıklayalım bunu."
Donghyuck'a döndüm mutlulukla. Ama onun yüzü düşük gibiydi. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım. "Ne oldu Hyuck? Niye düştü yüzün şimdi?" Gözlerini yavaşça bana çevirdi. "Bilmiyorum, Mark. Bunu yapmalı mıyız bilmiyorum. Ailem bunu ilk öğrendiğinde bile çok sinirlenmişti, akrabalarımın hiçbirine söylenmedi, bizim aramızda, çekirdek aile arasında, kaldı. Öte yandan kariyerlerimiz ne olacak? Senin en büyük isteğin Rap Kralı olmak değil mi? Ne olacak sana?"
Parmaklarımla okşadım yüzünü. "Bunların hiçbiri senden ve benden önemli değil, Hyuck-ah. Bunların hepsini atlatabiliriz, yan yana ve sımsıkı olduğumuz sürece." Gözlerinin en içine baktım, bu fırsatı kaçırmamalı ve ilişkimizi açıklamalıydık. Belki diğer idollere de yol açmış olurduk?
"Şey... Açıklayalım o zaman." Donghyuck konuştuğunda sımsıkı sarıldım ona. Se Min ve So Young çok tatlı olduğumuzu söylediler. Onları pek takmadım. Tanrı aşkına, MarkHyuck açıklanınca, herkes Haechan'ın benim olduğunu bilecekti yahu!
Lee Soo-Man'a akıl fikir verdiğin için sana minnettarım Tanrım.
■■■■■■■■■■■■■■■
Hadi bakiiiiiiiiiiimmmmmm.
Bunu isterken yoldan geçenlerden para isteyen dilenci gibi hissediyorum kendimi ama isteyeceğim yine de. VOTE?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Backstage/MarkHyuck
FanfictionSM Entertainment, MarkHyuck shiplendiğini fark eder. Bu yakıştırmanın, grubu aslında ünlendirdiğini de öğrenir. -(yarı)texting story- ▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪▪ Burunlarımız çarpışırken fısıldıyor. "Sonsuza dek." İkimizde birbirimize gülümsüyor...