-3

1.7K 276 60
                                    

Gece uyuyamadım kalkıp kitap okumaya başladım. Sıkılıp kitabı da bıraktım. Komodinin üstündeki telefonumu elime aldım, bana yetecek kadar şarjım vardı. Dün hiç elime almamıştım. Önce internetimi açıp Instagram'a girdim. 1 istek vardı, aish cidden Park Jimin beni takip ediyor. Kulaklığımın düğümcüğünü çözül kulağıma taktım, internetimi kapatıp Spotify'dan şarkı açtım. Kızlar uyuyordu ben de sessizce dışarı çıktım, sandalyeye oturdum ayağımı uzattım. Rihanna Cry dinliyordum. Gökyüzünü izledim, yıldızların kusursuzluğunu... Gecenin karanlığındaki huzur damarlarıma kadar işledi. Kulaklığım sayesinde kimseyi rahatsız da etmiyordum. Rihanna güzel söylemişti. "Asla ağlamayacağım." Ben de aynı şeyi kendime söylüyorum;'Asla ağamayacağım' Bu sözü tutamayacağımı çok iyi biliyordum. Akşam kendime söz verip sabah o sözden eser kalmazdı. Gökyüzünü seyrederken aklıma bir fikir geldi. Kapının girişine gidip merdiven kulbuna astığım pikeyi aldım. Dışarı çıktım ve çimlerin üstüne düzgünce serdim. Yanıma aldığım yastığı başımın altına koydum ve gökyüzünü seyrettim. Göz kapaklarım ağır basınca telefonumu kapattım ve uykuya daldım. Gözlerimi açtığımda karşımda Jimin görmeyi beklemiyordum.

"Jimin sshi?!"

"Ah şey merhaba!"

"Sizin burda ne işiniz var?"

"Yeni komşuna merhaba demeyecek misin?"

"Yeni komşu mu?"

"Evet, hem de evlerimiz karşılıklı."

"Peki şimdi evine gidebilirsin."

"Gidemem."

"Sebep?"

"Çünkü bizim erkekler sizin kızlarla takılıyor."

Jimin'e anlamaz bakışlar atmaya devam ettim, anlamadığımı anlamış olacak ki açıklık getirdi.

"Ben senin karşı komşunum. Çocuklar ise Jungkook Lisa'ya, Jin Hyungta Jisoo,ya, Yoongi Hyung'ta Rosé'ye abayı yakmış vaziyette. Şimdi anladın mı?"

"Evet, gidebilirsin."

"Kaba olman karşındaki kişiyi üzüyor olabilir. Bunu hiç düşündün mü?"

"Önemsemiyorum."

"Duygusuz."

"Beni yargılamak veya kınamak sana düşmüyor Jimin sshi ve seninle konuşmak istemiyorum. Şimdi gidebilirsin."

"Peki."

Yanımdan kalkıp gitti. Bende kızların yanından hızlıca geçip odama geçtim. Kızların benim canım yanarken veyahut ben mutsuzken mutlu olmaları hoşuma gitmiyor. Bencil biri değilim ama istemsizce böyle düşünüyorum. Günlerden cumartesi olduğu için okula gitmiyorduk. Bugün bir işim yoktu. İşten kastımı siz anladınız. Aşağı kattan kapı çarpılma sesi geldiğinde çocukların gittiğini anladım. Kapımı kilitlemiştim, kızlar gelse bile açamayacaklardı. Jisoo unniemin sesi geldi.

"Jennie iyi misin? Kapıyı aç."

"Geliyorum."

Ayağa istemsizce kalkıp kapıyı açtım. Kızlar bana meraklı gözlerle bakıyorlardı.

"Neden bize bir şey söylemeden hızlıca odana çıktın?"

"Siz neden bana sormadan o çocukları eve davet ettiniz? Durun ben söyleyeyim çünkü onları seviyorsunuz. Bana bunlardan bahsetmiyorken ben sadece odama çıktım bunun hesabını da vermek zorunda kalmıyorum Jisoo unniem."

Bu sefer Lisa konuşmaya başladı.

"Unnie sen zaten bu zamanlarda iyi değilsin. Birde sana onların bizi sevdiklerini söylememiz garip düşerdi."

"Evet en yakın ve tek olan arkadaşlarım kendi aralarında bir şeyler çeviriyorlar ve bana söylenmiyor. Haklısın, zaten bana söylemeniz garip düşerdi."

Lisa söylediklerimi haklı bulduğu için sadece sustu.

"Biz sevmiyoruz ki unnie sadece onlar duygu besliyorlar. Haklısın bunu söylemememiz hataydı ,özür dilerim."

"Tamam Rose. Özrün kabul edildi."

Hepsi üzerime atladı ve sarıldılar. Şu an kendimi mutlu hissediyordum en azından. Sadece onlar beni mutlu edebiliyorlardı. Sadece onlar.

3.BÖLÜM BİTTİ!
Beğendiniz mi?

Ölüm Tanrısı ↬ JenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin