cehennem

3.2K 200 98
                                    

Suratına gözlerimi kısarak baktım. Benimle dalga geçiyordu aklı sıra ama bende gunju isem bu böyle bitemezdi.

"Hadi ya bende senin adın sanmıştım onu.. Demek hayvan olandan bahsediyorsun" veeeee vurdum gol oldu. Suratının şekli değişirken bende zafer gülüşümü yapıyordum. Ses etmeden arabayı sürmeye devam etti. Ben her zaman kazanırım Seokjin sshi. Henüz beni tanımıyorsun.

Sonunda çiftliğin kapısı görünüyordu. Ve biz ona yaklaştıkça arabadan atlayarak geri kaçma isteğim artıyordu. Şimdiden şehri özlemiştim. Jimin'i, Sunah'ı ve Kook'u! Şehrin ışıklarını, evimi, odamı... Ben geri gitmek istiyorum.

"Üzgünüm bu imkansız!" Düşüncelere daldığım için korkudan içim titremişti. Anlamsızca ona baktım. Deli miydi acaba? Bir insan kendi kendine konuşmasının tek nedeni bu olmalı.

"Ne!"

"Imkansız diyorum" kesinlikle deliydi. Babam beni böyle bir delinin yanına gönderip akıllanmamı sağlayacak sanıyorsa çok yanılmış.

"İmkansız olan ne?" Alay edercesine sordum.

"Geri gitmek geçmiyor mu aklından. Sen böyle giderse bu çiftliğin kapısını bile zor göreceksin" bütün dişlerini ortaya sermişti. O dişlerin dökülür umarım.

"Sen! Konuşmazmısın benimle! Sinirlerimi bozuyorsun inek bey!" sözlerimi duyar duymaz yüksek bir kahkaha patlattı.

"İnek mi! Cahilliğin gözümü yaşartıcak! İnek değil öküz demen gerekiyordu ama onu bile beceremiyorsun" gülmesine tekrar başlamıştı.

Sinirlerim gerçekten patlama noktasındaydı. Bugünün nesi vardı böyle. Nerde salak insan var sanki bana bilerek gönderiliyordu. Tanrım ben sabırlı değilim. sende biliyorsun. Lütfen zorlama.

Biz yaklaşınca kapılar açılmıştı. Yüksek duvarları geçince içeriye göz gezdirdim. İnanın hiç benlik değildi. Yavaşça arabayı park edince hızla kendimi dışarı attım. Bir kaç saniye daha onunla aynı havayı solumak istemiyordum.

Bize doğru gelen iki genç erkek! Pardon yakışıklılar.. Sanki film yıldızı gibi!..

"Ağzını sil salyaların akıyor!" ağzımı kapatarak ona yan gözle baktım. Ben bu gidişle buradan tek bir şekilde çıkacaktım. Bu gerzeği öldürecek ve katil olacaktım. Poliste beni hapse götürecekti. Evet mutlu son!

Iki gençte önümüzde durdu.

"Merhaba. Hoşgeldin" gülümseyerek konuştu sağdaki olan. Diğeride onu onaylamıştı. Kardeş siz insan mısınız? Anneniz sanırım burada fazlaca organik beslenmiş.

"Kendinizi tanıtın çocuklar"  yanındaki inek konuşunca onlar kocaman gülümseyip onu onayladı.

"Ben hoseok" dedi ilk konuşan.

"Ben minho"

"Buda bizim yeni çalışanımız gunju çocuklar. Minho sen valizleri çıkar hoseok sende ahırı göster ve ne yapacağını söyle bende bir kaç dakikaya kontrole geleceğim" şaşkın gözlerle döndüm. Az öncekileri şaka sanıyordum. Ama bu gerçekten beni çalıştırmayı planlıyor?!?!

"Hyung. Yorgundur biraz dinlenseydi" seni yerim çocuk! Içimden geçenleri söylemişti. Hevesle bizim ineğe döndüm.

"Hayır gelirken heycanla yapacağını kendi söyledi. O yüzden ne diyorsam o" ağzım tuhaf bir şekilde açılmış ona ciddi misin bakışı atıyordum.

"Peki. Gidelim buyurun" içimden ne kadar küfür varsa hepsini saydım. En içten dileklerimi iletmeliydim. Bu benim en doğal hakkımdı. Tam anlamıyla bir belâydı.

Zamanla Alışırsın/Kim SeokJin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin