Duydukları hazmetmeye çalışarak öylece eve yürüyordum. Şimdi benim yüzümden mi ayrılmış oldular? Bir yanlış anlaşılmayla iki sevgiliyi ayırmış oldum. Nasıl bir insandım ben. Ateş gibiydim sanırım. Dokunduğum her yer yanıp kül oluyor. Ve geriye haraptan başka bir şey kalmıyor.
Demek jungkook bu yüzden onunla yanyana gelmemi istemiyordu. Bir şeyleri farketmiş olmalıydı. Yanlış giden bir şeyleri.
Şimdi ne yapacaktım. Ne yapmalıydım? Öyle çaresiz hissediyordum ki.. Babam haklıydı. Ben beladan başka bir şey değildim. Nereye gitsem mutlaka bir şey oluyordu.
"Hey kime diyorum Gunju!" Jungkook'un bağırmasıyla ayağımın takılması ve benim yeri öpmem bir olmuştu. Gözlerim dolmuş ve bir anda ağlamaya başladım. Zaten acıyan kalbim üzerine düşüp diğer taraflarımıda acıtınca dayanamayıp ağlamaya başladın.
Jungkook bir kaç dakika öylece bana baktı ve sonra hızla yanıma geldi. Kolumdan tutup beni doğrulttu. Garip bakışlarını esirgemeden konuştu.
"İyi misin?" başımı olumsuz anlamda sallayıp tekrar ağlamaya başladım. Hayır neden birden bu kadar duygusal olmuştum ki?
"Alt tarafı düştün Gunju bebek gibi ağlamayı kes! Burada asıl ağlayacak bir insan varsa oda benim"
Ağlamamı yavaşlatarak titreyen sesimle konuştum.
"Sen neden ağlıyorsun?"
"Babam aradı." ıslak gözlerimi onun kine çevirdim. Ters giden bir şeyler var. Amcam durduk yere asla Jungkook'u aramazdı.
"Giderek çocuklaştığımı ve artık büyümem gerektiğini söyledi."
Burnumu çekip konuştum. Aynı zamanda elimle kollarımdaki çiziklerde bulunan taşları temizliyordum.
"Bunun için mi ağlamak istiyorsun" alayla. Bunun için ağlanır mı? O zaman ben kesin ölmeliydim babamın söyledikleri için.
"Hayır. Beni evlendiriyor! Hemde tanımadığım bir kızla!" gözlerim kocsman açıldı. Ne demek Jungkook evleniyor? Ben daha onu kimseyle paylaşmak istemiyorum. Tekrar dolan gözlerimle ağlamaya başladım.
"Jungkoook!!!!" sarılmıştım. Jungkook benim için bir kuzen kalıbına sığdıramadığım bir insandı. Dünya bir yana o diğer yanaydı. Terazinin bir yanına Jungkook'u diğer yanına galaxydeki tüm gezegenleri koysalar yine Jungkook ağır basardı.
Ben kıskançtım. Özellikle en değer verdiğim şeyler için.Ki Jungkook'u adla tanımadığım birine de vermek istemiyordum.
"Gunju! Ölmüyorum evleniyorum farkında mısın?" Omuzlarımı silktim. Şimdi evlenip giderse ben tek başıma ne yapardım. Bana artık zaman ayıramazdı. Ve ben tek başıma burada çürüyüp giderdim.
"Jungkook ben istemiyorum. Sen benim kuzenimsin ve ben bunu başka bir kızla paylaşmaya daha hazır değilim!" Bir rlime gözlerini siliyor diğer ilimle tişörtünün kolunu sıkıca tutuyordum.
"Babamı biliyorsun! Ne yaparsak yapalım kararından dönmeyecektir." Bu ailenin kanından mi bilmez inatçılıkta üst seviyelerde geziyorlar. Babamda böyleydi amcamda. Asla bizim ne düşündüğümüzü önemsemiyorlardı.
"Ne zaman evlenecekmişsin?"
"Daha kararlaştırılmamış. Kızın ailesiyle konuşup uygun bir zaman ayarlacaklarını söyledi" dedikten sonra kocaman bir of çekti. Bu büyük sorunla başa çıkamayacağımızı biliyorduk. Ben buraya geldiysem. O da o kızın yanına gidecekti.
Acaba biri bize büyü felan mı yapmıştı. Yada küçükken tüm şansımızı kullanmıştıkta şimdiye bir şey mi kalmamıştı? Yoksa başımıza gelen bu olayların başka bir açıklaması olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanla Alışırsın/Kim SeokJin✔
Fanfiction"Hazırlan yarın yola çıkıyorsun" "Yolamı çıkıyorum?" "Evet. Cezan için" "Nereye gidiyorum? Tımarhaneye falan mı ?" "Bundan sonra hala akıllanmazsan orayada gideceksin ama şimdilik çiftliğe gidiyorsun" "Çiftlik mi? Hayır! O cehenneme gidemem!" ****...