Evlilik

2K 190 21
                                    

Yerden istifini bozmayarak kalktı ve bize döndü. Onun orada ne işi vardı? Bizi mi dinliyordu? İyi ama neden?

"İnek bey! Bize bir açıklama yaparsan sevineceğiz" sanki ona söylememişim gibi saçlarını düzeltti ve bana bakarak gülümsedi.

"Bir şey söylemek için gelmiştim. Jimin ile konuşmanızı bölmemek için bitirmenizi bekliyordum" bu bahaneye kanacağımı sanıyordu. Yazık.

"Hyung bunu yemedik. Bence başka bir şey uydur" Jimin hafifçe kıkırdayarak güldü.

"Kahvaltı hazır hadi gidelim" dedi ve havalı bir şekilde dönerken dizini kapıya çarpmıştı. Gülmemek için dilimi ısırırken o ise arkasına bile bakmadan odadan çıkmıştı. Jimin ile birbirmizde baktık. Bir kaç saniye geçmesiyle kahkahalara boğulmuştuk. O kadar komiktiki gözlerimden yaş bile gelmişti. Yakalanması ayrı kaçması ayrı komikti.

Karnımın gülmektem ağrımasıyla sustum. Jimin'de susmuş ama hala kıkırdamaya devam ediyordu.

"Onun bizi dinlediğini nasıl anladın?" Yanaklarımı ovalarken merakla sordum. Nasıl görmüştü onu ?

"Aynadan görünüyordu. Hayır bahanesi de ayrı komik. Resmen ikimizi kıskandığı için dinliyordu" tekrar kıkırdadı. Kıskanmak mı? Hadi canım..

"Bizi niye kıskansın ki?" dedim merakla. Bence sadece ne konuştuğumuzu merak ettiği için dinlemişti.

"Gunju sen erkekleri bilmezsin." dedi ve ayağa kalktı.

"Neyini bilmiyor muşum bu erkeklerin?" dedim sahte bir sinirle. Canım bugün Jimin'le takılmak istiyordu. Belki bu sayede ona bir yardımım dokunabilirdi.

Çünkü biliyordum. Jimin Sunah'ı sevmekten vazgeçmeyecekti. Bunca yıl geçmeyen şey bundan sonra da sonlanacağını düşünmüyordum. Ve bildiğim başka bir konuda varsa.. Jungkook her daim Sunah'ı arkadaştan ötesine geçirmeyecekti. Bir ihtimal umut ediyordum. Sunah Jimin'e verdiği arkadaşlık değerini aşka dönüşmesi için.

"Biz erkekler üstün varlıklarız" diyerek kahkaha atmaya başladı. Elime aldığım yastığı hızla kafasına geçirdim.

"Al sana üstün varlık" diyerek gülmeye başladım. O da somurtmuştu. Bu çocuk neden bu kadar sevimli? Basını ovaladıkdan sonra bana dil uzattı.

"Her neyse hadi kahvaltıya inelim"sevinçle koluna girip aşağıya kata doğru yürümeye başladık.

Merdivenleri inerken alt kattan bağırma sesleri geliyordu. Jimin'le birbirimize bakıp ikişer adımla inmiştik. Salona girdiğimizle elleri arkasında birleştirmiş ve her zamanki gibi ipekten takım elbisesini giyen amcamı gördüm. Junkookun sinirden aldığı hızlı nefesler yüzünden gögüsü kalkıp iniyor aynı zamanda yumruk yaptığı eli bembeyaz olmuştu. Hızla adım atarak Jungkook'un yanına gittim. Eğilerek amcama selam verdim.

"Hoşgeldin amca" her zamanki gibi başıyla beni onaylamıştı.

"Baba lütfen.. Senden rica ediyorum. Evlenmek istemiyorum. Anlasana beni!"
Amcamın buraya gelme sebebi belli olmuştu. Muhtemelen Jungkook'u aradı ama o açmamış olacak ki kendi buraya kadar gelmişti.

"Artık seni dinlemek istemiyorum. Şımarık bir çocuk olmaktan çıkma vaktin sencede gelmedi mi?" diğerleri de kapıdan hızla girmiş bizi izlemeye başlamıştı. Muhtemelen kimse aile olayına dahil olmak istemiyordu.

"Beni böyle mi cezalandırmak istiyorsun? Tamam biraz uslanmaz bir çocuğum ama sence de hangi çağda yaşıyoruz evlendirmek nedir?! Başka cezaya razıyım ama buna asla!" Jungkook'un sonlara doğru ses seviyesi yükselmişti. Amcamın inadını biliyorduk. Babamın resmen iki katı bir asabiliğe sahipti. Ne yaparsak yapalım kendi bildiğini okumaya devam edecekti.

Zamanla Alışırsın/Kim SeokJin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin