kötü yemek

2.1K 185 45
                                    

En yakın arkadaşlar arkadaşının derdine ortak olur, onu dinler, ona onay verip bir çözüm yolu bulur. Bir arkadaş grubuna sahiptim. Bolca zaman geçirdik. Yedi yirmidört birlikteydik. Yakın olarak bilinirdik ama biçbirimiz birbirinin sırrını, halini hatrını yada ailesini gibi durumları asla birbirimize anlatmamıştık. Bir nedeni yoktu. Sadece yapmamıştık işte. Tek jungkook'la yakındık oda hem akrabam olduğu için hemde çocukluktan beri birbirimize kardeş olduğumuz için. Onu bilirdim oda beni bilirdi. Bu kadardı. O yüzden bu durumda Sunah'a ne demem gerektiğini bilmiyordum.

Ne demeliydim? Bir arkadaş ne yapmalıydı.

Ki budurum normal bir durumda değildi. Biri kardeş dediğim kuzenim diğerleride arkadaşım. Kimsenin kırılmasını istemiyordum.

"Kafam çok karışık Gunju." dedi ve elini elimin üzerine koydu. Emin ol benim aklım seninkinden daha karışık durumda. Gram fikir yok. Hiçbir şey gelmiyor aklıma.

"Sence jungkook benden hoşlanır mı?" hoşlanmadığını oda biliyordu ama yinede bir umut istiyordu. Jungkook'u tanıyorsam bu asla.. Herneyse bu bana düşmez.

"Bilmiyorum sunah. Jungkook bu sende biliyorsun" böyle diyerek geçiştirdim. Üzülmesini istemiyordum. Şimdilik bir şey demeyecek öylece duracaktım.

"Bildiğim senin yanında hiçbir şey. Onu senden iyi kimse tanıyamaz" bu çok hakli bir sitemdi. Az çok tahmin edebiliyordum olacakları. Çünkü Jungkook hiç böyle düşünmüyordu. Bir kez bile sunah hakkında imada bila bulunmamıştı.

"Biliyorum ama bu konu farklı.. Kalbini ben kontrol etmiyorum ne dersem yalan söylemiş olurum. Bence Jungkook'tan çok Jimin'i düşünmelisin. Ne zamandır farkındasın onun duygularının?" derin bir nefes alıp elini kucağına çekti. Gözlerini duvardaki tabloya dikti.

Tabloda sonu belli olmayan bir oraman derinliği resmedilmişti. Ressam okadar güzel çizmişti ki orada yok olup gidesi geliyordu insanın.

"Biliyorsun sen Jungkook'la birlikte büyüdün. Bende Jimin'le birlikte büyüdüm. Onunla tanıştığımda daha 10 yaşındaydım. Birlikte okula gittik. Aynı sınıf aynı sıra hiç değişmedi. Fark etmem ise sanırım 16 yaşımda başladı. Benimle sevgili olmak isteyen herkesi uzaklaştırıyordu bir şekilde. Başta bunu yakın ardaş olduğumuz için yapıyor sanmıştım ama değildi. Bakışları farklıydı. Biliyorsun biz kadınlar hemen anlarız."

Aklıma takılan bir soru vardı. Ve bunu ona sormadan rahatlamayacaktım.

"Peki neden bunu onunla konuşmadın." Konuşsaydı belki işler büyümeden dururdu. Uygun bir dille anlatılınca anlaşılmayacak şey yoktu. Yani ben öyle düşünüyordum.

"Onu kırmak dünyada yapacağım en son iş bile değil. Onu kırmak asla ama asla istemiyorum" bu kırmak değildi. Daha büyük bir olayı başlamadan bitirmekti. Madem istemiyordu söylemeliydi. Onu görmezden gelmek ona umut olmak demekti. Hem nereye kadar böyle gidecekti? Eninde sonunda bir yerde patlayacaktı. Ne kadar beklenirse o kadar büyük olurdu.

"Sonsuza kadar böyle olmaz"

"Biliyorum. Yinede nereye kadar gidecek merak ediyorum"omuz silkerek söylemişti. Bende bu sözün üzerine bir şey dememiştim. Bir müddet sonra başka konular açılmış ve konuşmaya devam etmiştik. Sanki ikimizde söz vermişçesine bu konu üzerine tek kelime etmiyorduk.

Yemek saati yaklaşmasıyla Sunah'la bugünün masasını kurmaya karar vermiştik. Pek yemekten anlamıyorduk ama yapması ne kadar zor olabilir ki? Alt kata inip ilk önce bizim küçük veletlere baktık. Bir kaçı telefonla oynarken bir kaçıda uyuyordu. Gördüğümüz yerde olmalarına sevinsek mi üzülsek mi bilememiştik. Sanırım sorunları pekte konuşmamışlardı.

Zamanla Alışırsın/Kim SeokJin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin