inek????

3.6K 239 131
                                    

"Jungmin.. Oraya kızımızı gönderecekmisin gereçekten?" annemin sesini üstkattan inmek üzereyken duydum ve olduğum yerde durdum. Konuşmanın sonunu merak etmiştim.

"Evet" hiç tereddüt etmeden ona cevap vermişti. Ne bekliyordum ki?

"Bu ceza sencede fazla değil mi? Issız bir yere göndermek ne kadar doğru?" Canım annem benim yerime konuşmada fayda etmeyeceğini ikimizde biliyorduk.

"Issız bir yer olmadığını biliyorsun. Hem ceza fazla felan değil, onun yaptıklarına az bile. Zaten söyleyeceğimi söyledim ben." konuşma orada bitmişti. Annem ne derse fayda etmeyeceğini anlamış olmalı ki konuşmadı.

Tamam gerçekten yaramaz bir kızım. Süslü gezmeyi seven. Partiden partiye akan biriyim. Yaptıklarım boyumu fazlaca açmış. Ama bu olayda suçum olmadığını düşünüyorum. Daha yeni gelmiştim ve o adını dahi bilmediğim gerizekalı üzerime kusmuştu. Öyle oturup 'sorun değil ben kusmukluda parti yaparım' mı demeliydim? Onu oraya gömmediğime dua etmeliydi.

Merdivenlerden inerek salona girdim. Annemin bakışları her şeyi açıklıyordu. Ağzını kıpırdatarak "üzgünüm bebeğim" demişti. Buruk bir gülümseme sundum ona. Babamın sözünden dönmeyeceğini evren bile biliyordu artık. Bu yüzden zorlamanın manası yoktu.

Babam elindeki kahvesinden bir yudum alıp konuştu.
"Valizlerini minhyuk arabaya yerleştirdi. Seni havalimanına bırakacak. Oraya vardığında seokjin seni bekliyor olacaktır"  bana bakmıyordu. Umurunda değildim. Ne hissettiğimi, ne düşündüğümü öğrenmek istemiyordu. Ama yinede söyleyecektim.

"Baba.. Bir kez. Birkez daha düşünemezmisin? Gerçekten bu sefer suçum yok! Jungkooka sorabilirsin" yalvarır gibi konuşmuştum ama o tekrar kahvesinden bir yudum alıp konuştu.

"Sana söyleyeceğimi söyledim ben Gunju"

Elimdeki sırt çantamı tek omuzuma takıp hızlıca dışarı çıktım. Az ileride duran arabaya neredeyse uçarak binmiştim. Ağlamak üzereydim ve bunun kimse tarafından görülsün istemiyordum. Yanağımın içini ısırarak ellerimi yumruk yaptım. Sanırım işlediğim günahların cezasını böyle ödeyecektim.

"Küçük hanım!" minhyuk bana seslenince birazda olsa gevşemeye çalıştım.

"Gidebiliriz" annem daha yeni kapıdan çıkmış ve arkamızdan seslenmişti. Aynadan bana bakan Minhyuk'a başımı olumsuzca salladım. Tek kelime etmeden hızla havalimanına yol aldık. Üzgünüm anne. Şuan veda edecek durumda değildim.

Şehrin kalabalığı ve renkli ışıkları.. Bunları görmeyi seviyordum. Bazı insanlar yalnızlığı tercih eder belki benim gittiğim çiftlik onlar için cennet olabilirdi ama ben burayı seviyordum. İnsanların kalabalığı beni rahatlatıyordu. Arkadaşlarımla eğlenmek ve bu kalabalıkta onlarla saçmalamak benim en sevdiğim hobimdi.

Ve ben buradan gidiyordum. Ne zaman döneceğim ise meçhuldu. İnsanlar yok. Renkli ışıklar yok! Ailem yok! Alışveriş merkezleri yok. Partiler yok. Ön önemlisi orada çikolata bile bulamayabilirdim.

Bunları düşünürken çoktan havalimanına gelmiştik. Arabanın durmasıyla indim. Minhyukta inip bagajdan valizlerimi çıkardı. Sessizce onu takip ettim. Normalde susmayan çenem bugün konuşmak istemiyordu.

Ve ben adım adım kendi cehennemime yol alıyordum. Elveda renkli dünyam.

***

Uçağa bindikten sonra hemen kulaklığımı takmıştım. Yoksa cidden ağla..

Hıçkırıklarım uçakta yankılanmış, herkes bana dönmüştü. Deli gibi ağlıyordum.

"Gitmek istemiyorum!!!" diye bağırdım ve tekrar bir ağlama krizi! Buraya kadar biriken gözyaşlarım ve sinirim bitmek bilmiyordu. Bütün gözler kınayan bakışlarla bakarken benim ağlamama bir bebekte katılmış ve benim ağlamam dahada artmıştı.

Zamanla Alışırsın/Kim SeokJin✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin