Çalan alarmımla birlikte uyuşuk hareketlerle uyandım. Dün ne güzeldi. Ona kadar uyumuş sonra mis gibi bir pazar kahvaltısına gitmiştik. Sonra babaannemlere gidip onun o nefis yemeklerini sömürmüştük. Ama şimdi okul vardı!
Ergenliğimin üstüne biraz daha ergenlik katarak asice yorganı üstümden fırlattım. Yastığıma son bir bakış atıp "Akşama geç kalmayacağım sevgilim," dedim. Yatağın dibindeki pofuduklarımı ayağıma geçirerek kalktım. Keşke kalkmaz olaydım!
Karın ve kasık bölgemin ortasında bir yerlere giren acıyla yüzüm istemsizce buruştu. Vakti gelmişti lanet şeyin.
Karnımı tuta tuta-hiçbir işe yaramıyor, tamamen psikolojik- banyoya gittim. Rutin işlerimi hallettikten sonra Acar'ın odasının kapısına birkaç kere vurdum.
"Acar kalk hadi!"
Ses gelmeyince bir daha seslendim. "Acar geç kalacağız!"
İçeriye girecektim ki ikizimin sesini duydum. "Çığırma sabah sabah. Kalktık işte."
Sesin geldiği yöne baktığımda onu annemlerin odasının kapısında gördüm. "Hayırdır? Gece korkup annemle babamın arasında mı yattın?"
"Ha ve ha. Ne kadar şakacı bir kızsın öyle?" Gözlerini devirerek-şaşı kalacağız yakında- yanıma geldi. "Banyoyu işgal edince bende onlarınkine girdim."
"Peki tatlı şey. Ben hazırlanmaya gidiyorum."
"İsabet olur."
Odama geçip dolaptan formamı çıkarttım. Lakosumu giyip pantolonumun içine soktum ve üzerime yünlü mor kapüşonlumu geçirdim.
Sarı saçlarımı tepemde topladıktan sonra da sandalyemin üzerinden sırt çantamı aldım. Artık hazırdım.
**********
Kahvaltıdan sonra babam bizi her zamanki gibi okula bırakmıştı. Sınıfa çıkar çıkmaz Acar'la yer değiştirmiştim. Çünkü o peteğin dibinde oturuyordu ve benim ısınmaya ihtiyacım vardı. Durumu izah edince de tatlı kardeşim yerini geçici bir süreliğine bana vermişti.
"Günaydın gençler."
"Hıı sana da."
Deniz gelip sıramın üzerine oturdu. Böylece hem beni hem Acar'ı görüyordu.
"Karadenizde gemilerin mi battı çilli? Bu ne hal?"
Ofladım. Sabah sabah belamı bulmuştum yine! "Niye? Kurtaracak mısın beni?"
Sırıttı. "Dünyayı senin gibi bir çilliden mahrum bırakmak doğru olmaz. O yüzden evet."
Gözlerimi kısarak, "Boş yapıyorsun, yapma," dedim.
Bana tekrar gülerek Acar'la konuşmaya başladı. Ama benim dikkatim elindeki dumanı tüten karton bardaktaydı. Mis gibi kahve kokuyordu. Şanslı çam yarması!
Kahve kokusunu ciğerlerime çekerken acaba Acar'a almasını mı söylesem diye düşünüyordum ki kahve bardağı önüme doğru itildi.
"Kedinin ciğere baktığı gibi bakıyorsun. Al."
"Yok ya. İstemem. Kalsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babasının Kızı|Yarı Texting
Short Story''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan...