Selam! Uzun bir yeni bölümle karşınızdayım. Bölümleri erken bitirince atıyorum. Günlere sadık kalma konusunu hala başaramadım. 😂 Hem bu sayede herkesin gönlü olmuş oluyor. 😻Bu bölümde konuk bir karekterimiz katıldı. 😂 Umarım onu seversiniz. :)
Siz bölümü okumaya geçmeden önce size birkaç sorum olacak. Lütfen onlara cevap verin çünkü bölümleri ona göre yazacağım.
1) Bölümler biraz texting olmaktan çıktı. Bu sizi rahatsız ediyor mu? Yoksa böyle devam edeyim mi?
2)Instagram gönderileri ya da bizimkilerin WhatsApp grubu konuşmalarını görmek ister misiniz?
3)Hikâye artık sizi sıkıyor mu? Şu olmasa dediğiniz yerler var mı?
Lütfen, bu sorulara cevap veriniz. Benim için fazlasıyla önemli. 🤗 Şimdilik diyeceklerim bu kadar. Artık sizi bölümle baş başa bırakıyorum. İyi okumalar dilerim! ❤️
"Öhö öhö!"
"ÖHÖ ÖHÖ!"
"Deniz sıçacağım ağzına, kalk lan!"
"Lan Deniz! Uyanıksın, biliyorum."
"Oğlum kalkıcam şimdi ayağa."
"Kızma aşkım kalkıyorum."
Duyduğum seslerle birlikte gözlerimi hafifçe araladım. Dün Deniz ile birlikte uyuduğumuz koltukta şimdi tektim. Yattığım yerde gerinirken bir yandan da etrafa bakıyordum. Uyku mahmurluğuyla, ''Günaydın,''diye mırıldandım. Acar sevecenlikle karşılık verdi. ''Günaydın, güzelim. İyi uyudun mu?'' Kafamı salladım. Bi' yatağım olmasa da açıkçası dün rahat uyumuştum. Tabii bunda Deniz'in vücudunu yastık niyetine kullanmamda etkili olmuş olabilirdi. Bilemiyordum.
''Benim kollarımda bunca zamandır rahat uyumamış bir kız yoktur çilliciğim.''
Deniz'in alaylı sesine göz devirdim. ''Nesin sen? Ortopedik yatak filan mı?'' Beyefendi sırıttı. ''Bilmem? Öyle miyim, sen söyle.''
Ayaklarımı koltuktan sarkıttım ve elimle saçlarımı gelişi güzel düzelttim. Ardından ayağa kalkarak bu sefer de üzerime çeki düzen verdim. O sırada beni izleyen iki çift gözü görmezden geliyordum. Çünkü adlandıramadığım bir şekilde birden Deniz'e sinirlenmiştim. Ve ikisine de bakmayı reddederek odadaki banyoya girip ve güzelce elimi yüzümü yıkadım. En azından eve gidene kadar idare edebilirdim. İşlerimi hallettikten sonra tekrar odaya geçtim.
''Nilperi?''
''Efendim canım?''
''Babamlarla konuştum, birazdan gelirlermiş. Ben hazırlanacağım. İsterseniz siz Deniz'le aşağı inin. Bir şeyler atıştırırsınız.''
Hayır demek için ağzımı açmıştım ki Deniz tarafından susturuldum. ''Harika bir fikir. Haydi, çilli, gidiyoruz!''
Çam yarmasının peşinden gitmeden önce Acar'ın yanına gidip ateşini kontrol ettim. Normaldi. Elimle saçlarını geriye ittirdim ve yanağına bir öpücük kondurdum. ''Hemen geliriz. Dikkatli ol.''
Kafasını salladı ve eliyle gidin işareti yaptı. Deniz önde ben arkasında ilerlerken yolun ortasında durdu ve yanıma gelip beni kollarının altına aldı. Ona ters ters baktım. ''Hayırdır? Ne bu samimiyet?'' Yanağımdan bir makas aldı ve elimle onu ittirdim. ''Yapmasana! Git yanımdan.'' Suratıma şaşkınca baktı. ''Ne oldu?'' Omuz silktim. ''Kollarında rahat uyuyan kızların yanağını sık, benim değil.'' Ne diyorsun Nilperi... Ağzına sahip çık Nilperi... Sana ne Nilperi... Bu hareketler ne Nilperi?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babasının Kızı|Yarı Texting
Short Story''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan...