Herkese merhabalar! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir!🤗 Sonunda beklenen bölüm geldi! Şöyle söyleyeyim, başından beri aklımda böyle bir plan vardı. Umarım Z'nin kim olduğu sizi mutlu eder. ❤️ Sahneleri elimden geldiğince uzatmaya çalıştım ama inşallah becerebilmişimdir ve size o duyguyu yansıtabilmişimdir. 😻 Bu arada 31K olmuşuz bile... Sizler harikasınız. Bunun için çok teşekkür ederim.❤️ Daha fazla uzatmadan gidiyorum, size iyi okumalar diliyorum! Bu bölüme özellikle yorum bekliyorum. 😂 Sevgilerle! 💕
Bölümde geçen şarkılar:
Gri-Korkak❤️
Gri-Olmaz❤️
İki şarkının da yeri bende çok ayrıdır. Umarım sizler de seversiniz.Fransa'ya geleli bugün tam dört gün olmuştu. İlk gün uçaktan iner inmez kalacağımız otele gidip yerleşmiştik. Akşamına da otelde yemek yiyip erkenden odalarımıza çekilmiştik. Sonraki günler ise okulumuzun ayarladığı rehber sayesinde o müze senin, bu cadde benim hesabı ayaklarımıza kara sular inene kadar gezmiştik ve hala da gezmeye devam ediyorduk.
Şimdi de Deniz'in yüzme antrenmanını izliyorduk. Deniz demişken, onunla iki buçuk haftadır konuşmuyorduk. Sadece Enis Acar ve Berkant ile muhattap oluyordu. Benim yüzüme bile bakmıyordu. Ona çok kırılmıştım.
Bir de Z'ye çok kırılmıştım. Beni engellemişti. Ve ben gerçekten çok üzülmüştüm. Sürekli kendimi suçlamıştım ona karşılık veremediğim için. Evet, belki haklıydı. Ama yine de böyle bir muamele görmeyi hak etmemiştim.
"Kuşum nerelere daldın öyle?"
Sırma'nın sesiyle transtan çıktım ve gözlerimi kulaç atan Deniz'den ayırdım. "Hiç, öyle düşünüyorum."
"Sıkıldım ben ya. Bir iki yakışıklı çocukla konuşayım dedim, İngilizce bilmiyorlarmış. E ben de Fransızca selam ve günaydın demekten başka bir şey bilmiyorum." Koluma yapıştı. "Otele geri dönelim lütfeeeen."
"Acar'a sorayım ne zaman bitecekmiş bu antrenman."
Hemen yanımda oturan Acar'a döndüm. Deniz'i videoya çekiyordu.
"Ne zaman gideceğiz? Sıkıldık biz."
Gözlerini videodan ayırmadan cevap verdi. "Yavuz Hocaya haber verin, gideriz."
"Tamamdır," deyip yerimden kalktım ve Yavuz Hocanın yanına gidip gitmek istediğimizi söyledim. Biraz mırın kırın etti ama ısrarlarıma dayanamayıp izin verdi. Hemen yerime döndüm.
"Gidebiliriz!"
******
"Sırma ben banyoya giriyorum!""Tamaaam!"
Odamız iki kişilikti. Ve ben Sırma ile birlikte kalıyordum. Enis Acar, Deniz ve Berkant da beraber kalıyorlardı.
Kıyafetlerimi ayarlayıp banyoya girdim ve ılık suyla yıkanmaya başladım. Yarım saat süren banyo keyfimden sonra havluma sarınıp banyodan çıktım ve odaya geçtim. Sırma yatakta yayılmış elma yiyordu.
"Bu elmaları nereden buluyorsun? Ve niye yatakta yiyorsun canımcım?"
Omuz silkti. "Yanımda getiriyorum. Ve de çok seviyorum ne yapayım?"
Güldüm.
Kıyafetlerimi alıp tekrar banyoya geçtim ve çabucak giyindim. Odaya döndüğümde Sırma telefonla konuşuyordu.
"Hallettiniz mi?"
"Hayır, hayır. Hayır dedim Berkant!"
"Oğlum beni delirtme! Elvin'i ver telefona."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Babasının Kızı|Yarı Texting
Short Story''Bön bön çocuğu izleyeceğine yemeğini ye.'' ''Seni mi izlememi tercih ederdin?'' iğnelemem ona koymamış olacak ki, çapkınca sırıttı. ''Kusura bakma, çilli. Tipim değilsin.'' ''Bana diyene bak! Seni gidi aptal çam yarması!'' Sandalyesinden kalkmadan...