'öğret bana'

11.1K 338 477
                                    

Uyarı: Smut.

---

Gözlerini sıcacık yatağında yatarken tam kapattığın anda yan odadan ateş sesi geldi.

Hızla doğruldun ve yataktan kalktığın gibi salona gittin. Duvarda ki silah izlerini görünce korkmuştun.

"Sherlock, burada ne oluyor böyle?" Hafif endişeli bir biçimde söylemiştin bunu.

"Sıkıcı!" Sesin geldiği yöne baktığında ise elinde ki silah ile koltuğa yatmış Sherlock'u gördün.

Yavaşça koltuğa doğru ilerledin ve Sherlock'un önünde durdun.

"Eğer sıkıldıysan Sherlock, daha insancıl şeyler yapabilirsin." Bu dediğin üzerine sana kısa bir bakış atıp elinde ki silah ile oynamaya başladı.

Ama ardından suratında bir gülümseme belirdi.

"Ne gibi insancıl şeyler?" Sana tekrar baktığında hızla harekete geçtin.

"Mesela bu silahı elinden bırakmak gibi." Elinden silahı aldın ve koltuğun önünden uzaklaşıp ilerleyerek kenarda duran masaya koydun.

Sherlock'un koltukta uyumasını umarak, odana gitmek için arkanı döndün.

Ama tam da dibinde Sherlock'u görmeyi beklemezdin.

"Öğret bana." Onun gözlerine anlamsızca baktın.

"Öğret bana, Y/N. İnsanların neler yaptığını."

Sana bakarken gözlerini hafifçe kıstı.

"Bunları sana John da öğretebilir Sherlock ve gece uyuyamadım. Çok yorgunum, ben uyumaya gidiyorum." Solundan geçeceğin sıra hızlı davranıp tekrar önüne geçti.

"Ama ben senin öğretmeni istiyorum." Yüzünde bir sırıtış belirdiğinde derin bir nefes verdin ve kapanmak üzere olan gözlerini açık tutmaya çalıştın.

"Ne öğrenmek istiyorsun?" Onun elleri yanağına gittiğinde küçük bir adım geriledin.

"Seni." Bu dediği ile şaşkınca ona bakarken aranızdaki mesafeyi kapayarak Sherlock, yüzünü iki elinin arasına aldı ve dudaklarını seninkiler ile birleştirdi.

Sen hala sana söylediği şey üzerine şokunu atlatamamışken seni tek bir hamlede kucağına aldı ve koltuğa doğru ilerledi.

Sırtın koltuğun yumuşak yüzeyi ile buluştuğunda dudaklarını dudaklarından ayırdı.

Gözlerini gözlerine kenetledi.

"Ne yapmam gerekiyor?" Söylediğin bu şey üzerine güldü.

"Bunu benim söylemem gerekirdi Y/N." Güldün.

"O zaman söyle." Dediğin şey ile dudakları boynuna gittiğinde orasını öpücükler ile doldurmaya başladı.

"Ne yapmam gerekiyor Y/N?" Bunu senin duyabileceğin bir şekilde söylemişti.

Cesaretlendin ve hızla üstüne çıkarak ona yaklaştın. Burnunu hafifçe kulağına sürttün.

"Kendini akışına bırak." Çabuk davranarak dudaklarını onun dudakları ile birleştirdin.

Elleri, belin ile kalçan arasında gidip gelirken üstünde ki askılıyı tek bir hamlede çıkardın ve yere attın.

Bu yaptığın şey ile Sherlock'un yüzünde ki gülümsemeyi görmek istemediğin için hızla ona yapıştın.

Ama yinede güldüğünü hissedebiliyordun.

İçinden cesaret nehri akarken bu sefer o senin üzerine çıktığında, ellerini çalıştırıp gömleğinin düğmelerini açmaya başladın.

Tüm düğmeleri açtığında gömleğini üstünden çıkarttı ve bir kenara fırlattı.

Öpücükleri dudaklarından boynuna kaydığında ellerin ile saçlarını kavradın.

Dudakları biraz daha aşağı köprücük kemiklerine indiğinde yüzünü ellerinin arasına aldın ve dudaklarınızı birleştirdin.

Ellerin onun göğsünde gezinirken alt dudağını ısırdığında ağzının içinden hafif bir şekilde inilti kaçmıştı.

Her şey güzel ilerlerken ikinizinde kulaklarına dolan ses ile durdunuz.

"Sherlock, Lestrade seni aramış ama ulaşamamış. Yeni bi-" John telefonundan kafasını kaldırdığında gördüğü manzara karşısında cümlesini tamamlayamamıştı.

Hızla sesin geldiği yöne baktığınız zaman kapıda donmuş bir şekilde size bakan John'u gördünüz.

"Ben özür dilerim böldüm, devam edin siz." John suratına yayılan gülümseme ile odadan ayrıldı.

Ama kapının ardında attığı sevinç bağırışları duyulabiliyordu.

Gözlerini kapıdan Sherlock'a çevirdin.

"Ah, şimdi Bayan Hudson'a da söyleyecek."

Senin bu dediğin şey ile Sherlock üzerinden kalktı ve koltuğa oturup gülümsedi. Sende doğrulup yanına oturdun ve yerden askılını aldın.

"Bence bir dahakine kapıyı kilitlememiz gerekicek." Sherlock'un bu dediğine ikinizde güldünüz.

***

sherlock holmes / imagineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin