Elinde ki çay fincanı ile oynamayı bıraktın ve fincanı masaya bırakarak ayağa kalktın.
Hala telefonunun kısacası Sherlock'un nerede olduğunu merak ediyordun.
En çokta sana İspanyolca söylediği şeyin anlamını.
Yavaşça koltuktan doğruldun ve ayaklandın.
Salonda ki dolaba astığın paltonu aldın ve sırtına güzelce giydin.
Eline anahtarları ve cüzdanını alarak yavaşça kapıyı açtın ve merdivenlerden inmeye başladın.
Kapıdan çıktığın an yüzüne esen tatlı rüzgar ile suratına gelen saçları elinle kulağının arkasına geçirdin.
İçinde ki sesi dinleyerek ve o cümlenin anlamını merak ettiğin için Jhon'lara doğru gitmeye karar verdin.
Sherlock er geç eve geri dönecekti ve sende bundan onun hesabını soracaktın.
Caddeye çıktığın da bir taksiye seslendin.
-WTF.
Taksi kaldırımın kenarında durdu.
Sen ise hızla arka kapıyı açıp içeri girdin ve adresi verdin.
Taksi ilerlemeye başladığında cebinde telefonunu refleks olarak aradın.
Ama sonradan oflayarak camdan dışarısını izlemeye başladın.
Bir kaç dakika geçmeden dışarı da avını gördün.
Onu gördüğün an bağırarak taksiciye dur dedin.
Parayı vererek taksiden hızla indin.
John ile konuşan Sherlock'u net bir şekilde gözüne kestirdiğinde yavaşça onlara yaklaşmaya başladın.
Sherlock'un arkasına geldiğinde John çoktan seni fark etmişti ama Sherlock'a anlaştırmamaya çalıştı.
Sen ise duvarın hemen dibine saklanmış onların konuşmalarını dinliyordum.
"Peki Y/N'ye bu durumu nasıl açıklamayı düşünüyorsun Sherlock?"
"Bende onu düşünmeye çalışıyorum John, ona onun benim için nasıl özel olduğunu söyleyebilirim ki?"
Sen bunu duyunca soğukkanlı bir şekilde duvarın arkasından çıktın ve cüzdanını cebinden çıkararak Sherlock'un sırtına silah niyetine dayadın.
Sherlock durumu anlamış olacak ki ellerini 'teslim oluyorum' dermişçesine kaldırarak sana doğru döndü tatlı bir gülümseme ile.
John ise arkadan sırıtıyordu.
"Yakaladın beni dedektif."
İçinden kendini tutarak konuştun.
"Bana şu cümlenin anlamını söyle."
"Umm... Şey, aslında ilk önce şu cüzdanı indirsen?
Kendinden emin bir şekilde konuştun.
"Hemen!"
Sherlock'un ağzından çıkacak kelimelere dikkat etmeye çalıştın.
"Sen benim için özelsin."
Duyduğun ikinci şok verici cümle ile cüzdanı yavaşça indirdin.
"Bak bunu böyle söylemek istemezdim ama-"
Daha fazla duymak istemediğin için hızla dudaklarına yapıştın.
Sherlock ilk başta şaşırsada karşılık verdi.
"Iıı, şey çocuklar bunu evde de yapabilirdiniz, biliyorsunuz dimi?"
John'un dediği bu şey ile ayrıldınız.
***
Öğ.
B*ök gibi oldu sonu.