Tüm dikkatin ile televizyona odaklanmışken Sherlock'un odasından ses gelir.
Korku ile kalkarak yavaş adımlarla Sherlock'un odasına girersin.
"Sherlock?"
Yerde gördüğün Sherlock'un bedeni ile hızla Sherlock'a yapıştırsın.
"Aman tanrım, Sherlock! İyi misin?"
Sherlock yüz üstü düşmüş olduğu için yerden boğuk boğuk sesi geldi.
Sen onun gece boyu uyumamış olduğunu hatırlayınca yavaşça yerinden kaldırmaya çalıştın.
Sherlock'u tutmaya çalışırken onun göründüğünden daha ağır olduğunu fark ettin.
Onu yatağa bıraktığın da orada bir şey senide çekti ve sende yatağa hızla yatağa, Sherlock'un yanına düştün.
Dikkatle baktığında Sherlock'un ellerinin beline dolanmış olduğunu gördün.
Ellerin ile Sherlock'un ellerini belinden çekmeye çalıştın ama Sherlock ellerini beline biraz daha sardı.
Yavaşça seslendin.
"Sherlock, ellerin..."
Sherlock'un sesi yastık yüzünden tekrar boğuk çıkmıştı.
"Yanımda yat Y/N, lütfen..."
Kaşların çatıldı.
"Olmaz Sherl, lütfen. Senin uyuman gerek."
Sherlock yattığı yerden seni daha da yakınına çekti.
Gözlerin onun yüzünü ilk defa bu kadar yakından görüyordu.
Dikkatli bakarken tekrar Sherlock'a seslendin.
"Ah tamam Sherl, yanında yatıcam ama televizyonu kapatmam lazım."
"Gerek yok."
"Ne, hayır lütfen. Bak söz veriyorum tekrar gelicem. Hem ışıklarda açık."
Belinde ki eller gevşediğinde hızla kalktın ve içeri geçerek televizyon ile ışıkları kapattın.
Sherlock'un odasına geldiğinde kapıyı yavaşça kapatıp Sherlock'un yanına yattın.
Sherlock'un sana arkası dönüktü.
Sende ona arkanı döndün ve uyumaya çalıştın.
Ama beline dolanan eller buna hiç izin vermedi.
Burnuna dolan Sherlock'un kokusu ile belki böyle daha iyi olacağını düşündün.
***
Woaq one-shot.
Neys.