Kang Sun Yeon
Bugün iş yerinden geç çıkmıştım gece olmuştu bile. Yapılacak işler yüzünden geç çıkmam istenmişti. Bitirdikten sonra otobüs durağına doğru geldim. Beklerken annemi arayıp, ona geç geleceğimi söyledim.
Biraz bekledikten sonra bineceğim otobüs geldi, bindim. 1 saat sonra ineceğim yere gelip indim otobüsten. Gece olduğundan dolayı her yer karanlık olmuştu etrafı sadece sokakta ki lambalar aydınlatıyordu. Birkaç kez daha gece gelmiştim eve.
Sokakta yürürken arkam da birinin beni takip ettiğini fark ettim. Fark ettiğim zaman adımlarım hızlanmıştı ve çok korkuyordum. Hâlâ beni takip ettiğini görünce bu sefer koşmaya başladım. Ben hızlandıkca o da hızlanıyordu.
Diğer sokağa girince arkama baktım ve arkam da yoktu. Kurtulduğumu anlayınca çok rahatlamıştım. Yürümelerim yavaşlamıştı, rahatca yürüyordum. Evime giden sokağa girince karşıma birden o çıktı. Korkudan çığlık atıyordum, ondan kaçmaya çalışmıştım ama başaramamıştım. Elin de demir sopa vardı. Saçımı birden sertce çekti ve sopayla karnıma sertce vurdu. O an da gözlerim kararmaya başlamıştı.
Min Seo
Bugün alışveriş merkezine gidicektim Moyeon'la. Hazırlanıp dışarı çıktık. Otobüs durağına gidip otobüse bindik. 1 saatlik yolculuktan sonra alışveriş merkezine vardığımız da indik. Yürümeye başladık. Biraz yürüdükten sonra içeri girdik. Moyeon ve ben birkaç kıyafet almak istiyorduk. Mağazaları dolaşarak istediğimiz kıyafetleri deneyip aldık.
İkimiz de acıkmıştık, bir yere gelerek yemek yemek istiyorduk. İstediğimiz yere gelince sipariş verdik bir süre sonra gelmişti, yemeğe başlamıştık. Yemekler bitince kalktık. Tekrar otobüs durağına gelerek eve gidecek olan otobüsü bekleyip bindik. Yol boyunca Moyeon aldıklarımız hakkında konuşuyordu. İneceğimiz durağa gelip indik. Yürüdükten sonra eve varmıştık.
Odama gidip eşyaları koyduk. Annem evde yoktu, dışarı çıkmıştı. Aldıklarımızı dolaba yerleştirdikten sonra kahve yapıp salona geldik ve oturduk.
"Çok yorucu değil miydi Moyeon? Ölecekmiş gibi hissediyorum."
"Evet yorucuydu ama seviyorum alışverişi. "
Akşam olmuştu, annem de gelmişti. Birlikte yemek yiyip konuştuk. Mutfakta ki biriken çöpleri atmam gerekiyordu. Poşetleri aldıktan sonra dışarı çıkıp çöp kovasına atacaktım. Çıktığım da yürümeye başladım. Çöp kovası sokağın başındaydı. Bu çöp kovası niye o kadar uzaktaydı ki anlamıyorum. Çöpler de ağır olduğu için kolumu ağrıtmıştı. Geldiğim zaman sonunda çöpleri atarak kurtulmuştum.
Eve doğru yürümeye başlamıştım. Yürürken yan sokaktan aniden çıkan biri bana çarpmıştı, sert çarpmasıyla yere düşmüştüm. Panikle bana baktı, özür diledi ve hızlıca gitti. İçimden ne kadar da kaba biri insan kalkmama yardım eder diye düşündüm. Yüzün de siyah maske, siyah şapka vardı ve simsiyah giyinmişti. Bu hava da siyah giyinmek tuhaftı.
Böyle düşününce duraksadım. O gün markette gördüğüm kişiyle aynı giyinmişti maskesi, şapkası ve ayakkabısı tamamen aynıydı. O gün çok tuhaf ve korkunç gözüküyordu. Neden böyle gözüküyor peki ? Kendini mi saklıyordu? Neden saklasın ki durduk yere. Düşüne düşüne eve gelmiştim.
Olanları Moyeon'a anlatmamıştım çünkü o sadece gülüp geçiyordu. Aklımdan çıkmıyordu hâlâ böyle giyinip, kendini saklaması ve eğer o gördüğüm kişi markettekiyle aynı kişiyse neden korkunç gözüküp, kesici aletlere baksın ki? Kaçırılma olayı olduğundan beri herşey garipleşiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seri Kaçırılma
Mystery / ThrillerPsikolojisi bozuk olan bir kişinin bir oyundan esinlenerek sadece 7 zayıf kız kaçırması ve onlara yaptığı kötü şeyler..