KAÇIŞ YOK

935 31 3
                                    

Min Seo

Her zaman gözümü, yarın kurtuluruz diyerek kapatırdım. Gözlerimi açıtığım da uzandığım yerden doğrulmaya halim yoktu çünkü bu pislik bizim daha çok zayıflamamız için çok az yemek veriyordu. O da doyurmuyordu.

Halsizlikten dolayı doğrulamadım. Yan tarafta ki bir kız birden bağırarak ağlamaya başladı. Sanırım o da dayanamıyordu artık. Kız hıçkırarak ağlıyordu ve her ağladığın da benim de ağlayasım geliyordu. Nasıl olsa biz bu olayın  kurbanı olduk ve kurtuluş yoktu.

Kız ağladıktan sonra bir ses çıktı. Bu o sesti, içimizi içten içe korkuyla kemirten ses. Demir sopanın, demirliklere sürtülme sesiydi. Ses bir süre kesildikten sonra o adam belirdi. Hepimizin görmekten tiksindiği o adam.

Yan tarafta ki kıza demir sopasını yere sürterek geldi. Demir parmaklıkta ki kilidi açtıktan sonra içeri girdi. Kız korkudan geri geri gidiyordu ağlayarak. Demir sopasını kaldırarak hiç acımadan sert darbelerle kıza vurmaya başladı. Bir insanın hiç mi acıması olmazdı?!

"SİZ APTALLAR BURDAN KAÇIŞ OLDUĞUNU MU SANIYORSUNUZ?! BURDAN NE KAÇIŞ NE DE KURTULUŞ VAR!"

Kıza sürekli ve sert bir şekilde vurduktan sonra demir parmaklığın kilidini takıp gitti. Kız acıdan kıpırdayamıyordu bile. Yaptığı tek şey sessizce ağlmaktı. Önceki morarmaları şimdi kanıyordu. Bu acıyı az çok biliyordum. Kıza acıyıp ben de sessizce ağlamaya başladım.

2 saa sonra

Dışardan bir ses duydum, biri bağırıyordu o kadar bağırıyordu ki ses buraya kadar geliyordu. Bu ses çok tanıdık geliyordu. Sanki, sanki ben bu sesi önceden hep duyuyordum gibiydi. Öyleydi... Bu ses Moyeon'a aitti. Moyeon beni aramaya gelmiş olmalıydı.

Moyeon'un sesini duyduğum da sessizce ağlamaya başladım. Beni kurtarmalıydı bu pisliğin elinden. Moyeon her adımı bağırdığında gözlerim adeta parlıyordu. Hasret kaldığım bu ses, bu kişi şimdi benim için gelmişti.

Biraz sonra ses kesildi. Hayır, Moyeon beni bırakmaz. Beni bulasıya kadar arardı. Yani öyleydi. Şimdide öyle beni bulmadan gitmez. Gitti ise geri gelir. Ses kesildiğin de parlayan gözlerim de mutsuzdu. Sanırım biz buraya mahkûmduk. Burdan ne kurtuluş ne de kaçış vardı. Dediği doğruydu.

Peki bizim suçumuz neydi? Biz neden bunu hakkettik? Anlamıyordum. Annemi ve Moyeon'u çok özledim. Tam olarak ne zamandır buradayım bilmiyordum. Sadece o küçük delikten gündüz mü yoksa gece mi olduğunu biliyordum.

Lanet acılarımla birkez daha yarın burdan kurtuluruz diyerek gözümü kapattım ve zorla uyumaya çalıştım. Gerçi ne kadar kurtulabilirdik ki doğrulara inanmak gerekirdi. Burdan kaçış yok. Ben kendimi kandırmaya devam etmeliydim sadece böylece hiç olmazsa bir umut olur.

 Ne kadar yok denilecek kadar kurtulma umudu olmasa da olsun biz birgün kurtulacaktık ve kurtulduğumuz o gün, bu pisliğin suratına yapıştıracağım.

Seri Kaçırılma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin