İŞKENCEYE MARUZ KALMAK

860 24 0
                                    

Min Seo

Birinin sesini duyduk ama bu ses bizim duymak istediğimiz ses değildi. Bu sesin sahibi bize bunları yapandı. Sesi duyar duymaz hepimiz geri çekilmeye ve saklanmaya başladık. Yine ne yapmaya gelmişti, kurtuluşumuz yok muydu bundan?

Sesler kesilince ortaya çıktı. Pis bir şekilde sırıtarak geliyordu. Birimize birşey yapacaktı belliydi bakışlarından. Burda kala kala alışıyordum artık. Hepimizi tek tek gözden geçirdikten sonra eli benim üstüm de durdu. Parmağı beni işaret ediyordu.

Yavaş yavaş gelip demir parmaklığın kilidini çözdü ve beni çekiştirerek çıkardı. Sandalyeye oturtturup bağladı. Anlamıştım bana kötü şeyler yapacağını ama niye ben, neden ben? Eline bir makas aldı. Saçlarımı kesecekti. Saçlarım eskiden bakımlıydı şimdi ise bayadır burda olduğum için kötü ve cansız gözüküyordu.

Makası saçlarıma doğru getirerek kesmeye başladı ama ben uzun saçlarımın kesilmesini istemezdim ki. Kestiği anda ağlamaya başladım çünkü saçlarımı çok seviyordum.

Daha sonra eline jileti aldı. Kollarıma doğru jileti götürdüğün de önceki yaptıklarını hatırladı ve vazgeçti. Yanımdan kalkıp köşeye doğru gitti. Genelde o taraflardan kesici aletler alıyordu. Geldiği zaman elinde ki demir sopayı gördüm. Ne yapacaktı ki yine mi o sopayla vuracaktı?

Kenarda ki tenekeyi de yanına aldığında yakmaya başladı. Biraz sonra tenekenin içi tamamen ateşle kaplı olmuştu. Merakla ve korkuyla ne yapacağını izliyordum. Diğer kızlar sanırım anladılar çünkü hemen arkalarını dönüp bakmayı kestiler. Demir sopayı ateşin içine koydu.

Demir sopayı ateşin içinde beklettikten sonra çıkardı. O kadar sıcaktı ki buharlar çıkıyordu üstünden.

"N-ne yapacaksın bana. Y-yoksa-.."

"Evet bildin, bu sıcak demir sopayı sana değdireceğim ve o zaman çok daha güzel olacaksın emin ol."

Korkuyla ağlamaya başladım. O demir sopa kim bilir nasıl sıcaktır şimdi. Bana yaklaştırdığı zaman bile sıcaklığını hissettim. Tenime değdirdiğinde acıyla bağırdım. Ağlamam şiddetlenmişti. Demir sopayı derime bastırdığında ölecekmiş gibi hissettim.

"Ç-çek şunu l-lütfen, yalvarırım."

"Bana yalvarman çok güzel."

Biraz daha bastırdıktan sonra çekti ve yere koydu. Beni çözdü ve kaldırıp yerime koydu. Demir parmaklığın kilidini de takıp gitti. Demir sopayı değdirdiği yere baktığım da kıpkırmızı olmuştu, çok kötü gözüküyordu ve derimden buhar çıkıyordu. Bu acı, b-bu acı katlanılmazdı.

Vücudum yaralarla dolmuştu, eski ben yoktu artık. Hem ruhen hem de bedenen çok kötüydüm. Burdan asla kurtulamayacaktım. Lanet yerde ve bu pisliğin elinde kurban olarak kalmıştık. Bizi kurtarıcak kimse yoktu. İçimde ki küçük umut Moyeon'un gelip bizi kurtarma umudu da yoktu artık.

Seri Kaçırılma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin