Tatlı Dilin Kıymeti 11

21 8 0
                                    

Emre: Mustafa ineceğimiz durağı biliyor musun sen?

Mustafa: Hayır her şey sende olduğu için ben hiç bakmadım vallah

Emre: Tm ben hemen bakıyorum da benim çantamdan Power Bankı mı çıkarır mısın? Şarjım azaldı da.

Mustafa: Tm sen çantanı bana ver. Ben hemen çıkartırım

Emre: Teşekkür ederim.

Jackson: Vayy behh Mustafa bakıyorum da her şeyi Emre'ye yüklemişsin bir an düşündüm de sanki Emre İstanbullu sen de gezmeye gelmiş gibisin...

Gavin: Aslında bende tam onu diyecektim.

Mustafa: Ben buraları bilmiyorum aslında fazla dışarı çıkmadığım için İstanbul'u hiç güzelce gezemedim Emre gelmeseydi buraları anca rüyamda görürdüm. Bir yandan babam da sorun yapıyordu. Ama Emre olunca tüm sorunlar kalkıyor nedenini bende bilmiyorum.

Jackson: Bırak da kalksın yani her şeyi biliyor her ortama ayak uyduruyor ve bir sıkıntı olsa hepimizi kesin kurtarır.

Gavin: Bilmiyorum da çok hızlı birine mesaj atarken bile çok hızlı yazıyor. İlginç yani bilmiyorum bana çok değişik geldi yani... :))

Emre: Nee nee çok değişik mi ben mi değişiğim. :) Kim diyor onu yaa ne alaka hem normal insanım ben bir farkım falan da yok yani boş boş laflar uydurmayın da geldik inelim isterseniz.

Gavin, Jackson, Mustafa: Tm hadi inelim.

Emre: Şimdi buradan 5 10 dk yürüme mesafesi var eğer hızlı gidersek yetişiriz gidemezsek yetişemeyiz. Bu kadar açık ve net yani...

Jackson: Yetişiriz gibi duruyor yaa...

Mustafa: Biraz zor yetişiriz.

Gavin: Yetişiriz yetişirizz...

Hep beraber hızlıca yürüyerek Dolmabahçe Sarayına varmaktadırlar. Hemen içeriye girmek için kapıya yönelmişlerdir.

Mustafa: Merhabalar daha kapanmadı değil mi?

Görevli: Malesef saniye farkıyla kaçırdınız arkadaşlar.

Mustafa: Hadi ya bu hiç iyi olmadı şimdi biz saniye farkıyla kaçırdık yani peki bey efendi hiç girme imkanımız yok mu?

Görevli: Malesef bey efendi saat 5'de her şey kapandığı için malesef bizimde kapatmamız gerekiyor.

Mustafa: Hm peki bey efendi o zaman yarın geliriz tekrardan teşekkürler

Görevli: Rica ederiz. Tabi buyurun bekleriz hatta sizin isminizi alayım ben size bir tur rehberimiz var onu ayarlayayım bari yarın size bir faydamız olsun.

Mustafa hemen bilgilerini vererek arkadaşlarına müzenin giriş saatini saniyeler ile kaçırdıklarını söylemektedir.

Emre: Biliyordum ben böyle olacağını neyse ya yarın geliriz olmadı yani sorun olmaz şimdi gelin hep beraber yemek yiyelim herkes acıkmıştır galiba?

Jackson: Ben cidden açıktım yani hemde fena derecede yemek yememiz gerek yoksa açlıktan bayılacağım.

Gavin: Bende fena acıktım. Hemde aşırı derece de...

Mustafa: O zaman isterseniz hemen şu karşı tarafta gözüken restauranta girelim ve güzelce karnımızı doyuralım ne dersiniz?

Emre, Jackson, Gavin: Bu çok harika fikir hadi gidelim.

Gezgin ve Meraklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin