Emre: Ahh biz eve gidiyoruz ama Miniatürke girmeyi unuttuk. Oraya da gidecektik.
Mustafa: Oha aynen ya off orayı unuttuk gerçi zaman kalmadı ki neyse oraya da yarın gideriz.
Emre: Gerçi saat 19.00 olmuş ya orası 17.00'da kapanıyordu. Unutmuşum vlhh
Mustafa: Neyse sorun değil ya yarın gideriz. Zamanımız var zaten bu arada bir an önce eve gidelim de uykum geldi.
Emre: Ahah peki nee nee uykun mu geldi nasıl ya yok artık uykucu uyumak yok daha sizin hocanın mailini okuyacaz.
Mustafa: Ne maili yaa?
Emre: Sen duştayken sabah hocan mail attı bizi okula çağırıyor.
Mustafa: Oha bu şimdi mi söylenir?
Emre: Sen merak etme ben cevap verdim zaten
Mustafa: Ne sen ciddi misin? Ne dedin peki?
Emre: Evet ciddiyim geleceğiz hocam dedim saat ve tarih konum bilgisi atmasını istedim.
Mustafa: Oha ya neler olmuş neler
Emre: Galiba birinci biz olmuşuz bizi toplantıya çağırdı.
Mustafa: Yine mi biz olduk ahah çağırsın zaten seni de merak ediyor kesin onun için mail atmıştır.
Emre: Ahah bilmiyorum vlh gider konuşuruz yarım akşam mı ne galiba en sonunda yarın yazıyordu.
Mustafa: Hm tm tm eve gidince bakarız ona hadi biraz bas hemen eve gidelim.
Emre: Tm yaa sonra da yavaş git deme
Emre hızlı bir şekilde eve gelmektedir. Genel olarak herkes yorgun olduğu için uyumaktadır. Sabah ise her zaman ki gibi 10.00 da kalkarak dün gidemedikleri müze olan miniaturk müzesine gitmek için yola çıkmışlardır.
Emre: Bizimkiler yine takipte
Mustafa: Bizimkiler kim ya?
Emre: Mete abiler işte
Mustafa: Ahah takip etsinler ya onlarda gezer bizle işte
Emre: Ahah aynen aynen ama aramızdan sıfıra sıfır geliyorlar şunları arayıp bir kaç şey uzaktan gelebilirler mi diye sorabilir misin?
Mustafa: Hm dur arayayım da diyeyim.
Mustafa Mete abileri arayarak az geriden takip etmelerini istedikten sonra yollarına devam etmektedirler.
Emre: Yolumuz çok az kaldı.
Mustafa: Sabah bu saatlerde yollar hep boş oluyor varya
Emre: Evet ben o trafik durumunu araştırıp da geldim o yüzden hep bu saatlerde çıkıyoruz.
Mustafa: Neee oha sen gelmeden trafik durumunu mu inceledin ohaa yok artık yaa bende diyorum neden hep boş zamana denk geliyoruz.
Emre: Tabi ki de yoksa hep trafiğe denk gelirsek sıkıntı
Mustafa: Sen varya sen fenasın vlh babamın dediği kadar var babam ne diyordu sevdiği kişilere tüm bilgileri verir ama sevmediği kişilere vermez. Birde sevmediği kişilerin yanında usenme olur diyordu vlh doğru galiba 😂
Emre: Bilmem olabilir yaa neyse geldik hadi arabayı park edip de gezelim.
Mustafa: Ben hemen biletlerı alayım o zaman
Emre: Tm olur seni bekliyoruz o zaman.
Mustafa hızlı bir şekilde biletleri alarak geri gelmektedir. Herkese tek tek biletini dağıttıktan sonra müzeye girmektedirler.
Emre: Tarihçesi yok mu ki?
Mustafa: Karşında ya dur ben okuyayım bu sefer;
Miniatürk, Minyatür Türkiye Park'a verilen isimdir. Her iki ismide kullanılmaktadır. Miniatürk ülkemizin ve dünyanın en büyük minyatür parkıdır.
Tarihsel ve kültürel yönden zengin olan ülkemizin tüm illerinde bulunan eserlerin minyatürlerinin bulunduğu İstanbul ilindeki Minyatür Türkiye Parkı toplam olarak 60 dönümlük bir araziye kurulmuştur. Yani 60.000 Metrekarelik bir alanı kaplamaktadır.Bu park İstanbul ilimizin Haliç semtindedir.
2001 Yılı Haziran ayında başlanıp 2003 Yılı mayıs ayında tamamlanmıştır.
Minyatür Parkta toplam olarak seçilmiş 122 eser bulunmaktadır. Bu 122 eser yaklaşık olarak 25 katı küçültülerek yapılmış olan minyatürlerdir.
Miniatürk gerek yurtiçi gerekse yurt dışından gelen turistlerce en çok ilgi gösterilen parklardan olup haftanın her günü açıktır. Bu kadar
Emre: Tarihçesini bayahh güzel yazmışlar yaa çok iyi
Mustafa: Aynen aynen hadi gezelim bakalım.
Annesi: İstanbulun maketi bayah güzel duruyor ya özellikle köprüler aşırı güzel yapmışlar.
Mustafa: Aynen Anne zaten burda 81 ilin maketi var ilerlerde Safranbolu'da vardır.
Emre: Kesin vardır yaa hatta gelin oraya gidelim.
Mustafa: Olur gidelim.
Emre: Bak bak karşıda duruyor oha çok iyi yapmışlar yaaa
Mustafa: Safranbolu cidden böyle mi?
Emre: Evett geldiğin zaman göreceksin zaten
Mustafa: Vay beh çok güzel duruyor.
Emre: Bak bak daha neler neler var yaa çok güzel yapmışlar.
Hatice Abla: Ya ben bu kadar güzel olduğunu düşünemezdim.
Annesi: Bende katılıyorum ya bu kadar da gerçekçi olduğunu sanmazdım.
Emre: Bende aynen maket ya uyduruk yaparlar sanmıştım.
Mete Abi: Ama en ince detayına kadar düşünüp de yapmışlar cidden.
Mustafa: Alçıdan yapmışlar galiba
Emre: Galibaa
Mustafa: Yağmurda fln zarar görmez mi ki?
Emre: Bilmem ki belki kapatırlar üstünü
Annesi: Bence de kapatırlar gibi me geliyor çocuklar.
Emre: Ama alçı ya her hangi bir zarar da gelmeyebilir.
Annesi: Ama alçıdan yapıldığını nerden biliyorsun?
Emre: Dokundum da öyle geldi.
Annesi: Hm bilmem ki olabilir.
Mustafa: Hadi hadi hızlıca her yeri gezelim de bir an önce bitsiz biz okula gitcez.
Annesi: Tm ya acele ettirmeyin bizi
_______________________________________
Son 3 bölüm sonra İstanbul Macerası sons eriyor ve Safranbolu Macerası başlıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gezgin ve Meraklı
Teen Fictionİnternet ortamında tanışan iki yakın arkadaşın beraber gezdikleri şehirleri ve yaşadıkları anıları içermektedir.